12.

29 7 9
                                    

I.N'DEN

Tabi olacaklardan haberim yoktu...

Jeongin'in attığı yumrukla afallamıştım. Benim şaşkınlığımdan yararlanıp düştüğüm koltukta üstüme çıkıp daha çok yumruklamaya başlamıştı. Şaşkınlığımı üzerimden atamadığım için hiçbir şey yapamıyordum ki şaşkın olmasam bile birşey yapamazdım. Haklıydı çünkü.

Kaşım ve dudağım patlayana kadar yumruklamıştı beni. Sonrasına büyük ihtimalle bana daha fazla zarar vermemek için beni evden atmıştı. Ayrıca çok ağır konuşmuştu.

"BENİM SENIN GİBİ BİR KARDEŞİM YOK TAMAM MI!? HİÇBİR ŞEYİ HAK ETMİYORSUN! SENİN GİBİ BİRİ İLE KARDEŞ OLMAKTAN UTANIYORUM! ÇIK GİT HAYATIMDAN ESKİSİ GİBİ SİKTİR OLUP GİT! GEREKSİZ PIÇ!"

Diyerek kapayı yüzüme kapatmıştı. Birkaç saniye olanları idrak etmeye çalışıp, her üzüldüğümde ve sinirlendiğimde gittiğim bara gitmiştim. Belki 3 belki 4 şişe bira içmiştim. Barmen changbin'i arayıp beni almasını söylemişti.

._.

Changbin beni evine getirmişti. Şimdi ise benim ayılmam için kahve hazırlamaya gitmişti. Beni yalnız bırakması ile jeongin'in sözleri sürekli beynimde yankılanıyordu.

"hiçbir şeyi hak etmiyorsun!"

"gereksiz piç"

"senin gibi bir kardeşim olduğu için utanıyorum"

Susmuyorlardı. Asla Susmuyorlardı. Kafama vurmaya başlamıştım ama hiçbir işe yaramıyordu.

"hayır ben gereksiz değilim!"

"hayır benden utanmadın"

Ne kadar cevap versem de susmuyorlardı. Sürekli kafamda  dönüyordu cümleleri.

"benim sevgilimden başka kız mı yoktu?"

"beni de mi düşünmedin?"

Artık dayanamayacak raddeye gelmiştim. Etrafta kafamdakileri surturabileceğim bir şey var mı diye bakmıştım. Sehpanın üstündeki bıçağı görmem ile hızla ayağa kalkıp bıçağı elime almıştım. Tam saplayacakken aklıma verdiğim söz gelmişti.

FLASBACK

İlgi için elimi kesmiştim ve annemlerin yanına gidiyordum. Tam o anda jeongin beni görmüştü. Tabi hemen yardım etmişti. Sonrası da benimle oturup konuşmak istemişti.

"dinle beni ı.n, ne olursa olsun, şartlar ne gerektirirse gerektirsin, asla kendine zarar vermeyeceksin söz mü?"

"ne saçmalıyorsun jeongin?"

"söz mü dedim?"

"başımın etini yemeyi bırakacaksan söz veriyorum. Ama sen de söz ver sende kendine zarar vermeyeceksin"

"tamam söz"

Demiş ve serçe parmaklarımızı birleştirmiştik

FLASBACK SON

hay ben söz veren kafama sıçayım. Sinirle bıçağı fırlatmıştım. Artık sinirden ağlayacak raddeye gelmiştim. Hem ağlıyor hem de kafamdaki sesler susun diye kafama vuruyordum. Susumuyordu. Susmuyordu. Susmuyordu.

Sesi duyan changbin beni öyle görünce direk bana koşup sarılmıştı.

"ne yapıyorsun ı.n? Kendine zarar vermeye mi çalıştın?"

Changbin'in kolları arasında sadece

"susumuyorlar"

Diyebilmiştim.

._.

Changbin beni bir şekilde sakinleştirmişti. Sakinleştirdikten sonra ben bütün olanları anlatmıştım.

"sadece iç gücüme karşı gelemedim changbin. Cidden zarar vermek gibi bir niyetim yoktu."

"biliyorum ı.n sadece bu jeongin'i çok etkilemiş olmalı. Sonuçta en çok güvendiği kişi 2. Kere güvendiğinde de arkasından vurmuş"

"yarama tuz basma changbin. Yeterince pişmanım zaten"

"iyi tamam be. Üzülme sen de. yarın bulur konuşuruz. Ne olursa olsun affeder o seni. Sonuçta bir ı.n değil"

Diyince bir tane geçirmiştim. Nasıl başariyordu bilmiyordum ama her kötü bir şey olduğunda beni güldürmeyi başarıyordu. Gerçek dostlarımdandı.

Hiç dinmeyen sesler eşliğinde yarın jeongin ile konuşma umudu ile uykuya dalmıştım.

._.

UMARIM SEVERSİNİZ AKLIMDA ÇOK GÜZEL ŞEYLER VARRR

şerefsiz ikizim    ı.n/jeonginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin