"Peter nasıl?"
Rhino kapıyı kapattı ve arkadaşları salona geçtiler.
"Çok kötü. Hala da uyanmadı."
"Ben Mr. Song'la konuştum ve durumu söyledim. Peter bi süre işe gitmeyebilir. Senin de onun yanında durman gerekirse durabilirmişsin."
"Sağol Bob."
Peter'ın odasından gelen konuşma sesleriyle 5 kişi birden oraya yöneldiler. Rhino hafifçe kapıyı araladı ve uyuyan Peter'a baktı. "Abla... Abla..." Jisung sayıklamaya devam ederken Rhino'yla Bob içeri girdiler. Chris, Lewis ve Sam kapıda bekliyorlardı.
Rhino bi elini Peter'ın saçlarına, diğerini ise Peter'ın eline götürdü. Peter, farketmeden tuttuğu eli sıktı. Aynanda gözlerini de sıkıyordu. "Peter! Güvendesin! Hadi uyan!" Peter terliyordu. Bu nasıl bi kabussa hemen uyanmalıydı.
Chris bi bezi soğuk suyla ıslatıp getirdi. Rhino da Peter'ın alnına yerleştirdi. Hızlı hızlı nefes alan Peter'ın nefesleri düzene giriyordu.
Yavaşça gözlerini açtı ve ağlamaya başladı. Yatakta doğruldu ve Rhino ona sarıldı. "Yanımda olucaktın!" "Yanındayım, bırakmıyorum seni."
~
2 gün boyunca aynı şeyleri yaptılar. Rhino kahvaltı hazırladı. Peter zorla yemek yedi. Sonra da Rhino'nun yatağında birlikte uyudular. Peter, yalnız uyuyamıyordu. Ne zaman yalnız uyusa kabus görüyordu.
Cenaze hazırlıklarını Jennifer ve birkaç arkadaşı yapmıştı. Hastaneden sonra Nicholas ve Peter konuşmamışlardı. Birazdan cenazede karşılaşacaklardı.
Anne ve babası da orada olacaktı. Büyük ihtimalle kavga edeceklerdi. Nicholas bi yerde ağlayacaktı. William ve Daniel, Peter'ın isteğiyle, Nicholas'ın yanında olacaktı. Peter ise ya Rhino'nun ya da Bob'un yanında ağlıyor olacaktı. Ağlamasa bile kendinde olamayacağı kesindi.
Peter 2 gün sonra ilk defa evden çıkıyordu. Güneş, gözünü acıtmaya başlamıştı bile. Arabadan inerken Rhino hızlıca yanına geldi ve destek oldu. William ve Daniel başka arabayla gelmişlerdi. Nicholas geldi yanlarına. Jennifer ve ablasının diğer arkadaşı Joanne de yanındaydı. Hastaneden beri Nicholas'ı yalnız bırakmamışlardı.
Daha sonra annesi ve babası da gelmişti. Yanyana duramıyorlardı ve bütün cenaze boyunca sanki kendi çocukları ölmemiş gibilerdi. Peter ve Nicholas bunu umursamamaya çalışıyorlardı.
Cenazeden sonra herkes Jennifer ve Joanne'in evinde toplanmıştı. Ailesine yük yapmamak için kendileri teklif etmişlerdi.
Her şey çok sakin bi şekilde ilerliyordu. Nicholas bi köşede, William'ın omzunda ağlarken Peter da ağlamak yerine başını sadece Rhino'nun omzuna yaslamıştı. Boş duvara bakıyordu.
"Bu kadar paranoyak olma artık! Sana katlanamıyorum!"
"Asıl ben sana katlanamıyorum!"
Bağırışlar tabiki de Peter'ın anne ve babasından geliyordu. Herkes onlara bakarken kavga etmeye devam ediyorlardı. Peter bakmadan sadece kavgayı dinliyordu.
"Aileni umursa biraz! Git ağlayan oğlunun yanında dur mesela! O çocuklar ablalarını kaybettiler!"
"Sen neden yapmıyorsun bunları?! Kadın olduğun için mi?! Hatta neden direkt kızın Diana'nın yanına gitmiyorsun?"
Ablasının adını duyduktan sonra Peter ayağa fırladı ve annesiyle babasına döndü.
"Bugün bunu yapmak zorunda mısınız? Kendi öz kızınızın cenazesi bu! Nicholas'la ne kadar üzgün olduğumuzu göremiyor musunuz? ABLAMIZI KAYBETTİK BİZ! SİZİN İÇİN ÖNEMLİ OLMAYABİLİR AMA SİZ DE KIZINIZI KAYBETTİNİZ! SAÇMA SAPAN KAVGA ETTİĞİNİZDE HUZURUMUZU BOZAN SİZ İKİNİZİ SAKİNLEŞTİREN KIZINIZI! AİLEMİZİ TOPARLAYAN KIZINIZI KAYBETTİNİZ! Eğer ona olan saygınız buysa kapı orda!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oda Arkadaşım
Teen FictionPeter ve William ev arkadaşıyken William ve sevgilisi Daniel beraber yaşamaya karar verirler. Bu yüzden William, karşı dairedeki sevgilisinin yanına taşınır ve Rhino onlar yalnız kalsınlar diye evden taşınıp karşı daireye yerleşir. Artık Peter'la ev...