" Uyanma vaktin geldi Bartu Vural ! " Dedim sesimi hafif yükselterek . " Sen halen dersini almadın mı ya ? Dünkü korkman yetmedi galiba . " Dedi gözlerini ovalayarak .
" Bir ders aldığım doğru . Aslına bakarsan mutluyum bile . Bu yaptıklarından sonr...
Yolculuk biraz yavaş ilerliyordu ya da ben öyle hissediyordum. Bilemiyorum o kadar yorgundum ki şuan. Gözlerim kapanmak için an kolluyor bense kapanmaması için direniyordum resmen. Sonra kafamı cama yasladım. Düşünüyordum sadece düşünüyordum sanki olanlar bir kâbustu. Uyanacaktım birazdan belki. Ya da bir kaza oldu ben... Ben şu an gerçekten saçmalıyorum. Sonra artık göz kapaklarımı serbest bıraktım onlarda kapandı...
Birden arabanın ani durmasıyla gözlerimi açıp doğruldum. Petrolde durduk. Bartu arabadan indi. Bileğime baktım ve çantamdan fondöten aldım. Mosmordu ve cidden çok acı veriyordu. Tek acı veren bu olsaydı... Sünger ile kapatmaya başladım. En son tüm fondöteni dökmeyi düşündüm. Sonra telefonumun ekranından kendime baktığımda perişan olmuş sıfatımı gördüm. Ve biraz makyaj yaptım. Telefonum çalmaya başladı. Ayaz arıyor...
" Abla nerede kaldınız ?"
" Geliyoruz ablacım 10 dakikaya oradayız ."
" Tamam annem merak etti de."
" Söyle ona merak etmesin az kaldı zaten ."
" Tamam abla söylerim hadi görüşürüz ."
" Görüşürüz aşkım. " Dedim ve telefonu kapattım. Bartu halen gelmemişti. Derken öfkeli bakışları ile arabaya doğru gelişini gördüm, sigarasını da almış. Ve hışımla burada oldu, çevik bir şekilde arabaya bindi. Öfkeden sanki göz bebekleri yerinden fırlayacaktı bir an. Arabanın kapısını sert kapattı ve bana döndü. Bir şey söylesem sanki beni öldürecekmiş gibi baktı. Arabayı çalıştırdı. Ve hızla petrolden ana caddeye çıktık, bir taraftan sigarasını yaktı. Arada bana bakıp yola döndü. Cebimden telefonumu çıkardım ve biraz kafamı dağıtmak için sosyal medyada takıldım. Bartu arabayı sağa çekti, izmariti fırlattı. Telefonumu cebime koyup ona baktığımda. Elini açmış boş bir şekilde bana uzatıyordu.
" Ne ?" Dedim.
" Telefonunu ver !" Diyerek emretti Bartu bey.
" Neden ?"
" Canım öyle istiyor ."
" Benimde canım böyle istiyor. Dedim biraz sesimi yükselterek ."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonra bana dönüp. Hışımla yönelip telefonumu cebimden aldı. Ve o kokusunu aldım, o an eskiler düştü aklıma. Telefonumun sim kartı çıkardı ve kırıp camdan attığı an;
" Ne yapıyorsun ?" Dedim kızgın bir şekilde, cevap verme gereği bile duymuyordu. Hafıza kartını çıkarıp telefonu camdan attı.
" Bartu sana diyorum alo !" Dedim sanki sağırmış gibi davranıyordu. Torpidodan çıkardığı yeni telefonu açtı ve yeni sim kartını taktı. Bir kaç dakika sonra ise bana uzattı.
" Al. "
" Neden böyle yapıyorsun ." Dedim bir süre baktı sonra önüne döndü. Telefona baktığım da takip uygulaması vardı. Hem kaçıp gitmemden korkuyor hem de gitmem için elimden geleni yapacağım diyor. Arabayı tekrar çalıştırdı. Sonra ise annemlerin evini kapısında durduk. Şu an anneme sarılıp ağlamayı o kadar çok istiyordum ki. Ama yapamazdım, yapmamalıydım zaten. Arabadan indik. Kapıyı çaldım. Ayaz'ın sesi geliyordu içeriden ve kapıyı açtı.
