13- Talihsiz tanışma.

61K 2.8K 206
                                    

Yazardan...

Anıl bugün çarşıya gelmişti, izin almıştı. Demir ve Yusuf eve babasını görmeye gelmek istediklerini söylemişlerdi. Buna oldukça sevinmişti. Uzun zamandır görevler üst üste geldikten sonra oldukça yıpranmıştı hepsi. Biraz kafa dağıtmaya ihtiyaçları vardı. Dışarıda da dağıtabilirlerdi ama Demir sakin bir yer olsun, hemde albayımız ile birkaç el tavla atarız demişti.

Anılın babası Timur beyi Anılın arkadaşları çok severlerdi.Yusuf zaten küçüklükten tanıyordu, Demir ise Anıl sayesinde tanışmıştı. Timur bey oldukça babacan ve sevecen insandı. Emekli bir albay olmasına rağmen sevecenliğini hiç kaybetmemişti. Bu yüzden her yeni tanıştığı kişiler ile iyi anlaşıyor, ve arkadaş ola biliyordu.

Akşama mangal yapma kararı aldılar arkadaşları ile. Demir, Yusuf, Anılı ve ailesi. Demir zaten her ortama ayak uyduran biriydi. Kısa zamanda aileden biri gibi olmuştu.

Şimdi ise bu çarşı taraflarında oldukça iyi bir et satan kasaba gelmişti. Hep buradan alıyordu. Güvenilir birisiydi Fehmi amca. Konu hijyen olunca çok hassastı Anıl. Her yerden yemezdi. Titiz bir insandı. Kasaba girdi.

" Selamün aleyküm Fehmi amca."

" Ooo Anıl oğlum aleyküm selam. Hoşgelmişsin." Oldukça iyi biriydi Fehmi bey.

" Hoşbulduk. Amca bana oradan kıyma versene." Dedi Anıl. Fehmi bey kıymayı çekti, tarttı. Anıl kıyamayı aldı, parasını ödedi. Fehmi bey ile birkaç dakika sohbet ettiler. Ondan sonra ayrıldı kasaptan.

İçi yanmıştı, hava gerçekten sıcaktı. Bir markete gidip içecek birşey alsa iyi olacaktı. Hemde akşam için de birkaç birşey alırdı. Arabayı en yakın markete doğru sürdü ancak park edecek yer yoktu. Sonra biraz uzak kalsada arabayı uygun bir yere park ederek markete doğru yöneldi.

Markete girdi 2,5 litrelik kola, fanta, ve soğuk çaylardan aldı. Kendi içinde ayrıca bir litrelik kola aldı. Sonra gözü cips reyonuna takıldı. Kardeşi tam bir cips aşığıydı. Lays'in baharatlı cipslerine bayılırdı. Kardeşi için 3 paket Lays ve çikolata aldı. Parasını ödeyip marketten çıktı.

Araba biraz uzakta kalmıştı ve susuzluktan ölüyordu. Elindeki poşetleri umursamadan hem yürüyor, hemde kolayı açmaya çalışıyordu.

Sonra herşey çok hızlı gelişti. İlk önce bir bedene çarptı, ondan sonra Cola fazla çalkalandığı için adeta patladı. Sonra kafasını kaldırıp baktığında genç kızın üzerindeki beyaz elbise batmıştı.

" Körmüsün be adam!" Diyerek adeta kükredi genç kız. " Kusura bakmayın hanımefendi farketmemişim." Dedi mahcup bir ses ile Anıl. " Of ya daha ilk kez giydim bugün." Ağlamaklı ses ile konuştu genç kız. Sarı saçları yeşil mi mavi mi çözemediği türden göz rengi vardı. Farkında olmadan kızı inceliyordu Anıl.

" Tekrar özür dilerim hanımefendi." Dedi Anıl. Ve genç kız başını kaldırıp Anıla baktı. Gözleri adeta ateş saçıyordu. " Önüne bakarak yürüseydin keşke, durmadan özür dilemek yerine!" Mahvolmuştu güzelim elbise.

" Farketmedim hanımefendi. Ayrıca hadi ben önüme bakamıyordum, ya siz?" Anıl kendince haklı bir soru yöneltti. Genç kız ise önce bir şaşırdı sonra ise kaşları çatıldı.

" Ha şimdi suçlu ben oldum öyle mi?" Dedi önleyemediği bir sinir ile. Anıldan ise cevap gecikmedi. " En azından tek suçlu ben değilim diyorum. " Dedi Anıl ve kızın elindeki telefonu işaret etti. "Sizde telefona bakmak yerine önünüze baksaydınız. " Ve genç kız konuşmaya başladı.

" Hem üstümü kirletiyor, hem de zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyor gerizekalı." Sinir ile patladı genç kız. Anıl ise cümlenin içindeki 'gerizekalı' kelimesine takılmıştı. Ve artık sinirlenmeye başlıyordu.

" Ne dedin sen az önce bana?" Dedi duyamadım bir daha söyle der gibi. İkisi yolun ortasında durmuş tartışıyorlardı. Anıl uzun boyu, heybetli vücudu, ellerinde poşet ve kapağı açık, birazı genç kızın üstüne sıçrayan kola şişesiyle genç kızın önünde dikiliyordu.

Genç kız ise bembeyaz elbisenin üstünde kola lekesi, çatık kaşları ve alev saçan gözleri ile Anıla bakıyordu. Oldukça sinirliydi. Elbet leke yıkayınca geçerdi ama buradan taa evine kadar kola lekesi olan bembeyaz elbiseyle nasıl gidecekti?

" GERİZEKALI DEDİM. SALAK HERİF." Genç kızın bağırması ile " Düzgün konuş benimle ufaklık." Dedi Anıl boyu kendinden hayli küçük olan kıza bakarak. Boyuna bakmadan diklenmesi komik duruyordu.

" Allah Allah konuşmazsam ne olur? " Diye sordu genç kız. " Dövermisin beni?"

" Seni bir askere hakaretten tutuklamak zorunda kalırım." Tabi ki böyle bir şey yapmayacaktı. Sadece genç kız sinirlenince çok komik duruyordu.

" Sen daha önüne bakıp yürüyemiyorsun. Seni kim asker yapacak. Ufak at ta civcivler yesin." Dedi kız alayla. Sokağın ortasında uğraştığı şeye bak. ELBİSESİ MAHVOLMUŞUTU. Anıl ise alay ile güldü.

" Nayse ki asker olup olmayacağıma sen karar vermiyorsun ufaklık." Anıl acayip zevk almıştı bu kızla uğraşmaktan. Kız sinirden kıpkırmızı kesilmişti. Sonra kızı daha sinir etmek için elindeki kolayı kıza uzattı.

" Zaten yarısını elbisen içmiş, sende kıpkırmızı oldun bakıyorum. Al iç ferahlarsın."

Genç kız ise hiç konuşmadan Anılın elindeki yarısı dolu kola şişesini aldı ve Anılın üzerine boca etti. Ve hızla yanından ayrıldı...

Bir bölümün daha sonuna geldik...

Bölümü nasıl buldunuz?

Sizce bu 'genç kız' kim?

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayınız...

Sizleri seviyorum...♡♥︎♡♥︎♡♥︎

Yusuf Abi [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin