"dearly beloved!
for your entertainment, it's my pleasure to introduce to you hell's latest arrival."∆
iki gün önceki olayla ve hâlâ neler döndüğünü anlamamanın verdiği yorgunlukla kim hongjoong, kendisini gerçekten berbat hissediyordu. bu iki gün boyunca okuldaki arkadaşlarına neden kendisine kötü davrandıklarını yüzlerce kere sormaya çalışmış lakin tek aldığı cevap fiziksel acı olmuştu. 'bu okulda birisi fiziksel bir acı çekiyorsa gerçekten kötü bir şey yapmıştır' kuralını biliyordu lakin yine de hiçbir şey yapmadığı için olayı daha da irdelemeye devam ediyordu.
yeosang'la bile konuşmuşmaya çalışmıştı fakat sarı saçlı kimsenin bakmadığı bir kinle bakıyordu. bundan dolayı yeosang ile iletişim kuramayacağını çok iyi anlamıştı.
herkes hongjoong'un büyük bir zorbalık yaptığını söylüyordu. yani, genç çocuk neredeyse uyur gezer olup bir şeyler yaptığını düşünecekti lakin bu da pek mümkün değildi. kafasında binlerce senaryo üretedururken okula girdi ve yıllardır yaptığı gibi güvenliğine selam verdi. evet, belki tüm okul ondan nefret ediyordu ve herkes ona şiddet uygulamak istiyordu fakat hongjoong, yanlış bir şey yapmadığını bildiği için başı hiç yere bakmadan okul binasına yürümeye başladı.
tabii okuldaki öğrenciler durur mu? hemen kötü bakışlarını mavi çocuğa çevirip başlamışlardı günlük zorbalık aktivitelerine. buna yaklaşık üç gündür maruz kalan hongjoong, sadece hafifçe güldü ve kimseye bakmadan okul binasına giriş yaptı, kütüphaneye yöneldi.
normalde okula gelmeyecekti çünkü herkesin ona gösterdiği tavırdan bıkmıştı ama 2 hafta sonra sınavlar başlıyordu ve bundan dolayı biraz da olsa gelip ders dinlemesi ve kütüphane ortamına girmesi lazımdı. sırf insanlar ondan nefret ediyor diye derslerinden geri kalamazdı. hem... bu okulda neler dönüyorsa emindi ki kısa sürede ortaya çıkacaktı.
şanslıydı ki geldiği kütüphanede kimse yoktu. henüz daha ilk ders bile başlamadığı için tüm sandalyeler boş, odanın içi de biraz soğuktu. sanırsa nöbetçi öğrenci buraya uğrayıp kaloriferi açmayı unutmuştu ya da en basitinden hongjoong'un tek saklanacak yerinin burası olduğunu gayet iyi bilen birisiydi ve bilerek açmamıştı. açıkçası, günlerdir yediği laflarla beraber zihninin böyle şeyleri düşünmesi gayet normaldi.
montunu çıkartmadan usulca kaloriferlerin yanına gitti ve kütüphaneyi hemen ısıtmasını umarak hepsini açtı. zaten bu da okulun en iyi özelliğiydi, elektrikten pek kısmıyorlardı.
kaloriferleri açtıktan sonra hava daha güneşin bile aydınlatamayacağı kadar gri olduğu için kütüphanenin ışıklarını da hemen açtı ve her zaman oturduğu yere, en arka masalardan birisine, geçti. vücudunun hemen ısınmasını umarak ellerini birleştirerek dudaklarının önüne getirdi ve birkaç nefes üfledi.
bu hareketi sayesinde soğuktan elleri usulca arındı. bunun verdiği memnuniyetle hafifçe gülümsedi ve çantasından bilgisayarını ve kitaplarını çıkarttı. çalışması gereken ders belliydi, tüm öğrencilerin başının belası olan matematiğe çalışacaktı çünkü iki hafta sonraki sınavlar ilk matematikle başlıyordu.
aslında son sınıflar, hocalar cevapları verdiği için sınavlarla pek ilgilenmezdi lakin matematik öğretmenleri o kadar çekilmez bir insandı ki herkesi sınava çalışmaya mecbur tutuyordu. bundan dolayı hongjoong, bu kadının yüzüne bakınca bile sinirlenir, derslerinde de sadece sessizce not alıp elinden geldiğince göz temasından kaçınırdı.
"ne garip bir hoca ya..." kendi kendine bir iç çekti ve sakince bilgisayarını açtı. arama butonuna tabiri caizse 'mala' anlatır gibi anlatan favori öğretmeninin ismini girdi. sitenin yüklenmesini beklerken masada duran telefonunun titrediğini hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kait | seongjoong
Fanfickim hongjoong, kırık aynanın iki tarafı adlı latince büyüyü sesli bir şekilde okur. ☆ alternative universe! ☆ kim hongjoong, park seonghwa ☆ khj merkezli 031023 seongjoong #1 130323