"ben bi seni bildim bi seni gördüm zor olduğunu imkansız olduğunu bile bile bi seni"
"sus Allah aşkına sus yapma bunu bana olmaz"
"sussam ne değişicek dilim sussa kalbim susmuyor be yaban gülü"
"yapma Karan olmaz beni aklımla kalbim arasında bı...
Şilan'nın uyanmasının üzerinden bir hafta geçti durumu daha iyi ama olduğu ve hastahanede kalmak istemediği için eve götürüldü. Ona bunu yapan adamı hem arkadaşım baran ağa'nın hemde boran baba'nın yardımları ile bulduk.
Cezasını ben kesmek istesemde boran ağa uygun olmayacağını ve ona bırakmam gerektiğini söyledi bende biraz üzerinden geçip boran ağa'ya teslim ettim. Şuan boran ağa'nın konağında yanımda annem ve kardeşimle birlikte ziyarete gelmiştim.
"sen nasılsın Ayşe" diye sordu annem
"çok şükür bacım Allah bu günlerimizi aratmasın"
"amin amin"
"şilan abla nasıl oldu daha iyidir inşallah Ayşe teyze" dedi kardeşim
"şükür iyi güzeldir kızım gelir şimdi Eylül kızım sağolsun yanından bir dakika ayrılmıyor"
"sen nasılsın Karan" diye sordu boran baba
"çok şükür iyim boran baba iş güç uğraşıyoruz işte" dedim
"duydum duydum İstanbul'daki işin için ofis açmışsın burada"
"öyle oldu baba Allah yüzümüzü kara çıkarmaz inşallah"
"amin evlat sen çalışkan adamsın çıkarmaz elbet" dedi Ayşe hala Eylül'ün kokunda şilan'nın salona girmesi ile ayağa kalktım yardım etmek için kolundan destek verdim.
"hoş geldiniz kusura bakmayın inemedim" dedi annemin elini öptü
"estağfurullah kızım o nasıl söz iyisin çok şükür" dedi annem şilan ile kardeşimde sarıldı ve herkes oturdu.
Çalışanın Kahveleri dağıtması ile herkes arasında güzel bir sohbet başladı ben ve boran baba tekli koltuklarda sohbet ediyorduk şilan tam karşımdaki koltukta oturuyordu arada çaktırmadan bakıyordum hareket ettikçe yüzü bıruşuyodu canının yandığı belliydi...
...
"Karan evlat gel biz seninle avluda bir konuşalım" dedi boran baba ikimizde kalktık avluya çıktık
"hayrolsun baba bişey mi oldu" diye sordum
"evlat bilirsin seni severim hatta o ailede bir seni severim"
"sağolasın baba bende seni sever sayarım"
"eyvallah evlat diyeceğim o ki bizim buraları bilirsin en ufak bir şeyde hemen laf söz ederler. Şilan'ı ma bir laf söz gelsin istemem uzun lafın kısası şilan ile konuşun en azından bir yüzük takın"
"bunu bende isterim boran baba ama şilan'nı zorlamak istemediği bişeye mecbur bırakamak istemem. Benim niyetim bellidir ama hakkında vardır ben şilan'la konuşayım müsaadenle"
"olur evlat konuş" dedi kalkıp salona girdim.
"şilan iki dakika konuşalım mı" diye sordum
"olur" dedi yanına gidip kalkması için yardım ettim avluya çıktık boran baba yoktu şilan'nı oturtum bende karşısına geçtim.
"bir sorun mu var Karan babam bişey mi dedi"
"yok gülüm kötü bişey yok hem seni özledim hemde sormak istediğim bişey vardı" dedim gülümsedi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ellerini tuttum "şilan boran baba en azından bir yüzük takın diyor ve bunu bende istiyorum açıkçası tabi sen istemezsen anlarım" dedim
"bişey mi olmuş ki" diye sordu
"yok gülüm adını koyun belli olsun dedi"
"sen istiyor musun yoksa babam istiyor diye mi" dedi
"ah be gülüm bana kalsa şuan nikahı kıyalım isterim"
"olur ama ben böyle bir evlilik teklifini kabul etmem ona göre karan ağa" dedim
"kabul mu cidden mi"
"hıhı"
"sana dünyanın en güzel teklifini yapıcam bak gör"
