Şarkılar:
Simge-Prens ve Prenses, Tatu-All the thing she said, snowfall, Lana Del Rey-Brooklyn baby, Dolby Atmos ver.-CardiganBir insanın sahip olduğu herşeyi onun elinden alırsanız o insanı yok etmiş olursunuz. Peki herşeyi alınmış birisi son sahipliğini alınmasına izin verir mi?
Beni bu hayatta ailem dışında kimse sahiplenmemişti. Birgün babam bizi terk etmişti, ama buna rağmen annem onu hiçbir zaman bana kötülememişti, babamın beni her zaman sevdiğini ve beni bir prenses gibi büyüttüğünü söylerdi bu yüzden babama kin duymazdım, hâlâ da duymam. Babam benim gizli kralımdı.
Bir gün annemde gitti hemde kendi isteğiyle. Önce bana ölümü gösterdi, bir insanın ölümüne gözlerimin önünde bana yaşattı. Sonrasında ise bana ölümü yaşattı, bunu da gözlerimin önünde kendi şakağına mermiyi sıkarak.
O günden sonra hiç kimse beni sahiplenmemişti. Ben her zaman yalnızdım, istenmeyendim, dışlanan ve şikayet edilendim. Hiçbir erkeğe dokunamadım çünkü dokunduğumda bende annem gibi öldüreceğim sandım, dokunduğum adam bana da anneme yaptığı şeyi yapacak sandım. İki sene öncesine kadar herşey yolunda gidiyordu ta ki annemin kaderi dönüp dolaşıp beni bulana kadar.
Ona yapılan şey bana da yapılmaya çalışıldığında hayatımda ilk defa birinin beni sahiplenip korumasını istemiştim. O an o adamı benden uzaklaştırmasını belki de öldürmesini istemiştim. Belki de beni seven, sahiplenen, koruyan ve değer veren birileri olsaydı o olay asla yaşanmazdı.
O olaydan sonra en ufak şey beni annemin hem ölümü gösterdiği hem de yaşattığı ana götürmeye başladı, bunun devamı krizlere ve tedavilere kadar gitti ama bu hastaneye gelecek kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştim.
Bir gün beni bu hastaneye getirdiler, Afra en başından beri bana bir arkadaş gibi davrandı, hatta belki de bir anne gibi. İlk başlarda bu bana garip gelmişti hatta Afrayla arama mesafe koymaya bile çalışmıştım, insan 5 yaşından beri yabancı olduğu birşeyle karşılaşınca korkuyor tabi. Sonrasında ise yavaşça alışmıştım ve bende aynı değeri Afraya vermeye başlamıştım.
İki yıl sonra Alen Barça geldi bu hastaneye. Hayatımda karşı cinsimden kimseye dokunamıyordum ta ki o hayatıma girene kadar. Bana ona dokunabileceğim konusunda güven verdi ve aslında en güvenilmeyecek adama dokundum; cinsel obsesif kompulsif bozukluğuna sahip bir adama güvenerek ona dokundum. Verdiği güven aslında beni sahiplenmesiydi. O geldi; beni sahiplendi, korudu, değer verdi hatta belki de sevdi... Bunu bilemiyordum.
Şimdi ise Alen'in bu dünayada en nefret ettiği insan bana beni ondan alacağını söylüyordu. Bu dünya ondan bütün sahip olduğu hazinesini almıştı, onu karanlığa gömmüştü. Buna rağmen Alen bütün o karanlıkta aydınlık olmayı başarabilmişti, gecenin aydınlık tarafı Alen Barça tüm o gecenin sonu olmayan karanlığına karşı ay mavisi renginde bir aydınlık olmuştu. Ve ben o aydınlığa büyülenmiştim. Şimdi ise beni o aydınlıktan, beni sahiplenen ve çepeçevre saran aydınlıktan alacağını söylüyordu bu not.
Elimde ki notu sinirden buruşturup çöp kutusuna attım ve saçlarımı taramadan sandalyemden kalktım. Camın kenarına gidip dışarıya baktığımda derin bir nefes aldım. Abi kardeş arasında ki anlaşmazlıkları büyüktü evet ama bu olayın bana sıçrayacağını hiç düşünmemiştim.
Gözlerimi kapattım ve alt dudağımı ıslattım. Aldakara güvenmiyordum ondan herşey beklenirdi, bana zarar bile verebilirdi ve bu beni tedirgin etmişti. Gözlerimi açtım, kalbim gerginlikten hızlanıyordu. Hızlı adımlarla çöpün yanına gittim ve buruşturduğum kağıdı alıp odamdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AY MAVİSİ
Jugendliteraturİşlediği bir cinayetinde yakalanan Alen Barça'nın hapishaneye girmesi beklenirken akıl sağlığı yerinde olmadığı ortaya çıkar. Bunun üzerine hapishane yerine akıl hastanesine kaldırılır ve orda tedavi görmeye başlar. Herşeyden habersiz gittiği akıl...