Sabah erken kalktım pek uyuduğumda söylenemezdi aslında bugün İstanbul'dan arkadaşım gelicekti. Onu almak için çıkmam gerekiyordu.
Üzerime siyah bir kazak altına aynı renk bir pantolon giyindim saçlarımı sıkı at kuyruğu topladım en son üzerime kahve tonlarında bir kaban aldım çantamı da alınca hazırdım.
Odamdan çıkıp aşağı indim halam çoktan kalkmıştı
"günaydın halam"
"günaydın güzeller güzelim hayrolsun bu saatte"
"arkadaşım gelicekti ya onu almaya gidiyorum" dedim
"aaa doğru bugün gelicekti e söyleseydin biri gider alırdı sen neye gidiyon"
"ayıp olur halam alırım ben hadi görüşürüz" dedim yanağını öptüm çıktım
"günaydın abla"
"günaydın ufuk arabamı getirir misin"
"tabi abla hemen" dedi
Arabaya binip çıktım yola. Yarım saatin ardından hava limanına ulaştım Eylül'ü beklemeye başladım Eylül benim en yakın hatta tek arkadaşım dostumdu bütün hikayemi bilirdi hiç ayrılmazdık okul boyunca.
Okul bitince ben buraya döndüm o İstanbul'da kaldı. Geçenlerde arayıp ziyaretime geliceğini söyleyince çok mutlu olmuştum.
Dakikalar sonra onu gördüm koşarak geldi sarıldı. "hoş geldin canım benim"
"hoş buldum ya çok özlemişim kızım"
"bende" dedim sarıldık uzun uzun
"ee hadi atla bakalım açsındır bişeyler yer eve geçeriz odan hazır"
"kızım otelde falan kalsaydım rahatsız etmiyim hiç"
"vallaha halam duymasın ikimizinde terlikle kovalar" dedim gülerek arabaya bindik
"bildiğim çok güzel bir yer var kahvaltısı çok güzel oraya götürücem seni"
"ay olur valla açıktım da" dedi...
Dediğim yere geldik cam kenarı bir yere geçip oturduk siparişleride verdik.
"ee şilan hanım anlat bakalım neler oldu"
"olan bişey yok kız ofisi açtım işte anca yerleştim falan öyle yani sen naptın iş konusunu"
"bişey yapmadım arıyorum hala"
"e dedim ben sana gel benimle çalış sen orada kalmak istedim teklifim hala geçerli ona göre"
"teşekkür ederim kuzum" güzel bir sohbet eşliğinde kahvaltıya başladık bu sırada gözüm kapıya takıldı içeri o girdi...
"şilan şilan durmuyor musun kızım"
"şey kusura bakma"
"nereye daldın" dedi arkaya baktı bu sırada Karan ağa ve yanındaki adam tam karşımdaki masaya geçtiler oturdular.
"kim o" diye sordu eylül
"boş ver önemli biri değil" dedim Eylül tekrar dönüp baktı oraya sonra bana döndü
"ben sanki gördüm gibi bu adamı" dedi
"hangisini" diye sordum
"sağda oturanı" dedi karanın adamıydı o ama ne alaka ki
"nerede görmüş olabilirsin ki benzetmişsindir" dedim kahvaltımızı bitirip kalktık karanlar hala oradaydı.
Arabaya binip eve doğru yola çıktık.
Eylül "hatırladım" dedi birden
"anlamadım neyi hatırladın"
"o adamı nerede gördüğümü" dedi eve varmıltık arabayı durdurdum Eylül'e döndüm
"nerede gördün" diye sordum
"hastanede ameliyat olduğun zaman senin yattığın odanın camından sana bakıyordu hatta telefon vardı sanki seni çekiyor gibiydi sordum boran ağa'nın adamıyım dedi. Hemşiredende senin durumun ile ilgili bilgi almıştı" dedi
"Eylül emin misin bak tekrar düşün"
"eminim valla hatta ne yakışıklı çocuk falan demiştim kendi kendime"
"bana niye söylemedin ozaman"
"ne bilim aklımdan çıkmıştır kötüydün zaten" dedi iki yıl önce bir kaza geçirmiştim çok ağır bir kaza ama karan'nın adamı ne alaka
"Eylül sen in geç eve ben gelicem hemen"
"nereye gidiyorsun ki"
"Bi işim var gelicem" dedim indi bende gaza bastım bakalım dersin ne Karan ağa
Şirketin önünde durdum hızla içeri girdim..
"buyurun efendim kime gelmiştiniz"
"Karan aslanbey ile görüşücem"
"randevunuz var mıydı"
"yok ama gerekte yok" dedim
onları atlattım üst kata çıktım odanın yerini rastgele birinden öğrendim daldım içeri sekreter peşimden geldi.
"Karan bey kusura bakmayın" dedi
"sen çık ben hallederim" dedi Karan
"sen Karan aslanbey senelerdir beni niye takip ettiriyorsun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Gülü +18
Romansa"ben bi seni bildim bi seni gördüm zor olduğunu imkansız olduğunu bile bile bi seni" "sus Allah aşkına sus yapma bunu bana olmaz" "sussam ne değişicek dilim sussa kalbim susmuyor be yaban gülü" "yapma Karan olmaz beni aklımla kalbim arasında bı...