Utangaç.

2.5K 91 2
                                    

Söylediğim şeyin farkına vardığında okadar uyanmıştım ki öp beni demiştim şuan utançtan yerin dibine giresim vardı.

Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim bir saat  önce Eylül ve karan'nın arkadaşı mırat'ta gelmiş ve yemekler yenmişti bu sürede  ben utanç'tan kimsenin yüzüne bakamıyordum.

Şuan mutfakta Eylül' ile birlikte kahve yapıyorduk. Karan rahat olmamız için çalışanlara izin vermişti.

"kuzum sen iyi misin" diye sordu Eylül

"iyim niye sordun ki" dedim anladımı acaba

"yemek boyunca hep gözlerini kaçırdın bişey mi oldu" dedi

"yooo ne olabilir ki" dedim alt tarafı Karan'a beni öp dedim dimi

Eylül kahve tepsisini alıp mutfak'tan çıkarken Karan girdi içeri. Yanıma geldi resmen dibime girdi bu kadar yakın olması daha çok heyecan yapmama sebep oluyordu.

Çenemi tutu başımı kaldırdı "benden mi kaçıyorsun sen" dedi

"yooo ne alaka" dedim

"şilan karşında kim var farkındasın dimi gül kokulum senin kaşınan bakışından hatta aldığın nefesten ne olduğunu anlıyorum" dedi

"beni bukadar iyi tanıman hoşuma gitmiyor Karan ağa bilmiş ol" dedim

"ama sen benim çok hoşuma gidiyorsun onu napıcaz. Özellikle şu yukarıda olan" elimle  dudaklarını kapattım

"susar mısın biri duyucak" dedim elini elimin üzerine koydu avuç içimi öptü indirdi elimi

"sanırsın seviştik be kızım" dedi vücudumun alev almasını sağladı

"edepsiz misin sen ya o ne demek tövbe tövbe " dedim

Pis pis sırıttı"sen belimden tutup kendine çekti "sen onu bunu bırakta şu dudaklarından bir lokma daha versene tadı damağımda kaldı"

"Karan bak çok pis bozuşucaz" dedim gülmeye başlayınca bunları bilerek yaptığını anladım

Omzuna vurup "pislik bilerek yapıyosun dimi sırf utandırmak için" dedim

"napim be kızım şu haline bak çok tatlısın yiyesim geliyor"

"Karan dayak yiyeceksin yürü içeri" dedim kollarından çıkıp salona geçtim o arkamdan hala gülüyordu.

Geçip oturduktan bir kaç saniye sonra karanda gelip yanıma oturdu.

"ee murat ne kadar daha buralardasın" diye sordum

"hafta sonu dönüyorum yenge İstanbul' daki ofisi boş bırakmaya gelmiyor pek"

"gitmeden yine buluşalım ama" dedim

"olur yenge sizin  iş güç nasıl gidiyor" diye sordu murat

"en son iyidi  bir süredir işe gidemiyorum maalesef" dedim

"Karan anlattı çok geçmiş olsun"

"teşekkür ederim çok şükür geçti gitti" dedim

" ama bir süre daha işe  gitmeyecek" dedi Karan Eylül'de ona destek çıktık

"biraz daha evde kalırsam kendimi boğarım ben ama" dedim

"şilan kuzum daha tam iyileşmedin" dedi eylül

"abartmayın artık iyim ben" dedim

"Eylül haklı bir kaç hafta daha sabret gülüm" dedi Karan

"karan hayır ya bu hafta son" dedim

"şilan itiraz istemiyorum" dedi uyarıcı tonla

"off"

"hiç oflama" dedi Karan

"Karan bizim bu ofis için'de avukat lazım yenge niye bakmıyor" dedim murat

"şilan boşanma avukat'ı kardeşim şirket olaylarına bakmıyor"

"evet o işlerle eylül ilgileniyor" dedim

"yardım lazımsa herzaman burdayım" dedi Eylül

"aslında bir ara bizim ofise gelirsen iyi olur Eylül sana danışmak istediğim bir kaç şey var"

"olur enişte gelirim tabi" dedi Eylül enişte demesi karan'nın hoşuna gittmişti.

"ben" dedim çocuk gibi çünkü evde oturmaktan gerçekten kendimi boğmak üzereydim.

"sen istediğin zaman yanıma gelebilirsin gülüm ama çalışmak yok" dedi  önüme dönüp kollarımı göğsümde bağladım Karan bana yaklaşıp şaçlarımı öptü.

"eh artık bana müsaade" dedi murat ayaklandı

"bende kalkayım yarın iş var" dedi Eylül sonra bana döndü
"kuzum sende geliyor musun" diye sordu.

"şila biraz kalsın ben gönlünü alayım onun bırakırım" dedi karan ona göz devirip Eylül'e döndüm "dikkatli git haber ver bana mutlaka" dedim arkadaşlarımızı yolcu ettik.

Karan yanıma geldi belime sarıldı saçlarımı öptü koltuğa oturduk karşılıklı elini yanağıma koydu okşama ya başladı.

"şilan gülüm senin için diyorum kızım içim gidiyor sana bişey olucak diye."

"biliyorum ama alışık değilim ben böyle üzerime düşülmesine ne bilim çalışmakta iyi geliyor ama" dedim

"biliyorum gülüm ama az daha sabır bak yaran daha kapanmadı hala hareket ederken canın yanıyor farkındayım" dedim

"beni bukadar iyi tanıman hoşuma gitmiyor demişmiydim Karan ağa "

"demiştiniz avukat hanım bende sen benim çok hoşuma gidiyorsun demiştim" dedi ikimizde güldük

"şilan"

"hımm" dedim

"evlenelim derken ciddi miydin" diye sordu

"Karan ben senin evlenme istiyorum ki zaten sadece" dedim

Önüme düşen saçımı kulağımın arkasına götürdü "sadece ne" diye sordu

"ailenle aran benim yüzümden yeterince açıldı. Ne olursa olsun onlar senin ailen" dedim devamını getiremedim baş parmağı ile sus çizğimi okşamaya başladı

"biliyorum gülüm bu şartları değiştirmek için keşke bir yolu olsaydı ama senden vazgeçmem şilan karşımda kim olursa olsun seni bırakmam"

"biliyorum bende senden vazgeçmem" dedim

"o zaman artık hayatımızı yaşayalım daha fazla ayrı kalmayalım yarın ne olacak belli değil ve ben her saniyemi seninle geçirmek istiyorum"

"yarın babama söylerim gün belirleriz" dedim kollarını açtı direk göğsüne koydum başımı sarıldım sıkı sıkı oda saçlarımı okşamaya başladı. Kollarında olmak okadar huzurluydu ki mayışmaya başladım gözlerim kapanıyordu.

"uykun mu geldi" diye sordu

"hıhı sen saçlarımı okşayınca benim uykum geliyor neden bilmiyorum"

"götüreyim mi konağa" dedi

"çık burada böyle uyusam olmaz mı"

"sen iste sonsuza kadar böyle kalalım gül kokulum"

"Karan seni seviyorum"

"sana ölüyorum"

Yaban Gülü +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin