24

5.6K 263 12
                                    

Herkese merhaba, yeni bölüm sizlerle.

Lütfen özellikle satır aralarına yorum yapıp, oy vererek destek olmayı unutmayalım ki kitlemiz büyüyebilsin.

Instgram üzerinden "birbulutkalemi" hesabında yeni bölüm duyuruları, fotoğraflar ve gelecek bölümlerden alıntılar var, oraya da bakıp takip edebilirsiniz.

Bu arada bölüm içine bir kaç bölüm sonrası olacaklar için bir iki yere ipucu sakladım, bakalım kimler fark edecek?

Bende diğerlerinin yaptığını yapıp sessizce beklemeye başladım. Bir yandan neler olabilir diye düşünürken diğer yandan da Timur'a bakıyordum pür dikkat. Gözlerini kırpıştırmaya başlamasıyla uyanacağını anlayıp hemen yanına gidip elini tuttum.

"Timur, beni duyuyor musun?"

"Duyuyorum Asya." Dedi boğuk sesiyle, işte o zaman daha da rahatladı içim. Her ne kadar doktor olup, raporlarından bir terslik olmadığını bilsem de uyanana kadar içim rahat değildi.

"Çok korkuttun bizi."

"Endişelendirmek istemezdim ama yapabileceğim başka bir şey yoktu." Dedi. Bunun tersini Kurt'tan duymasam inanırdım belki ama o çocuğu kurtarmak için yaptığını söylediği için inanmadım. Bir çocuğa yardım edebilmek için kendini hiçe sayan bir adam Timur, gurur duydum yaptığıyla ama başka bir yol varsa ve bunu tercih etmediyse de kızarım tabi ki.

"Vardı ama karakterine ters. En çok bu yönünü beğendiğim için bir şey demiyorum ama bir daha kendini böyle tehlikeye atarsan seni önce ben vurup sonra ameliyat eder, bunu da aklın başına gelene kadar tekrarlarım!" 

Biz kendimizi kaptırmış konuşurken odadakilerin varlığını unutmuştuk, içlerinden birisi öksürerek kendisini hatırlattı. Bu Onur'du. Gözlemlediğim kadarıyla o, grubun en ağırbaşlısı. Yaşları kaç bilmiyorum ama sanki hepsinin abisi gibiydi.

"Komutanım, iyisiniz değil mi?" Onur'un sorduğu soruyla gözlerini benden ayırıp ona baktı.

"İyiyim, iyiyim yok bir şeyim. Silin yüzünüzden şu telaşı, sanki ilk vurulmamız mı oğlum!"

"Orası öyle de komutanım bu sefer çok sıkışmıştık, Kurt komutanım son anda yetişti, yoksa seni zamanında getiremezdik."

Ve planımızın ilk aşaması kendiliğinden halloldu. Konu biz istemeden direkt ona geldi.

"Doğru, iletişimdeydik biz. Yardım için geliyordu o. Ne oldu ben bayıldıktan sonra"

Ve araya istenmeyen ot girdi, Selvi konuştu, "Komutanım, bunları timle daha sonra konuşsak daha doğru olmaz mı?" bu kızın zoru ne ki? Yani benim de bir asker olduğumu ona sürekli hatırlatmamız mı lazım?

"Selvi' cim benim de bir asker olduğumu unutuyorsun herhalde, hem de rütbe olarak bile üstünüm." Sen bana nasıl davranırsan aynı şekil karşılığını alırsın, kusura bakma hiç de kendimi sana ezdirecek değilim. Mesleğimi kullanmayı sevmesem de yeri gelince ağırlığımı koyup, rütbemi de konuştururum. Buraya gelmek için çok çalıştım ben.

Asılan suratıyla bana bakıp, sözde mahcup bir ifadeyle konuştu, "Yok, o yüzden değil. Sen yanlış anladın beni, Kurt gizli bilgi. Onu öyle her ortamda konuşamayız." Dedi.

İşte aradığım fırsat ayağıma geldi. "O yüzden diyorsan sıkıntı yok canım, ben kendisiyle birebir tanıştım. O problem etmez beni."

Söylediklerimle odada derin bir sessizlik oldu. Selvi' nin yüzünde ise küçümseyici bir ifade. "Şu an bunu söylemen çok anlamsız Asya, buradaki herkes bilir ki Kurt'un yüzünü kimse bilmez. O kendini kimseye göstermez."

SON FLÖRT BÜKÜCÜ (Tamamlandı/Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin