viginti unus - final

979 167 242
                                    

"it all started with two teenager(s) who were enemies..."

-

herkes nefesini tutmuş, futbol sahasının içine yapılmış sahnenin üstünde duran sunucunun söyleyeceği kişiyi bekliyordu. sunucu, elindeki kartları bir kez daha karıştırdı, kendisini bekleyen öğrencileri daha da fazla heyecanlandırmak amacıyla birkaç saniye daha bekledi. kağıtta yazan ismi okumadan önce, futbol takımlarının kaptanlarına göz ucuyla baktı. turnuvanın en iyi kaptanı olmak isteyen 9 kaptan, umutla gözlerine bakıyor, kendi ismini söylemesini istermiş gibi bir aura yayıyordu.

"haydi hyung, açıkla artık!"

kalabalığın ortasında, senial adlı takımın kaptanının hemen yanında duran çocuk, tüm gücüyle bağırdı. o bağırdıktan sonra diğer öğrenciler de ona katıldı.

böylesine istekli kalabalığı gören sunucu, kenarda duran kupaya bir göz gezdirdikten sonra elindeki kağıda döndü.

"28. seoul lisesi futbol oyunlarını kazanan takım, senial takımıydı. şimdiyse... yılın en başarılı kaptanlık yapan oyuncusunu açıklıyorum..." derince bir nefes aldı ve gülümsedi. gözleri tam olarak ismini üç saniye sonra okuyacağı çocuğa takıldı. kaptanlık arması sağ kolunda, sevgilisi ise sol yanında duruyordu. sanki hayatına buna bağlıymış gibi bakıyordu sunucuya.

benim adımı söyle.

"jüriler ve öğrencilerin genel oylarının final sonucu olarak bu yılın en iyi kaptanı, şampiyon olan takımın kaptanı... san!"

cümlenin bitmesiyle büyük çığlıklar koptu, aynı anda havai fişekler fırlatıldı. güneşin hafif battığı bu saatlerde fişekler, gökyüzünü aydınlattı. herkes sonuçtan memnun olmuş gibiydi ki tüm öğrenciler alkış tutmaya başlamıştı.

"evet san, sahneye gel ve bize hislerini açıkla." sunucu, san'ı yanına çağırdı. kaptan olan çocuk, diğer kaptanları tebrik ettikten sonra sahneye çıktı ve bununla beraber bir alkış tufanı daha koptu. herkes çok huzurlu ve mutlu görünüyordu.

"bu yıl boyunca takımım senial'ı ve beni desteklediğiniz için teşekkür ederim." san, gamzelerini açığa çıkartacak kadar gülümsedi. ardından ona okul müdürü tarafından uzatılan kaptanlık kupasını aldı. "ayrıca sportmen şekilde oynayan diğer sekiz takımı da tebrik ediyor, herhangi bir sportmenlik dışı davranışa imza atmadıkları için onlara da teşekkür ediyorum."

tekrar alkışlandı. bu sefer wooyoung'un ıslıkları ve çığlıkları daha ağır basıyordu.

"ayrıca... beni hep destekleyen sevgilim jung wooyoung'a da teşekkür ediyorum..." sahnenin aşağısında gözleri parlayarak kendisine bakan wooyoung'a göz kırptı, ardından tebessüm etti.

"san." okul müdürü usulca yanına yanaştı ve elini uzattı. "tebrikler oğlum. iyi çalıştın, seneye de seni destekleyeceğiz."

"sağ olun efendim."

"ee o zaman... gençler, partinin keyfini çıkartın. bu futbol oyunlarının final günü sonuçta!" müdürün izniyle beraber tüm öğrenciler yemek ve içecek standlarına dağıldı. bazılarıysa futbol sahasına kurulmuş dans pistine gitti.

choi san, kupasıyla beraber sahneden indiği an boynuna jung wooyoung'un kolları sarıldı.

"kazanacağını biliyordum!" wooyoung, mutluluktan gözleri dolmuş şekilde san'a baktı. "seninle gurur duyuyorum. hem de çok."

"wooyoung... ağlayacağım şimdi. sence babam da benimle gurur duyacak mı?"

iki çocuk, kalabalıktan uzağa doğru yürürken wooyoung, sevgilisine baktı ve kafa salladı. bu çok içten bir onaylama ifadesiydi.

kait; seongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin