19

6.4K 307 16
                                    

İçeri girince yatağa uzandığını gördüm. Yattığı tarafa gidip komodinin üzerine bıraktım suyu ve diğer tarafa geçip uzandım yatağa. Asya bana doğru yaklaşıp kafamı kaldırmamı ister gibi işret yaptı, dediğine uyup kafamı kaldırınca beni kendine çekip kafamı göğsüne yasladı ve saçlarımı okşamaya başladı. Ne zaman uykuya daldım bilmiyorum ama bu uzun zamandır uyuduğum en rahat uykuydu onu biliyorum.


12 Ocak 2023

Asya'nın Anlatımından,

Kollarımın arasında uyuyan küçücük kalmış bu adamın acısı öyle fazla ki ilk defa korktum. Ya ona yetemezsem? Ya ruhundaki yaraları saramazsam diye. Her karşı karşıya gelişimizde bir dağ gibi dimdik duran bu adamın, bugün benim merhametime, yardımıma en önemlisi ise sevgime ihtiyacı var.

Bazı şeylerin ille de bir adı olması gerekmez bazen. Biz şu an onunla ne dostuz ne de iki aşık... Bana göre bir yola çıkmadan önce birbirini tanımaya çalışan iki kişiyiz. Yürüdüğümüz bu yol gösterecek ileride bizim ne olacağımızı.

Ben şimdi biliyorum ki o benim hayatımda hangi sıfatla kalmak isterse, ben her zaman o sıfatla kalıp ona sığınak olmaya devam edeceğim. Benim ondan hoşlanmam onun da benden hoşlanacağı anlamına gelmiyor. Her ne kadar ben öyle olmasını istesem de. O yüzden ben o beni hayatında hangi sıfatta isterse o şekilde yanında olacağım.

İçindeki yaralı olan o adamı şu saatten sonra asla yalnız bırakmayacağım. Şimdi yapmam gereken tek şey dünden dolayı, onun yanında olurken ona acıdığımı düşündürtecek her şeyden uzak olmak. Bu tarz durumlarda insanlar biraz duygularının esiri olurlar. Birisi eğer size kendini açıyorsa ve bu onun en büyük yarası ise en çok korktuğu şey bir daha ona eskisi gibi bakmayacak olmanız ve de acımanızdır.

Kollarımın arasında hareketlenen bedeni ile rahat olması için gevşettim biraz kollarımı. Tamam daha önce de erkek arkadaşlarım oldu, bazıları ile birlikte de uyuduk şimdi kaç yaşına gelmiş sağlıklı bir insanım elbette yaptık bu tarz şeyler ama Timur'la uyanmak bana farklı geldi.

Heyecanla kendisine gelmesini beklerken yüzünde küçük yaramaz bir erkek çocuğunun ifadesi vardı. Sanırım beni ona çeken şey de o bir asker olarak kendini çok iyi gizleyebilecekken bana bu şekilde açık olması.

"Günaydın." dememle irkilip bir anda öyle hızlı çekildi ki ne yapacağımı şaşırdım. "Sakin ol, benim." demekten başka bir şey yapamadım.

"Affedersin, ben bir an algılayamadım." dedi biraz mahcup bir tavırla. İşte tam şu an hislerimi biliyor olsaydı tutup yanaklarını ısırmadan bırakmazdım. Ben biraz ısırarak severim arkadaşlar. Sevdiğim insanları yemek istemem gayet normal bence.

"Fark ettim onu, nasılsın?"

"iy..." kelimelerini tamamlamasına fırsat olmadan telefonu çaldı. Eliyle bir dakika işareti yapıp komodinin üzerine bıraktığını fark etmediğim telefonunu aldı. Arayanı görünce dikleşip bekletmeden açtı telefonu. Bana ise sessizce beklemek düştü. Yine söylemiş gibi olmasın ama şimdi aramızda bir sıfat olsaydı kulağımı mutlaka dayardım o telefona, ben meraklı bir insanım dostlarım.

+ Buyurun komutanım!

- Beklediğimiz haber geldi yarım saatte burada ol, timine de haber ver.

Karşı tarafı dinledikçe yüzünde sıkıntılı bir ifade oluştu.

+Emredersiniz komutanım!

Kısa süren konuşmasından sonra bana dönüp yüzüme özür diler gibi baktı. "Gitmem gerek, görev emri geldi."

İçim yine o bilinmezliğin verdiği acıyla doldu. "Hemen mi?" dedim biraz daha kalmasını dilediğimi fark ettirmediğimi umduğum bir sesle.

SON FLÖRT BÜKÜCÜ (Tamamlandı/Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin