5. SON GECEYMİŞ.

114 49 3
                                        

Yavaş yavaş kapıya yöneldim. Açtım, eve ilk babam girmişti. Gözüm onu aramaktaydı, istemsizce sadece onu arıyordum. Ardından Barış abi, Arzu abla ile Masal girdi. Sonra merdivenlerden koşarak gelen Bartu'yu gördüm. Tanımadığım biri daha geldi. Bartu ayakkabılarını çıkardı içeri girdi ve elini uzattı bende sıkarak tebessüm ettim.

"Hoş geldin." Dedim ve Ayaz sanki minareye çıkarcasına elinde bir megafon eksik der gibi bağırarak,

"Hoş geldiniz!" Dedi şapşik ya sonra Barış abide karşılık verdi.

"Hoş bulduk eşek sıpası." Dedi ve babamda bakışlarını Barış abiye çevirdi.

"Benim ne suçum var o malsa ben napıyım ki." Dedi ve Bartu ile biz göz göze patlattık kahkahayı. Annem ile yemek masasını hazırlamaya başladık. Çok güzel ve eğlenceli geçiyordu vakit. Ortam mükemmeldi. Annem ile Arzu ablanın gülücükleri ve babam ile Barış abinin bağırarak sohbet edişi. Arada Bartu'nun kaynaması. Sonunda masayı hazırladık ve herkes oturdu ben önden uyarımı yapayım sonuçta kavurmayı Ayaz yaptı kimseye bir şey olasın en azından.

"Umarım zehirlenmesiniz." Dedim Ayaz ise,

"Niye sen yaptın diye mi?" Dedi bakın bu çocuk elimde kalacak geri zekalı. Komik olamayan varlık işte. Bartu beni bir sofraya oturtmadı. Sürekli bir şeyler istiyor. Ben masaya oturana kadar kavurma bitti neyse fakiri doyurmak sevaptır. Bartu daralmaya başladı, galiba sigarasızlık vurdu ona. Sürekli bana ve Ayaz'a bakıyordu bende nasıl çıkarabileceğimi düşünüyordum. Sonra ayaz ile aklımıza bir şey geldi. Ayaz'ın lavaboya girmesini istedim ve mutfak çöpünü elime aldım.

"Bartu şu çöp poşetini de sen alır mısın? Atıp gelsek." Dedim ve yapmak istediğimi az çok beyni yetiyorsa anlamıştı ama babam.

"Ayaz nerede kızım onunla gitsenize?"

"Ş-şey baba Ayaz lavaboda o yüzden."

"Tamam kızım . " Dedi sonra Bartu ayağa kalktı ve yanıma geldi . Çöpü alıp kapıyı kapattık . Enseme yaklaşarak fısıldayarak   ;

"Eyvallah." Dedi, normal insanlar teşekkür ederim  der ama Bartu Vural ise eyvallah  der anarmol  işte, çöpleri atmak için sokakta ilerlemeye başladık. Sonra ise onu sigara içmesi için bodruma götürdüm. Elini cebine attı ve bir şey aradı sonra;

"Hassiktir!" Dedi ne olduğunu anlamaya çalıştım ve ekledi.

"Sigara içerideki ceketimin cebinde kalmış ne yapacağız şimdi?" Dedi aklıma hemen Ayaz geldi ve onu aradım. Sonra kardeşim bir şekilde almış camdan attı bana bende Bartu'ya fırlattım ya sanki organize suçlarla mücadele ekipleriyiz ya. Bartu durgundu birazda sinirli , nedenini bilmiyordum. Sormaktan da çekiniyordum. Sonra o gözleri sanki anlatırcasına benim gözlerim ile birleşti. Odaklanmış birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Birden telefonum çaldı.

  Batuhan arıyor... O benim eski okulumdan arkadaşımdı. Telefonu Bartu'nun yanında açtım. Meraklı gözler ile beni izlediğini hissediyorum . Sonra telefona döndüm .Batuhan ile biz kardeş gibiyiz . O yüzden Batuhan ile çok samimi konuşuyordum . Sonra telefonu kapattım . Bartu'ya döndüm ve ;

"Ben yukarı çıkıyorum annemler merak eder. Saten seni sorarlarsa hava alacakmış derim."

"Bekleseydin demek isterdim ama haklısın tamam." Dedi ve yanından ayrıldım. Merdiven basamaklarına yavaş yavaş çıkıyordum ama ayaklarım beni ona doğru sürüklüyordu. Ben ona doğru ilerlemeye başladım ve oda beni gördü sordu.

"Ne oldu?"

"Sadece merak ettim senin neyin var canın çok sıkkın?"

"Yok bir şeyim." Dedi ama bunu derken bile gözlerinden anlaşılıyordu. Pek zorlamak istemedim onu o yüzden.

"Peki öyle diyorsan ben yanlış anlamışım." Dedim ve yavaş yavaş yanından uzaklaştım. Yalan söylediğini biliyorum ama zorlayamam belki de bana güvenmiyor. Normal saten sonra içeri girdim. Arzu abla sordu ;

"Gözde , Bartu nerede?"

"Ş-şey bahçede biraz hava alacakmış." Dedim ve odama girdim biraz yatakta oturdum. Sonra yanlarına gittim. O tanımadığım misafirin adı Emre. Bana biraz tekin gelmedi açıkçası. Böyle garip bir karaktere sahipti. Bilmiyorum ama davranışları beni rahatsız ediyordu. Ardından kapı çaldı. Gelen Bartu'ydu,  açtım tebessüm ediyordu. Moralinin düzelmesine sevinmiştim. 

İçimde garip bir korku, ürperti vardı. Sonra babam gil benim hakkımda sohbet ettiklerini duydum ve yanlarına gittim. Konuya anlamak için Ayaz'a sordum. Konu benim ve Ayaz'ın okul mevzusuydu. Babam bu şehri bilmediği için Barış abiden fikir alıyordu. Sonra Bartu ;

"Benim okuluma yazdırın." Dedi babama mantıklı geldi. Ama ben sağlık meslek istiyordum. O yüzden sordum. 

"Senin okul ne Anadolu mu? Fen lisesi mi? Yoksa meslek lisesi mi?"

"Sana hangisi lazımdı."

 "Bilmiyorum." Dedim sonra babam sordu;

"Burada yakınlarda var mı?"

"Evet var Yiğit abi ama biraz uzakta kalıyor." Dedi Bartu. Bartu ile fazla samimi olmamaya çalışıyordum saten olması gerekende buydu. 

Bartu'yu yavaş yavaş tanıyordum ama tanırken bulmaca mı çözüyorum insan mı tanıyorum bilemiyorum. Sonra tekrar onlara döndüm ve Emre'nin pür dikkat bana baktığını gördüm. Sonra Ayaz'a mesaj attım. 

Gözde: "Ayaz ben odaya gidiyorum giderlerken çağır beni."

Ayaz: "Niye abla ne oldu?"

Gözde: "Hiç sıkıldım."

Dedim ve yanlarından ayrılmak için ayağa kalktım. Halen dahi bakıyordu. Yanlış düşünmek istemiyordum ama rahatsız oluyordum. Sonra yanlarından ayrıldım. Güzel bir müzik açtım ve düşünmeye başladım. Acaba Bartu'nun sevgilisi mi vardı ki? Onunla arkadaş değildim, ama ona aşık falanda değilim sadece sokaktan geçen biri misali merak diyordum. Onu daha yakından tanımak istiyordum. Ama nasıl olacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Bu saçma düşüncelerden sonra yatağa attım kendimi ve kapım çaldı. Ayazdı gelen kapıdan kafasını doğrulttu gözü ile gelmemi işaret etti. Büyük ihtimalle artık gidiyorlardı. Odamdan çıktım ve evet gidiyorlardı. Barış abiye sarıldım ardından Arzu ablaya sarıldım öptüm ve Masalı öptüm. Ama Emre'ye bakmadan hemen Bartu'ya yöneldim sarıldım. Kokusunu aldım, tıraş losyon kokusuyla karışan ona özgü olan o kokusunu çektim ciğerlerime doğru. Ve boynumda nefesini hissederek bana fısıldadı.

"Gerçekten kalbini kırdıysam özür dilerim." Dedi beni umursuyor muydu yani? Pek inanmadım ve bunu belli ederek omuz silktim. Pormantodaki ceketini kavradım elim ile ve ona doğru ceketini uzattım. Emre'nin ceketini de uzattım. Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu ya sabır. Bir yapıştırsam da buradan arabaya doğru uçsa en azından yürümekten kurtulur bende ondan. Oda araba ile hemen kendine estetik cerrahı arardı. Neyse komik şakanın ardından asıl konumuza gelelim, konumuz  yiyip , içip kusura bakmayın da sıçıp evi bok edip gittiler. Nefret ediyorum şu misafirlerin tonlarca bulaşık çıkarıp. Mutfağı Arap çarşısına çevirip gitmelerine. Ya insan sorar bir burayı toplamana yardım edeyim mi diye ya... Şaka gibi...

Ama ne yazık ki değil. Şaka falan değildi, gerçeğin ta kendiydi.

SİZCE EMRE'NİN AMACI NEDİR?

GÖZDE NAZ NASIL BİR OKULA BAŞLAYACAK?

HİKAYENİN DEVAMININ GELMESİNİ İSTER MİSİNİZ?







Sen Daima BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin