HEV20

17 9 3
                                    

Sizce?⤴️🔃Buraya yazabilirsiniz...

Hev20 - 20.Bölüm

İhaneti bile kaldırırdım fakat Adaletsizliği asla. Seni seven, güvenen birine kalbinden vazgeçen duyguyu gizleyip kendine bir dünya yaratamazsın ve o dünyan yıkılınca bunun sebebini başkaları göremezsin!

Dilan...Marabalar fakir insanlardı ücretlerini vermemek kısmı kafamda dönüp duruyordu. İnsanlar o üç kuruşa ne umutlar ne yollar ne hediyeler sığdırıyordu.

1 yıl önce...

Fatma Teyze...ümre parasını en hızlı nasıl  biriktiririm derdindeydi bunu da bundan birkaç gün önce üzüm bahçesine gittiğimde öğrenip burs paramı çekip Halis amcanın yanına dışarı çıkmak için izin almak için gittiğimde o da nedenini sorup öğrenince üstüne epey o da eklemişti. Onu o kadar mutlu etmiştim ki tüm gün söyledikleri pürü pak noktasına kadar aklımdaydı. Ve ben bir kez daha inanmıştım ondan bana kötülük gelmeyeceğine...

Parayı Kozanla birlikte gidip demir kapının hemen önüne koymuştum. Kapıyı tıktıklayıp Kozana koşarken benim gözlerim onda onun gözleri gülüşümdeydi. Ben hızla duvarın arkasına geçip Fatma teyzeyi izlemeye koyuldum.Fatma teyze kapıyı açıp önce kim bu kapıyı çalan arsız der gibi etrafı izledi ben ise hızla geri çekildim. Sağ kolunu duvara yaslayan Kozanın yakınlığına kaydı aklım ardından bakışlarım bunun benim gibi farkında olan onun bakışlarına. O gün ki heyecan mutluluğu kalbime öyle dolmuştu ki iki gün iki gece sebepsiz sırıtarak gezmiştim ortalıkta, aklıma her geldiğinde gülümsüyordum ve belki de allah mutluluğu böyle veriyordu.

Ertesi gün Fatma teyzenin mutluluğuna sırf şahit olmak için tekrar tarlaya gitmiştim.
Konu hakkında fikrini duymak yeterli gelip gelmediğini gizliden yoklamak için dibinden ayrılmamıştım. Tek kelime etmeyince ona yapılan iyilikle övünmek isteyip başkalarını keşkeye düşürmemek için mutluluğunu içinde yaşıyordu diye düşündüm. Fakat benim gibi gülmüyordu bile.

Üzülmüştüm, gittiğim yer yine küçük küçük elinde ki üzümü tırtıklayan Kozanın yanıydı. Olaya ister istemez şahit olan oydu, mutluluğumun resmini ilk gören de oydu.

" Yok!" Dedim kendi kendime konuşur gibi " Tek kelime etmiyor gülmüyor bile! Hayır ne düşünüyor ki? "

Kozan ağzına attığı üzümü yutup
" Sordun mu? "

" Ne ? " Dedim bir an ona dönüp.

" Sordun mu diyorum! " Sordum mu anlamıştım resmen o kadar ummuyordum umrunda olacağını.

" Nasıl soracağım? " Dedim neyden bahsettiğini anlamamış gibi " Gidip sorsam anlamaz mı sence! Onunla çalışanlar biliyordur parayı neden biriktirdiğini, yeni gelen benim ben sorarsam da anlar benim koyduğumu yani öyle düşünür...Anlar, olmaz! "

Elinde ki üzümü bana uzattı " Al bir tane güneşin altında beynin yanmıştır  ! "Dediği doğruydu hâttâ o diyene kadar susuzluğumu bile anlamamıştım.Ben üzümü elinden alırken bir tane koparıp ağzıma attım o ise ben ne yapacak diye düşünürken  ona doğru ilerlemeye başlamıştı.Ben şaşkınlıkla ona bakarken kolundan yakalayıp durdurdum.

" Ne yapıyorsun? "

Üzümden bir tane koparıp, " Sen demedin mi ben sorarsam anlar diye tamam ben sorarsam anlamaz ben de biliyorumdur sonuçta bilmediğimi bilemez değil mi?..." deyip elinde ki üzümü ağzına attı

" Ya anlarsa...ben bilsin istemiyorum.." Resmen sevdasını gizleyen aşıklar gibiydim.

" Bozmam merak etme, sen ya benimle gel ya da buraya bakma yani bakmıyormuş gibi yap yeter..."

HEV( ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin