(Çok model taraftarı değilim fakat bu kişi karşıma çıktı, bana dedi ki: "Selamın aleyküm ben Arslan Kandemir." Bende dedim ki: "Aleyküm selam, tamam Arslan." FLWİJDLEJS)
Model adı: Aleksa GavrilovicTamam, tamam... Bölüme geçelim!
Bölüm Şarkısı: Demir Demirkan - Zaferlerim
Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayınız! 💜
Ve insanlar, tercihleri ile kaderlerini imzalarlar.
Nazım Hikmet6. BÖLÜM: "KADER ÇİZGİSİ''
Kaderin sillesini yiyip yere düşenlerden biriydim, dizlerini kanatan, içten içe hep ağlayan küçük çocuklardan sadece biriydim. Cennetin kapısına kadar yalın ayak koşmuş, çıplak tabanlarıma batan acıları görmezden geldiğimi sanıyordum. Oysa hepsi birer yara olarak ayaklarımın altında duruyordu, sürekli acımıyordu fakat zihnimde anıları dolunca yakıyordu.
Yaralar elbette ki geçiyordu lakin yara izi baki kalıyordu. Baktıkça yakan, yaktıkça yok eden, yok oldukça öldüren izlerde vardı herkesin ruhunda. Güç; o izlere rağmen dimdik ayakta kalabilmekti.
Ayaktaydım. Güçlüydüm. Canım yanmıştı ama geçmişti.
Yaralar geçerdi, önemli olan yarınlara geçmemesiydi.
Aralık kalan dudaklarım daha da aralandı kulaklarımdaki tonlamayla. Eskiden ruhuma hitap ettiğini düşündüğüm ses nasıl olurdu da midemi bulandırırdı? Nasıl olurda bu denli nefret edebilirdim?
"Nil,'' dedi Ceyda beni kendime getirmek ister gibi. Hemen arkama bakıyordu, nereye baktığını kime baktığını çok iyi biliyordum. "Sakin kalmak zorundayız.'' Fısıldaması kulaklarıma ulaştığında zaruretle kafamı salladım ve gözlerimi onun gözlerine çevirdim. "Kartal Bey burada.''
Kartal Beyin yanımızda olması bir yana, Arslan Bey hemen iki kapı ötedeki odadaydı hâlâ. O odanın kapısı aralandığı an yıkım olacaktı, ya benim üzerime yıkılacaktı her şey, ya da herkesin. Zemin ayaklarımın altında şiddetle hareket ederken ayaklarımdan bacaklarıma kadar ulaşan sarsıntı şimdiden beni düşürmeye yeminli gibi dursa da topuklarımın üzerinde daha sağlam durdum ve omuzlarımı dikleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN ARDINDAN
Teen FictionKader, saatin ibresini hayatımın ortasına sapladı. Zaman durdu, zaman aktı, zaman kayboldu. Sustum, konuşturdular. Konuştum, susturmaya çalıştılar. Dilime vurulan paslı prangaları kırılan tırnaklarımla açtım, parçaladım. Parçaladığım her prangay...