Bölüm Şarkısı: Melike Şahin - Pençe
Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayınız! 💜
İnsanlardan kurtulmak için biricik yolun, yaralarını saklamak olduğunu biliyordu...
Lev Tolstoy20. BÖLÜM: "HAYALLERE ASILI SALINCAK"
Zaman akmıyordu. İki kelime, birçok anlam barındıran o cümle kasvetli gecenin üzerine devrilmişti ama gerçek buydu; zaman akmıyordu. Zamanın akmasını, gecenin gündüze dönmesini bekleyen adamın kaşları çatık, gözleri ise ifadesizdi.
Kara gözlerinin ardında saklanan o acıların altında eziliyordu fakat dimdik durmaya devam ediyor, yaralarını herkesten gizliyordu. Çünkü biliyordu; birine yarasını gösterse ilk oradan vururlardı onu. Böyle olmuyor muydu yıllardır? Birine adım attığında, adım attığı kişi onun ayaklarına pranga geçirir ve yürümesini engellerdi.
Bu hayatta kime güvendiyse sırtında onlara ait bir bıçak yarası vardı adamın, canı yanmıyordu fakat yaralarının izi onun sinirini bozuyordu. Her iz, geçmişte çok sevdiği insanların onun ruhuna bıraktığı imzalardı. Yaralanmak, birine güvenmek onun için daima ulaşamayacağı raflara kaldırılmıştı.
İç çektiğinde sanki dağlar üzerine devrilmiş gibi hissetti ama eğik kafasını kaldırıp karşısında oturan kardeşine bakmadı, bakamadı çünkü onu bir kez daha yaralamak istemedi.
Ağır alkol ve sigaranın leş kokusu burnunu doldurdu lâkin bundan rahatsız olmayarak işaret ve başparmağının arasına sıkıştırdığı yarısının çoktan kül olduğu sigarasını dudaklarına yaklaştırdı. Sigaranın ölü dumanı kalemle çizilmiş gibi olan yüzünün etrafına yayıldığında çatık olan kaşları daha fazla çatıldı, gergin yüz hatları daha fazla gerildi.
"Susmak için mi çağırdın beni?" diye sordu Kartal öfkeli bir sesle. "Ne konuşmak istiyorsun benimle?"
Abisi onu bir meyhaneye çağırmış, gelmesini istemişti. Kartal, içindeki öfkeyi bitirmiş olmasa da abisini kıramamıştı ve gelmişti. Gelmemeyi çok istemişti, yolda bin kez dönmek için bahane üretmişti fakat gelmişti. İçten içe bir açıklama, bir neden için tutuşuyordu ama belli de etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİĞİN ARDINDAN
Dla nastolatkówKader, saatin ibresini hayatımın ortasına sapladı. Zaman durdu, zaman aktı, zaman kayboldu. Sustum, konuşturdular. Konuştum, susturmaya çalıştılar. Dilime vurulan paslı prangaları kırılan tırnaklarımla açtım, parçaladım. Parçaladığım her prangay...