3. bölüm

3.2K 76 4
                                    

İnsan acı cekince en sevdiği insan da çeksin ister ...

Flasback (1ay önce)

Mihre avluda kurduğu sofraya son olarak ta salatasını getirip hazır olan sofraya gururlu bir şekilde bakıyordu . Sofrayla saçma bakismasini kesmek adına eski salonlarinda oturan annesi Derya hanım ve babası Ahmet beye seslendi . Abisi aklına geldi yemek saatleriydi ama abisi hâlâ gelmemişti . Normalde asla geç kalmazdı ,içinden "hayırdır inşallah"diyerek sofraya doğru gelen anne ve babasıyla usulca yerine oturdu .içinde ki sıkıntıyı yok sayarak .
Babası Ahmet Efendi'nin sozleriyle düşüncelerinden sıyrıldı usulca .

-oglun Fırat efendi nerdedir Derya hanım ?

-bilmem ki bey gelir herhal birazdan .

-normalde gec kalmaz baba . Helede yemeğe bu kadar düşkün bir adamken

Genç kızının sözleriyle Ahmet efendi kızına hak vererek başını salladı . Ama önemli birşey olsaydı haberim olurdu diyerek içindeki sıkıntıyı yok sayarak yemeğe odaklandı .

Onun bu hareketiyle Derya hanım da yemeğine başladı . Mihre ise sadece içindeki sıkıntının boş bir evham olmasını diliyordu . Önündeki yemekle oynamaya başladı ,yiyesi gelmiyordu bir turlu . Nasıl olsa abimle yerim diye içinden geçirdi .

Onlar yemeğiyle uğraşırken kapının alacaklı gibi çalmasıyla Mihre yerinden fırladı . Babası Ahmet bey çatık kaslarla bakıyordu kapıya

-kim bu destursuz böyle . Bu nasıl kapı calmaktir
Mihre kızım aç su kapıyı hele

-tamam baba

Mihre babasindan aldığı komutla hala calmaya devam eden kapıya doğru adimladi ve kapıyı açtı . İçinde büyüyen sıkıntıyla beraber .

Gelen komşularının oğlu Mustafa ydı . 13 yaşında bir çocuktu . Koşmaktan nefes nefese kalmıştı adeta .

-noldu Mustafa niye kapıyı alacaklı gibi çalıyorsun böyle ha

-Mihr- mihre abla ,abla Fırat abi ..

-nolmus abime Mustafa ? Hayırdır

- abla Fırat abi Fırat nehrinin kenarında birini vurmuş

Söylenenlerden sonra ne annesinin feryadı nede babasinin  kalbini tutuşu , hiçbir şey Mihreyi durduramazdi . Mihre kapıdan nasıl çıktığını , Fırat a doğru nasıl koştuğunu bile hatırlamıyordu . Ne ayağından fırlayan pabuçları ne gür siyah saçlarından düşen tokası ,hiç biri umrunda değildi sadece kacabildigi kadar hızlı koşuyordu . Ardindan Mustafa da aynı hızla koşuyordu ama yine de Mihre ye yetisemiyordu bir turlu .

  Mihre nihayet Fırat nehrine yetişmişti . Biraz ilerde yerde kanlar içinde yatan bir adam vardı . Adamı tanımıyordu ama başında elinde silahla dikilen abisi ,onu çok iyi tanıyordu . Abisi titriyordu ,hali perisandi. Onun gelişini farketmiş gibi başını kaldırdı . Mavi gözleri Mihrenin kahve gözleriyle buluştu . Ve o anda ayakta durmaktan perisan olmuş gibi yere ,dizlerinin üstüne doğru çöktü . Mihre yol boyunca ağlamaktan perişan gözleriyle abisine bakıyordu , şuan hali çok perisandi ama abisi ondan da perisandı . Ne yapacağını bilemez bir halde abisine tam adım attı ki  abisini sözleriyle durmak zorunda kalmıştı .

- ben yapmadım bacım . Yemin ederim ben yapmadım mihre ...
Geldiğimde böyle kanlar içinde yerde yatıyordu. Ben silahı yanında gördüm yemin ederim Mihre .

-tamam abi ben bilmez miyim sen yapmadin . Sen yapmazsın ,sen karıncayı bile incitmezssin .

Tam abisine doğru bir adım atmıştı ki gelen tanıdık sesle durmak zorunda kaldı .

-Naptin lan sen ,ne yaptın sen benim kuzenime .

-ben bişey yapmadım ağam . Yemin ederim ki ben birşey yapmadım . Ben geldig-

-kes lan sesini senin yaptığını görmüşler . Şahitler var lan

Abisinin sözlerinin Cesur ağa tarafindan sert bir şekilde kesilmesiyle Mihre nin kahve gözlerinin ona dönmesi bir oldu . Ama Cesur ağa bunu fark etmemişti bile ,gözü abisiyle yerde cansız yatan kuzeninin arasinda gidip geliyordu . Normalde tam tersi olurdu Cesur ağa Mihreye ısrarla bakar Mihre de ondan başka her yerde gözlerini gezdirirdi ama şimdi tam tersiydi . Bu saatten sonra hiç birşeyin eskisi gibi olmayacağını anlamıştı genç kız .
Cesur ağa ise önündeki manzarayı sindirmeye çalışıyordu ,eğer önündeki bu adam sevdiği kızın abisi olmasa şimdiye çoktan öldürmüştü onu . Ama biliyordu ki eğer abisine birşey olursa Mihreyi hepten kaybederdi . Sakin adimlarla bir aslanın avına yaklaşır gibi gözünü avında sabitlemis ne etrafına bakıyordu nede sevdiği kadına . Şuan sadece önünde ki manzara ya odaklanmisti ,kuzeni önünde cansız yatıyordu . Basında da katili vardı .

- benim kuzenimi öldürdün Fırat seni öldürmemem için bana bir sebep soyle

-yemin ederim ağam kuzenini ben oldur-

-kes lan sesini

Fırat'ın sözleri Cesur ağa yüzünden sertçe kesilmişti . Genç kız Ağa'nın gurlemesiyle yerinden sicramisti adeta . Ama Cesur ağa farketmemisti bile normalde olsa  böyle bağırıp onu korkutan birinin sesini keserdi . Kendi elleriyle , ama şuan durum çok baskaydi .

-kuzenimin kanına karşılık bedel istiyorum Fırat. Kan bedeli ,ya kanını verirsin yada

Fırat dolu gözlerini Cesur ağaya kaldırarak sakince dinliyordu onu yada dercesine . Ardından Cesur ağa onay almış gibi sözlerine devam etti.

-yada bacını verirsin Fırat . Kan bedeli olarak bacını bana verirsin .

Flasback son...

Rîha (Urfa ) da yeni bir gün doğmuştu . Mihre gece boyunca aklına gelen anılarla bir turlu uyuyamamisti . Kanepede uyuyan Cesur ağaya baktıkça onu boğma isteği gittikçe artıyordu . Dün akşam kendisi ne kadar rahatsız olduysa tam tersi Cesur ağa da o kadar rahat uyumuştu . Buda genç kızı deli ediyordu işte . Kendi kendine düşüncelere dalmisken kanepede olan kıpırtı ile başını o tarafa doğru çevirdi . Ardından Cesur Ağa'nın kara bakislariyla karşılaştı .

-ne var niye bana öyle bakıyorsun sen .

-nasil bakıyormuşum

-boyle işte yiyecekmis gibi

Cesur ağa bu sözlerle önce şaşırmış sonrada saçma bir tebessüm ederek ona bakmaya başlamıştı  . Ya bu kadın çok safti yada safa yatıyordu . Cesur ağa uzandığı kanepeden kalkarak yavaşça banyoya doğru gidiyordu ki karısının sözleriyle ne adeta olduğu yere çivilenmiş ti.


-kuzenin Baran ağayı sen mi öldürdün Cesur ağa ?

  

            Bölüm sonu...



MihreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin