Oda Arkadaşım

19.

Saat 6 olmuştu, ilk Peter uyandı. Sırtını ısıtan bedenle içi huzurla doldu. Sanki dün akşam ağlayarak uyuyakalmamış gibiydi. Ama bu huzur uzun sürmedi. Ağlama sesleri duyunca belindeki kolları umursamadan arkasını döndü. Sevgilisini uzun zaman sonra böyle görüyordu, en son Jacob'la ayrıldığı zaman böyle olmuştu ki onun üzerinden de aylar geçmişti.

Kabus gördüğünü düşündü ve uyandırmaya çalıştı. "Rhino! Uyan sevgilim!" Seslenmesi ve dürtmesi işe yaramıyordu. Alnından öpmeye karar verdi. İşe de yaramıştı. Rhino nefes nefese uyanmıştı.

Yatakta dik durdu ve ellerini yüzüne götürdü. Peter da komidinin üstündeki su dolu bardağı Rhino'ya uzattı. Suyu içtikten sonra bardağı kenara koydu Peter. Rhino'ya arkası dönükken beline sarılan kollarla afalladı. Sevgilisine döndüğünde başının karnına hizalı olduğunu gördü. Saçlarını okşamaya başladı.

"Asla ayrılmayalım sevgilim, hep birlikte olalım."

"Hep birlikte olucaz. Endişelenme sevgilim."

Peter, Rhino'nun kafasını kaldırdı ve gözyaşlarını sildi. Dudaklarına küçük bi öpücük bıraktıktan sonra geri çekildi, ellerini avuçlarına aldı. "Ne olduğunu anlatmak ister misin?"

Hafifçe başını salladı Rhino. Rüyasında Sky'ı gördüğünü ve konuştuklarından bahsetti. Sonra da dün gece Peter uyuduktan sonra Chris'le konuştuklarını anlattı.

"Chris haklı, bi süre bu evde durmamalıyız. Bide bir şey dicem."

"Ne dicen?"

"Annenlerle konuşsan mı bu konuyu? Onlar olup olmadığını öğreniriz."

Rhino da düşünmüştü bunu ama onlarla konuşmak bile tehlikeli geliyordu ona. O kadar düşmanları varken evimize gelmeleri bile tehlikeliydi.

"Bilemiyorum sevgilim, onlarla iletişim kurmak bile tehlikeli geliyo bana."

"Sen yine de düşün bunu."

~

Rhino kahvaltı hazırlarken Jisung da ikisinin bazı eşyalarını çantalara koymuştu. Kahvaltıdan sonra çantaları alıp işe gittiler. Peter sürekli dikiz aynasından arkaya bakıyordu. "Yine burda, aynı araba." Rhino arkaya baktığında hangi araba olduğunu rahatça anlamıştı.

Peter gerginliğinden dolayı parmak etleriyle oynamaya başlamıştı, Rhino da bunu farketti ve boşta duran sağ eliyle Peter'ın elini tuttu. Yanında olduğunu belli etti.

Kazasız belasız şirkete vardılar, erken geldikleri için eşyalarını kendi stüdyolarına bıraktılar ve Chris'in yanına gittiler. Yani Rhino gitti, Peter da Natasha'nın yanına gitti ve akşam için randevu aldı.

Rhino, Chris'e teklifini kabul ettiğini söyledi. Tam çıkacakken de Chris'in seslenişiyle kapıyı geri kapattı.

"Annenlerle konuşsan mı acaba? Bu konu açıklığa kavuşur."

"Peter da aynısını söyledi ama tehlikeli geliyo."

"Sen bunu düşün ama fazla uzatma, ne zaman ne olacağı belli değil."

"İçime su serptin Chris, çok sağol."

"Haksızsam haksızsın de."

Rhino derin bi nefes verip Chris'in stüdyosundan çıktı. Asansöre binince Peter'ın yanına gidecekti ki işe başlamak üzere olduğunu farkedince kendi stüdyosuna geçti.

Diken üstünde geçen günün ardından Peter psikoloji randevusuna gitti, Rhino ise onu dans stüdyosunda bekliyordu. Chris de normalde geç çıktığı için kendi stüdyosunda çalışıyordu.