4.

57 11 12
                                    

I.N'DEN

Müdür ile ilk vukuat'ım başlamıştı.

Müdürün odasına gittiğimde ders zili çalmıştı ve kaçmak için tam derse giderken hoca beni durdurmuş ve dersin önemli olmadığını söylemişti. Madem önemli değil niye okuyoruz o zaman aq

"sen jeongin misin I.N mi?"

Daha adam öğrencisinin kim olduğunu ayırt edemiyordu bir de müdür olmuş. Hadi benziyoruz falan ama saç rengimiz farklı bari oradan çıkart.

"I.n hocam"

"daha okula yeni geldin ve hemen kavgaya mı karıştın oğlum?"

"kavga değildi hocam kavga olsa ben de dayak yerdim"

"oğlum sen sıkıntılı mısın? Bildiğin çocuğu dövdüğünü itiraf ediyorsun. İnsan biraz ben de dayak yedim der de kurtulmaya çalışır"

"gururumu bir disiplin için kıramam hocam. Zaten disipline gitmeyi hak etmiyorum. O çocuk sorunlu. Beyninde tahta eksik herhalde. Çocuk 'istemiyorum' demekten anlamıyor"

"olayı doğru düzgün en başından anlat"

Bütün herşeyi ayrıntılarıyla anlatmıştım.

"hocam bir şey eklemek istiyorum. Çocuğu kardeşim için dövdüm"

Yalandı. Gıcık olmuştum. Böyle yavşaklardan nefret ederdim.

"çocuk kardeşime takıntılıydı ve kardeşimi salacağını da düşünmüyordum ben de bir anlık sinirle vurdum. O da çok çıt kırıldım çıktı iki vurdum kaşı patladı"

"belki vurarken elindeki yüzük gelmiştir he?"

Diyerek elimi gösterince metal sivri yüzüğüme bakmıştım. Ben o küçük yüzük ayrıntısını unutmuşum.

"hocam yüzüğü döverken çıkardım"

At yalanını S!ikiyim inananı Namık Kemal. Bu da yalandı. Döverken bir de yüzük mü düşüncem. Ki zaten aklıma gelse de çıkarmaz yüzüğü elime alıp daha sert yüzükle vururdum. Yüzüğü hatırlamamam onun şansınaydı.

"peki şimdi git lee sejung beyden ( müdür yardımcısı) geç kağıdı alıp dersine git yarın veya çocuk iyileşip okula gelince bir de olayı ondan dinleyip karar vereceğim"

Hocanın çık demesi ile ne kadar koşmak istesem de ayıp olmasın diye yürüyerek çıkmıştım. Çatlak adam hiçbir bok anlamıyordu. Olayı anlatırken bir cümlemi 10 kere tekrar etmişimdir neredeyse.

_

Eve giderken jeongin'in soru yağmuruna tutulmuştum. Derste hoca kızar diye soramadığı bütün soruları soruyordu.

"peki disipline gidecek misin? Kınama falan mı alacaksın? Okuldan atılmasın değil mi? Dur bir dakika döverken bir yerine zarar geldi mi? O gün tuvalet ola-"

"ah jeong bi sus aq. Beynim şişti. Bi' bok belli değil daha. Çocuk okula gelince ondan da olayı dinleyip  karar verilecekmiş. Ayrıca döverken nasıl bana zarar gelebilir? Endişelenme bu kadar"

"endişelenen kim? Benim yüzümden bir sorun yaşamanı istemiyorum o kadar. Ayrıca şu tuvalete çekme olayı ne?"

Tuvalet olayını anlattıktan sonra çocuğa sövmeye başlamıştı.

"bok eninde sonunda sana gelirim. Çok beklersin. İyi ki hesabı sana kitlemişim. 1000 lira götüne girsin"

Dediğinde tatlılığına gülümsemiştim. Ayrıca böyle olması beni ekstra mutlu ediyordu çünkü ben de onunla aynı yüze sahiptim. Eğer o arada böyle tatlı olabiliyorsa ben de arada tatlıyımdır. O zamannn kızları etkileyebilirim.

"ha bu arada bi kız seninle tanışmak istediğini söyledi seni yakışıklı bulmuş"

"hadi lan ciddi mi?  İnsta adı ne? Numarası var mı? Nerede oturuyo? Adresi ne?"

"ben nereden biliyim olm. Kızı hayatımda bir kez gördüm o da bu gün bunu söylerken di. Ama mantıken seni yakışıklı bulduysa beni de bulmuş olmuyor mu?"

Harbi lan. Eğer ben yakışıklıysam bu jeongin'e de iltifat oluyordu. Hay ben böyle hayatı.

"yo saç rengimiz farklı"

"bu en fazla ne kadar değiştirir bizi ı.n?"

"çok değiştirir jeong. Bi' kere saç herşeydir tamam mı? Sen kel olsan yine benzer miydik?"

"kellikle ne alakası var aq saç aynı saç sadece renk farklı"

"sen böyle düşünmeye devam et ben hala farklı olduğumuzu savunuyorum"

Derken çığlık sesi duyamızla ikimiz de  şaşkınca birbirimize bakmıştık. 

"Başladı yine aksiyon" (ı.n)

"ne aksiyonu salak belli ki yardıma ihtiyacı var koş bakalım" (jeongin)

"aksiyon varsa ben hep varım" (ı.n)

_

ABİ BİRİ VAR YORUM FALAN YAPIYO FİCE ÇOK TATLI OLM CİDDİ ANLAMDA OKUYO OY FALAN VERİYO BUNU OKUYORSAN AŞKO ÇOOOOOOK TEŞEKKÜR EDERİM OKUDUĞUN İÇİN

şerefsiz ikizim    ı.n/jeonginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin