Bi yakınlaş, bi uzaklaş.

676 60 8
                                    

- saçların ıslanır, ellerin bana bağlanır.

Canla birlikte, okulun banklarında oturuyorduk. Gözlerim Arda ve grubuna kaymıştı. Arda ve arkadaşları futbol oynuyorlardı. Ardaya baktığım sırada, Arda Arkadaşlarına bir şey söyleyip yanımıza doğru yürüdü. Heyecanla yerimde kıpırdandım. Yanımıza gelip oturdu, siyah saçları karışmış, beyaz teni kızarmıştı. Arda bana dönüp "Naber?"  dedi. Hiçbir şey söylemeyip çizimime geri döndüm. Arda sinirle kalkıp arkadaşlarının yanına futbol oynamaya geri döndü. Hiçbir şey söylemediğim için kızmıştı sanırım. Umursamamaya çalışıp çizimime geri döndüm. Kafamı kaldırıp tekrar Ardaya baktığım sırada, Arda Gökdenize çelme taktı ve Gökdeniz yere düştü. Şaşkınlıkla onları izliyordum. Gökdeniz düştüğü yerden kalktı ve Ardaya yumruk vuracağı sırada Arda Karnına tekmeyi bastı, ve Gökdeniz tekrar yere kapaklandı. Arda tekrar bir şey yapacağı sırada, Arda'nın arkadaşları Ardayı tuttular ve spor salonuna doğru yürüdüler. Cana dönüp,  "aynı şeyi mi izledik?"  diye sordum. Can bana dönüp "tüm okul aynı şeyi izledi"  dedi. Kahkahalarla güldüğüm sırada, gözlerim tekrar Gökdenize kaydı. Yerde yatıyordu, sanırım karnına yediği tekme canını çok yakmıştı. Zil çaldığı gibi yerimden kalkıp sınıfa yürümeye başladım. Can birden durup bana baktı ve, "bugün okuldan sonra attığım konumda ki kafede buluşalım. Burda sana anlatmam gerekenleri anlatamıyorum."  Dedi ve sınıfa doğru hızlı adımlarla yürüdü bense arkasından yavaş bi şekilde yürümeye başladım. Can neyden bahsediyordu? bana söylemek istediği şey neydi?  Ve ardayla neden birbirilerinden nefret ediyorlardı?  düşüncelerime boğulmuş bi şekilde sınıfa yürümeye devam ediyorken "Deren"  denmesiyle, arkamı döndüm Gökdeniz bana seslenmişti. "Söylediğim şey için çok özür dilerim, Öyle söylemek istemedim sen beni yanlış anladın. Ben Ardayı sinirlendirmek için öyle söyledim gerçekten. Dedi ve gözleri dolmuştu, "sorun yok"  dedim ve arkamı dönüp sınıfa doğru yürüdüm..

***


Dersteydik, ve aşırı sıkılıyorum. Birden nöbetçi öğrenci gelip, Canı ve Canın Arkadaşlarını çağırdı. Şaşkınlıkla Cana döndüm ve Sakin ol, bakışı attım. Ardından, arkadaşlarıyla birlikte dersten çıktılar. Sıkıntıyla nefes verip derse odaklanmaya başladım. Ama asla odaklanamıyordum, çünkü aklım Can ve arkadaşlarına takılmıştı. Kavga mı etmişlerdi acaba? tüm bunları düşünüyorken, içeri müdür yardımcısı Can, Canın arkadaşları Arda ve ardanın arkadaşları girdi. Bir sıkıntı olduğunu anlamıştım Sınıfta ağır bi sessizlik vardı. "Oğlum ben size demiyor muyum kavga etmeyeceksiniz diye nedir sizin alıp veremediğiniz?"  Müdür yardımcısının söylediği şeyle, olanı anlamıştım. Ardayla Can kavga etmişlerdi, ama neden? Müdür yardımcısı tekrar konuşmaya başladı. "Bunların kavgasının nedenini bilen varsa şimdi söylesin."  Dedi, sınıfta kimse konuşmamıştı. Ağır bi sessizlik vardı, sınıf hocamız birden konuşmaya başladı "Hocam olayı anlatabilir misiniz?"  demesiyle müdür yardımcısı olayı anlatmaya başladı. " Bu iki haylaz okul çıkışı kavga etmişler polis ve ambulans geldi. 4 tane öğrencimizi ambulans götürdü o derece bi kavgaydı hocam"  demesiyle şaşırdım. Arda birden "hocam yanlız, dövülen 4 öğrenci Canın arkadaşları yani benim arkadaşlarım dövülmedi, o ayrıntıyı geçmezsek sevinirim. Demesiyle tüm sınıf kahkahalarla gülmeye başladı. Müdür yardımcısı sinirle Ardaya döndü ve, " oğlum niye kavga ediyorsunuz?"  diye sordu. Arda hiç samimi olmayan gülümsemesiyle "hocam Can arkadaşımız Derene fazla yakındı, bende dövdüm."  Demesiyle tüm sınıfın bakışları bana döndü. Şaşkınlıkla Ardaya bakarken Arda bana göz kırptı. Hemen atağa geçip "hocam benle alakalı değil yani ben ne alaka?"  dedim. Can sinirle "yakınsam yakınım sana noluyor?"  dedi ve, sıkıntıyla nefes verdi. Arda gülümseyerek, tam bir şey diyecekken zil çaldı, ve Arda sınıftan dışarı çıktı..

***

Eve gelmiştim, Sıkıntıyla nefes verip yerime oturdum. Annemi özlemiştim.. Gözlerimin dolmasıyla yerimden kalkıp odama çıktım. Giyinip Canla buluşmam gerekiyordu. Bana bir şeyler söyleyeceğini söylemişti. Üstümü giyinip hızlı bir şekilde aşağıya indim. Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım, ve o an Candan konum geldi. Hızlı bir şekilde yakında ki kafeye doğru yürüdüm. Kafeye yürürken aklımdan bugün ki olanlar geçti. Umursamamaya çalışıp hızlı bir şekilde kafeye girip bir yere oturdum ve Can hala yoktu. Canı aramaya karar verdim ama telefonu kapalıydı. Aklıma birden Metin abinin kütüphanesine gidebileceği gelmişti. Çünkü tüm gün kütüphaneyle alakalı şeyler söylüyordu. Kafeden hemen çıkıp kütüphaneye doğru gitmeye başladım. Kütüphaneye yaklaştığım sırada, nefesim kesilmişti. Gözlerimden yaşlar geliyordu Kalbime bıçak saplanıyor gibi hissediyordum. Nefes alamıyordum, olduğum yere oturdum ve nefesimin düzene girmesini bekledim. Nefesim düzene girdiği an hızlı bir şekilde yürümeye devam ettim. Ve kütüphaneye girdim Metin abiye seslenip,  sandalye çekip oturdum. Metin abi yanıma gülümseyerek geldi ve sandalye çekip oturdu. "Ne oldu kızım? ağlamış gibisin."  Dediği sırada, "nefesim kesildi sadece iyiyim"  dedim. Ve "Can hiç geldi mi bugün?"  diye sordum. "Hayır kızım hiç gelmedi, ama sen biraz sakin mi olsan rengin atmış."  Demesiyle kafamı salladım. Ve nefesimin iyice düzelmesini beklerken birden mesaj bildirimi geldi.

Can; kanka kusura bakma gelemeyeceğim, başka zaman anlatırım.

Merhabaa sevgili okuyucularım nasılsınızz?? Vote atmayı unutmayınnn ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirimmm kendinize iyi bakııın <3

Kediler ve Şarkılar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin