20. bölüm

347 21 8
                                    

     Bazen aşk sadece dile dokunur , heyecan vardır ama senin olusturdugun içindeki boşluğu doldurmak için kurduğun bir senaryodur ...

      Bazen ise aşk gönüle dokunur , hatta o kadar dokunur ki insan şaşar durur kendini kaybeder yaşam sevinci gider ...

    Şimdi size soruyorum Cesur Ağa'nın aşkı nasıl , sadece dile dokunan mı ? Yoksa , yüreğini heba eden , aklını şaşırtan mı?

    Bana sorarsanız onun aşkı bambaşka , uğruna kendini unuttuğu bu zamanda boylesine rastlanmayacak bir sevda .

    

            *******†*******************

      Raperin üstündeki beyaz gelinliğin taşlarına dokunuyor gözündeki makyaj akmasın diye kendini zar zor tutuyordu .

   Eğer biraz daha beklerse ağlaması işten bile değildi ,  az sonra abisi elinde kırmızı kuşakla gelmiş aşağıda bekleyen damat ve ailesini daha fazla bekletmemek adına kuşağı baglayacaktı .

   

      Tabi aşağıda deli danalar gibi sabırsızca bekleyen Azat ağa onları daha hızlı olmaya itiyordu . 

  
    Raperin yanına gelen abisiyle kısa bir konuşma yapmış ardından abisi kırmızı kuşağı beline bağlamıştı .
     Kardeşi bugün son kez evlerindeydi .

   Tüm aile gibi o da üzüntüsünü gizleme gereğinde bile bulunmuyordu .

   

        Raperin abisinin beline bağladığı kuşakla önce abisinin ,sonra babası ve annesinin en son ise yengesinin elini öpmüş , aşağı inmek için abisinin koluna girmişti .

   
    Her veda üzerdi insanı tıpkı bu veda gibi . 

     Kısa bir el öpme ve öğüt faslının sonunda nihayet Azat karısını almış kendi konaklarina doğru yola çıkmışlardı .

      Nefesini kesen bir güzelliği vardı karısının  ,o yüzden içi gidiyordu her türlü .

   
       Gelini büyük konağa getirdiklerinde artık o meşhur düğün başlamıştı . Herkesin mutluluğu gözlerinden okunuyor , hayırlı dualarını bu yeni çift için ediyorlardı .

 
         

       Mutlu olmamak elde mıydı ki ! Böylesine aşkla bakan bir çifti gördükçe .

  

    Karmanşah konağında yine dillere destan bir düğün olduğu kesindi . Bu düğün de tıpkı Mihre ve Cesur Ağa'nın düğünü gibi çok konusulacaktı.

   Zilan hanım son evladını da evlendirdigi için keyfine diyecek yoktu . Hem akıllı hem güzel hemde isimlerine yakışır bir gelini vardı doğrusu . Mutluluğu çifte katlanmisti .

      Diğer gelini Rojda'ya baktı bu sefer bir türlü sevememisti bu kadını .

   Masum dese değil ,kötü dese yine değil , çözülecek gibi biri değildi doğrusu Rojda . Oğlunun onda ne bulduğunu bir türlü anlayamamıştı yaşlı kadın .

    Ama abisi öyle miydi Rojda'nın . Resmen yaralı kızına merhem olmuş tüm kederini , acısını alıp götürmüştü .

       Ardından diğer gelinine baktı kadın , Mihre'ye . Şişkin karnıyla üstündeki toz pembe elbisesiyle sakince bir kosede oturmuş  hüzünlü gözlerle etrafı seyrediyordu .

    Ne çok severdi sahi bu gelinini , ne kadar başka bakardı ona . 

    Oturduğu yerden sakince kalkıp gelinine doğru adım attı yaşlı kadın . Yanına vardığını bile farketmemisti gelini .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MihreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin