8. BİR ARADA DEĞİLİZ HENÜZ.

69 45 1
                                    


Mutfağa geçtim. Perdeyi açtım camı açtım içeri kedi girdi, birden hopladığı için çığlık attım.

" Gözde iyi misin? " Diyerek koşarak yanıma geldi. Kediyi görünce sol elini alnına koydu ve gülmeye başladı;

" Bundan mı korktun? " Dedi alaylayıcı bir şekilde gülmeye başladı. Bende;

" Ya salak mısın? Kediden korkmadım. Camı açmıştım. Birden hoplayarak içeri girince korktum. Asıl sen kendine bak bana bir şey olacak diye de sen korkmuşsun. " Dedim gülerek ardında sandalyeye oturdu;

" Tabi efendim ." Dedi,

Umursamazca omuz silktim;

Umursamazca omuz silktim;

" Kahve içer misin ?" Diye sordum.

" Evet, ama yumuşak içim olsun. " Dedi ve telefonumdan şarkı açıp tezgâhın üzerine koydum. Kahveyi yaptım. Karşılıklı içmeye başladık. Bir süre sohbet ettik sonra ben kahvaltı hazırlamaya başladım. Bartu içeriye geçti. Sonra ben son ses müzik eşliğinde başladım ilk çayı hazırladım, menemen yaptım ardından sucuklu yumurta sonra zeytin, peynir, domates, salatalık hepsini masaya hazırladım. Artık annemlerin gelmesini bekliyordum. Salona girdim, Bartu uzanmış telefonda biri ile samimi bir şekilde konuşuyordu. Konuşması dakikalarca sürdü. En son kapattı telefonu merak etmiştim ama soramazdım. Kapı çaldı, gelen Emreydi ne alaka olduğunu anlamadım. " Gözde " dedi. Ve hemen ben izin vermeden sarıldı artık bu durum canımı çok sıktı ve ona ayar verme zamanı gelmişti. " Emre bu kadar samimi olmaya gerek yok. Rahatsız oluyorum. Bir daha lütfen olmasın " Dedim kalbini kırmak istemiyordum. Ama en son bu olacaktı. Niyeti kötü olmayabilir ama hayır demeye alışmam lazımdı.

" Tamam Gözde. " Dedi, dediğimi anlamıştı.

" Anlayışın için teşekkür ederim ve hoş geldin ." Dedim, Bartu'da yanıma gelmişti, oda selamlaştı ve salona geçtiler. Bartu ve Emre bir kız hakkında konuşuyordu. Ama galiba bu kızı Bartu yakından tanıyordu. Sürekli "Selen" diyorlardı. Onları dinlemiyordum ama sağır değilim duyuyordum. Sonra yanlarına gittim. Koltuğa oturdum. Ve Batuhan'ın aradım içgüdüsel davranıyordum. Batuhan açtı telefonu.

" Batuhan nasılsın canım? " Dedim ikisi de bana bakıyordu.

" İyiyim Gözde Sen nasılsın son olanlardan sonra nasıl oldun? " diyordu Batuhan.

" Anlatacağım ama şey ben sana bir şey söyleyeceğim ." Dedim bende de var sinsilik bir kere ben ne yapayım ki?

" Söyle gözde ne oldu? " Dedi Batuhan ortamı biraz daha bulandırayım.

" Bir dakika odaya geçeyim kuzum. " Dedim ve odaya ilerledim odanın kapısını kapattım. Konuşmama orada devam ediyordum.

" Son olanlardan sonra nasıl oldun Gözde? "

" İyiyiz hepimiz "

" Bartu o nasıl pek neler oldu anlat "Bir süre konuştuktan sonra konuşmamızı bitirdik. Resim yapmaya başladım. Annemler gelene kadar en azından onların yanında Fransız kalacağıma oturur oyalanırdım en azından. Kendime güzel bir müzik açıp motive olmuştum. Karakalem çizimleri yapıyordum. Kapım tıklandı, gelen Bartu'ydu;

" Ne yapıyorsun Gözde? "

" Hiç oturuyorum keyfime bakıyorum. "

" Şey Emre gitti haber vereyim. " dedim.

" Hah şükür ." Diye mırıldandım.

" Niye ne oldu bu kadar mı bıktın Emre Oflaz'dan

" Niye ne oldu bu kadar mı bıktın Emre Oflaz'dan. "Dedi, he bir sen eksiktin Bartu... Neyse Gözde sakin sakin kızım.

" Boş ver senin kuş kadar beynin yetmez. "Dedim gülerek.

" Benim kuş kadar en azında var şükür de seninki. " Dedi ve durdu bende sordum.

" E benimki. "Dedim, gülmeye başladı.

"Dedim, gülmeye başladı

" Boş ver ." Dedi, hadi biraz beynini yakalım.

" Ya dolu verirsem ." Dedim, durdu durdu jeton yeni düştü.

" Sen şimdi espri mi yaptın. " Dedi gülerek.

Bu güzel ve gereksiz espriden sonra kapı çaldı. Gelen annemlerdi. Çok yorgun gözüküyorlardı. İçeri geçtiler. Ayaz'a sormaya karar verdim;

" Ne oldu? Apar topar nereye gittiniz, bana da haber vermeden. "

" Görürsün abla sürpriz. "

" Ya Ayaz söyler misin? Lütfen. " Dedim gıcıklık yapıyordu.

" Tamam ama önce yemek. " Deyip mutfağa ilerledi. Herkes masaya oturdu. Bende çayları kattım. Bartu'nun tabağını ayarladım. Annem Bartu ile ilgileniyordu, bende Masal ile ilgileniyordum.

Masal biraz huysuzdu. Sebebini pek anlamadım. Sonra babam;

" Oh valla kızım ellerine sağlık. " Dedi, Ayaz'da kıskandı tabi beni çekemiyor hemen lafa atladı. Sazan işte;

" Ne yani baba? Ben sabahtan beri sana yardım ettim sen bana niye iltifat etmedin? İlla kız mı olmam gerekiyordu? " Dedi salak, ben durur muyum tabi? Hemen yapıştırırım cevabı.

" Ablam senin kız olmana gerek yok ki. Zaten temizlik yaparken benden daha iyisin. Baba Ayaz bir temizlik yapıyor görmen lazım. " Dedim, herkes gülmeye başladı.

Masal yemeğini bitirdi elimden tuttu. Bir yere götürüyordu;

" Aşkım nereye? " Dedim ama cevap vermedi. Sonra salona geldik, koltuğun üzerinde Bartu'nun telefonu vardı, açıktı. Birden telefona yöneldi;

" Hayır, kuzum o olmaz. " Dedim ama halen cevap vermiyordu. Kendinden emin bir şekilde galeriye girdi. Oradan annesi ve babasının fotoğrafını açtı. Telefonu benim elime uzattı. Bende elime aldım. Parmağıyla fotoğrafı işaret ederek;

" Onlar nerede sen biliyor musun? Abime sordum ama o cevap vermedi. " Dedi, ne diyeceğimi şaşırdım. Yere oturdum, Masal'da dizime oturdu. Ne demem gerektiğini bilemiyordum. O yaştaki bir çocuğa onu nasıl açıklayacağımı düşünüyordum. Telefonun durum çubuğunu mesaj geldi. Üste gözüküyordu. Mesaj " Selenim " kişisindendi ve " Canım senin ile yüz yüze konuşalım her zaman ki yerdeyim çabuk gel biliyorsun bekletilmeyi sevmem " diyordu. Dalmıştım, Masal tekrar sorduğu soru ile ona döndüm;

" Nerede onlar abla? " Diye sordu. Cevap vermek için hazırdım. Ona baktım, çok masum bakıyordu;

" Bebeğim onla... " Derken, Bartu geldi. Telefonu elimde ve o fotoğraf ile görünce kaşlarını çattı. Telefonu birden hışımla aldı. Beni yanlış anlamıştı belli ki. Kendimi açıklamak için ayağa kalktım.

SİZCE BARTU NASIL BİR TEPKİ VERECEK?

GÖZDE MASAL'A BU DURUMU NASIL SÖYLEYECEK?

HİKÂYEYİ BEĞENİYOR MUSUNUZ?

Sen Daima BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin