- yüreğimde ki fırtına, dinmedi hâlâ.
Akın bakışlarını bana çevirdi ve "yani Can sadece sana aşık olduğunu söyleyip gitti mi?" diye sormasıyla gülümseyip "evet" diye cevapladım. Kimseye Canın gösterdiklerini söylememiştim. Akın bana inanmayan bi bakış attı ve "sevgilisi yok mu onun? neden gelip sana aşık olduğunu söylüyor?" diye sormasıyla, "bilmem" diyerekten cevapladım. Söylediğim yalan ne kadar gerçekçi olduğunu bilmiyordum, ancak bir şeyi bilmeden direkt inanmak da istememiştim. Oyunu sahibine göre oynamak en mantıklısıydı. Akın yerinden kalkıp "kahve alıp geliyorum, ister misin?" diye sordu. "Hayır" dedim ve Akın odadan çıktığı gibi düşünmeye başladım. Canın gösterdikleri gerçek olabilir miydi? yada Ardayla aramızı bozmak için mi yapıyordu? Bi yanım Can'a hak veriyordu çünkü Arda birkaç gündür bana "işim var" diyip benimle istediğim yerlere gelmiyordu. Canın dediği gibi Ardanın hayatında başka bi kadın daha olabilir miydi? düşüncelerim asla durmuyordu. Sıkıntıyla nefes verdim ve "Arda böyle bir şey yapmaz" diye cevapladım. O sırada Kapının önünde duran Akını fark ettim. Akın sinirle yanıma gelip oturdu ve "Arda ne yapmaz?" diye sormasıyla, hiçbir şey demeyip önüme döndüm.
***
Gökdeniz, Akın ve Arda her zaman ki gibi bizim evde buluşmuştuk. Ortam aşırı sessiz olduğu için sahte bir şekilde gülümsedim ve "iki gün sonra benim doğum günüm unutmayın tamam mı?" diye sordum ve kahkahalarla gülmeye başladım. Ortam hala çok gergindi ancak bu gerginliğin sebebini anlayamıyordum. Arda gülümsedi ve "evet benim bebeğim doğmuş o gün" diye cevapladı. Arda bana verdiği cevabın ardından, Gökdenizle birbirlerine bir bakış attılar. Bana bir şey söylemek istiyorlardı? sıkıntıyla nefes verip, bakışlarımı Akına çevirdim. Akının bakışları Gökdenizdeydi. Acaba Arda'nın beni aldattığını söylemek mi istiyorlardı? "bana bir şey mi soracaksınız? neden öyle bakıyorsunuz?" diye ard arda sorular sordum. Arda sıkıntıyla nefes verdi ve "senin en sevdiğin renk ne?" diye sormasıyla "lila" diye cevapladım. Arda güldü ve önüne döndü. Ortamı gene sessizlik hakim olmuştu. Neler olduğunu çözemiyordum. Bana bir şey söyleyecek gibilerdi. Ancak söylemiyorlardı. Arda elini bacağımın üstüne koydu ve okşamaya başladı. Yaptığı hoşuma gitmişti, ama bir şeyler döndüğünü hissediyordum. Arda'nın telefonuna mesaj geldiği gibi telefonunun kilit ekranını açtı ve mesajı okumaya başladı. Kilit ekranında ki benim fotoğrafımı görmemle gülümsedim. Telefonunun ekranını kapattı ve benim dudağımın kenarına bi öpücük bırakıp ayağa kalktı. Kollarını iki yana açtı ve kocaman sarıldık. Ardından evden, Gökdenizle Arda çıkıp gittiler. Kilit ekranında ki kendi fotoğrafımı gördüğüm için şaşırıp mutlu olmuştum. Bu yüzden Ardaya gelen mesajı okuyamamıştım. O kadından gelmiş olabilir miydi? sıkıntıyla nefes verdim ve "iyice paranoyak oldum şaka gibiyim" dedim. Tabi ki burda olan Akını unutmuştum Akın şaşırmış bakışlarıyla "kendi kendine konuşmaya başladın. İyi misin?" diye sordu. Sebepsizce gözlerim dolmuştu. Yerimden kalkıp odama doğru yürümeye başladım ve "dinlenmek istiyorum" diyerek Akını cevapladım. Odama girdim ve yatağıma sırt üstü yattım. Şimdi napacaktım?
***
Akın bakışlarını Gökdenize çevirdi ve "sus be" diyerek cevapladı. Bakışlarımı tekrardan çizdiğim resime döndürdüm. Dün odamdan hiç çıkmamış, tüm gün yatmıştım. Bugün ise okulda son teneffüsteydik. Yarın benim doğum günümdü. Okul da tüm gün hiçbir şey olmamıştı. Ara sıra Can ve Ali'nin bakışlarına maruz kalmıştım o kadar. Düşüncelerim birbirini kovalıyordu. İki, üç gündür sadece Arda'nın hareketlerini kontrol ediyordum. Delirmiş gibi davranıyordum bunu biliyordum. Zilin çalmasıyla ayağa kalkıp Ardayla sarıldım ve Akınla birlikte sınıfa doğru yürümeye başladık..
***
Kahvemden yudum aldım ve telefondan gelen mesaja baktım. Uygulama bildirimiydi. Bugün benim doğum günümdü, ancak ne Akın ne Gökdeniz ne de Arda doğum günümü kutlamamışlardı. Bende üzüntüyle Metin abinin yanına gelip derdimi anlatmıştım. Metin abi ise "fevri davranma" diye uyarmıştı beni. Metin abi tekrar karşıma oturdu ve "şimdi nasılsın?" diye sordu. Sıkıntıyla nefes verdim ve "her şey üst üste geliyor gibi hissediyorum" diye cevapladım. Ardından "tam mutlu oluyoruz karşımıza birisi geliyor ve her şey mahvoluyor" diye eklemeyi de ihmal etmedim. Metin abi üzüntüyle kafa salladı ve "doğum gününü kimse hatırlamadı mı yani cidden?" diye sorguladı. Üzüntüyle kafamı salladım. Metin abi sıkıntıyla nefes verdi ve ayağa kalkıp raflar arasında dolaşmaya başladı. O sırada telefonuma Akından gelen mesajla şaşırdım.
Akın; eve gel hemennn
Ayağa kalkıp Metin abiye "görüşürüz" dedikten sonra eve doğru yürümeye başladım. Bi yandan düşüncelerim aklımın her köşesine yerleşiyordu. Evin önüne geldiğim sırada, hızlıca anahtarlarımla kapıyı açıp içeri girdim. "Akın" diyerek seslendim ancak herhangi bir ses gelmedi. Telefonumu çıkarıp Akına mesajlar göndermeye başladım.
deren_7; akın nerdesin?
deren_7; akın??
akın; kutuyu bul deren.
deren_7; ne kutusu?
akın; salonda.
Akını sorgulamaya çalıştım ancak bana pas vermeyince, salonda beyaz kutuyu bulunca kutuyu hemen açtım. İçinden kırmızı elbise ve not kağıdı çıkmıştı. Not kağıdının üstünde Audi bekliyorum. yazmasıyla gülümsedim. Sanırım Ardayla bir yere gidiyorduk. Kutunun içinde ki kırmızı elbiseyi giyindim. Sanırım yemeğe gidiyorduk. Heyecanla gözlerimi kırpıştırdım. Aşağıya indim ve aynadan kendime baktım. Gayet güzel olmuştum dudak parlatıcımı sürdüm ve tekrar aynaya döndüm. Şimdi daha güzel olmuştum. Topuklu ayakkabı giydim ve dışarıya çıktım. Siyah Audiyi görmemle arabaya doğru yürümeye başladım. Ellerim titriyordu, kalbim çok hızlı atıyordu. Arabanın kapısını açıp içeri girdim ve siyah gömleğiyle Ardayla bakışlarımı buluşturdum. Dağınık siyah saçı, beyaz teni ve vücuduna yapışmış ve siyah gömleğiyle çok güzel gözüküyordu. Ellerini belime koydu ve dudaklarıma öpücükler bıraktı. Heyecanla kollarımı vücuduna doladım ve Arda'nın dudağına öpücük bıraktım. Arda zor da olsa ellerini vücudumdan çekip, arabayı çalıştırdı ve "doğum gününün bitmesine az kaldı hemen gidelim" diye cevapladı. Gülümsedim ve bakışlarımı elbiseme çevirdim. Arda'nın da bakışları elbiseme çevrilidi ve "o elbise neden o kadar kısa oldu ya?" diye sormasıyla gülmemek için kendimi sıktım. Güldüm ve "çok yakıştı bence" diye cevapladım ve bakışlarımı yola çevirdim. Ardından sıkıntıyla nefes verdim ve "nereye gidiyoruz?" diye sordum. Arda güldü ve "sabırsız boncuk seni" diye cevapladı beni. Ardından "Geldik merak etme" diyerek ekledi. Arabayı park etti ve arabadan inip yürümeye başladık. Kalbim çok hızlı atıyordu. Peki ya nereye gidiyorduk? bahçe gibi bir yere girdik ve birden ışıklar açıldı. "İyi ki doğdun Deren" diyenlere şok içerisinde baktım. Benim doğum gününü unutmamışlardı. Gözlerimin dolmasıyla bakışlarımı Ardaya çevirdim. Önüme gelen pastayla sevincim kat ve kat arttı. Organizasyon tamamen lila renkliydi. Önüme gelen pastaya tekrar baktım ve elime bıçak alıp Ardayla birlikte kesmeye başladık. Akın elinde telefonla bizim fotoğrafımızı çekmesiyle gülümsedim. Ve bakışlarım birden Canın gösterdiği fotoğraftaki kızı burda görmemle şok yaşadım. Gözlerimin hızla dolmasıyla hiçbir şey yapamıyordum, hatta şoktan konuşamıyordum bile. Arda bu kızı buraya mı getirmişti? yani Canın dediği doğru muydu? işte şimdi partinin hazin sonunu yaşıyordum...
Merhabaa sevgili okuyucularıım nasılsınızz?? sizlerle sohbet etmeyi çok özledim. Günlerdir pek bölüm yazamıyordum. Kendinize iyi bakın sizleri çok seviyorum. Bir daha ki bölümde görüşürüz (vote atmayı ve düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın<3)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kediler ve Şarkılar.
ChickLit•Yalnızlık bi insanı nereye sürükleyebilirdi? •Alıntı; Kedilerveşarkılar; Saçların kıvırcık. Kedilerveşarkılar; Yada dalgalı. Kedilerveşarkılar; Öyle hissediyorum. kedilerveşarkılar; Çevrimiçisin ama mesajıma bakmıyorsun.. Kedilerveşarkılar; Kendimi...