"neden burdasın Karan" diye sordu
"bilmiyorum ama seni rahatsız etmek istemedim"
"konuşmak istiyorum" dedi ne konuşucaktık ki söylenicek herşey söylenmişti.
"şimdi mi yani saat çok geç hem üşürsün baksana üzerin incecik" dedim
"yarın"dedi
"olur yarın yeri konum atarım" dedim kaşları çatıldı
"numaranı biliyorum yaban gülü seninle ilgili herşeyi biliyorum numara en basiti" dedim yine arkasını dönüp gitti kalan yine ben oldum eve girdiğinden emin olunca daha fazla durmadım orada bende eve doğru adımladım...
Aklımdaki düşüncelerle sabahı sabah etmiştim. Kalıp hazırlandım herzaman olduğu gibi siyah takımlarından birini giyindim. Buluşmak için kendim için aldığım gözlerden uzak dağ evinin konumunu attım şilan'a şehirden epey uzaktı.
Benimle görünmekten rahat olmasını istemediğim için burayı seçtim.
Dağ evine gelmiştim camın önünde onu beklemeye başladım. Çok geçmeden arabası girdi görüş alanıma hızla kapının önünü çıktım şilan indi arabadan.
Benim aksime bembeyaz giyinmişti sanki zıt olduğumuzu vurgulamakster gibi herşeyi beyazdı.
Bana doğru gelmeye başladı. Rüzgarın etkisiyle saçları uçuştu bu görüntü paha biçilemez bir tablo gibiydi.
Her adımında kalbim hızlanmaya başladı Tam karşımda durdu.
"hoş geldin" dedim
"hoş buldum" elimle içeriyi işaret ettim girdik eve arkasındaydım evi incelidi bir süre.
"koturalım mı" dedim başı ile onaylayıp oturdu. Mutfağa geçtim iki kupa kahve koydum yanına geldim
"kahve yapmıştım üşümüşsün" dedim kupayı masaya bırakıp karşısına oturdum.
Kupa aldı bir yudum içti "teşekkür ederim" dedi
"ne bilmek istiyorsan sor" dedim
"nezaman yani beni"dedi kekeleyerek
"nezaman gördüm bunumu bilmek istiyorsun" başını salladı evet der gibi
"on altı yaşındaydım çarşıda bir Cafede arkadaşlarla oturuyorduk ama ben sokağı izliyordum. Sonra tam karşımdaki mağazadan çıkarken gördüm seni üzerinde gök mavisi bir elbise vardı beyaz bir kuşağı.
Yanında ablan çıktın magzadan yüzünde kocaman bir gülümseme ablana bişeyler anlattın sonra hemen yanındaki kitapçıya girdiniz. Hızla kalkıp çıktım cafeden kitapçıya girdim. Rafların arasında seni aradım sonra buldum birine bir kitap soruyordun. "dedim yüzümde oluşan bir tebessüm le anlatıyordum.
"şiir kitabıydı adam olmadığını söyleyince yüzün asıldı " şilan dikkatle beni dinliyordu
" ablamla son güzel günümüz "dedi
"sonra çıktınız kitapçıdan bir süre sonra izini kaybettim bizim okuldan mısın diye çok araştırdım ama bulamadım bazen hayal olduğunu bile düşündüm gerçekte böyle birinin olmadığını"
"taki o gün seni istmede camdan bize bakarken görene kadar"
"hayatımızın mahvolduğu o güne kadar" dedi
"o gün gerçekten hayal ol istedim aklımın bana oynadığı bir oyun olsun istedim"
"o hastanedeki senin adamındı dimi" diye sordu
"evet aslında sana hem uzak hem çok yakındım herzaman sen İstanbul'a gittikten sonra arada birde olsa gelir görürdüm seni okulda arkadaşınla cafede otururken yürüyüş yaparken rahatsız etmeden bakardım"
"neden yani neden yanıma hiç gelmedin"
"nefret ediyordun benden bizden yanlış anlama haklısında cesaret edemedim işte yüzüm yoktu karşına geçip seni seviyorum demeye" dedim ilk defa ona onu sevdiğimi söylemiştim
Sustu gözlerini kapattı ağlamamak için tutuyordu kendini ama dayanamadı daha fazla.
"Karan ben ben çok yoruldum yemin ederim çok yoruldum nefret etmekten bile çok yoruldum. Kalbimi biri esir almış sanki mutlu olmama izin vermiyor" dedi ağlayarak kalkıp yanına gittim
Göz yaşlarını sildim "ağlama ağlama ne olur kurban olduğum yakma canımı"
"yapamıyorum karan yemin ederim bitsin istiyorum affetmek arkamda bırakmak istiyorum ama olmuyor"
Sarıldım böyle olmamalıydı ona ilk dokunuşum göz yaşlarını silmek için olmamalıydı ilk sarılışım bu olmamalıydı.
"izin ver yaban gülü izin ver kalbini iyileştireyim izin ver söküp atayım nefreti kalbinden"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Gülü +18
Romansa"ben bi seni bildim bi seni gördüm zor olduğunu imkansız olduğunu bile bile bi seni" "sus Allah aşkına sus yapma bunu bana olmaz" "sussam ne değişicek dilim sussa kalbim susmuyor be yaban gülü" "yapma Karan olmaz beni aklımla kalbim arasında bı...