"dinazor? Hayır, Hayır onlar kesin geri kafalı moruklardır."

515 40 92
                                    

(başlıklarım ile gurur duyuyorum! Ayrıca, Hi there, benim sevgili var olmayan okurlarım!)

Peter, geçmişte ki yaşamına ilk olarak hangi geliştirmeleri aldığını bulmak için depoya geri dönerek başladı.

Sonuçta orda sadece "zamanda geriye gitmek istiyorum!" Dememişti. Orda, herşeyi düzeltecek gücü istemişti.

Peki bunlar neydi? Açıkçası Peter kendinde hiçbir değişiklik hissetmemişti. Tamam, belki eldivenin taşların yerleri ile tam olarak uyuşan yerlerde renklere göre yanma izleri ve de acı olabilirdi ama bunun dışında pek birşey yoktu.

İşte böylece, depomsu evindeki en büyük odaya geçip gördüğü yarım kırık koltuğu kaldırmaya başladı.

'hah. Düşündüğümden daha hafif' diye düşünen spider-boy, zihninde ki listeye ilk gücü ekledi.

•°• Süper-Havalı olması gereken yeni güçlerim •°•

(Eğer havalı olmayacaksa hiç olmasın daha iyi)

zaten olandan daha büyük güç.

•°•                                                                                     •°•

Peter, elinde ki kanepeyi geri yerine sürüklemek için uç tarafına ellerini yerleştirdiği sırada garip birşey fark etti.

Mor olan yara (yazar gibi mal olanlar için güç taşı), çok hafif parlamıştı. Öyle az ışık yaymıştı ki Peter'ın aşırı iyi görme gücü olmasaydı bunu göremezdi.

İşte o an da az önce ki kadar büyük olmasa da yine birşey anladı.

Taşlar.

Onların gücüne az da olsa sahipti!

İçinde bir merak dalgası yükselerek gerçekliği denemeye karar verdi. İlk olarak ne yapacağını düşünmeye başladı.

"Dinazor? Hayır, Hayır onlar kesin geri kafalı moruklardır."

"Kelebek? Hayır bir keresinde kan emdiklerini duymuştum."

"Sincap? Dostum onlar kaçıyor. Benim arkadaşa ihtiyacım var. Kaçarsa ağlarım."

"Ee..."

"Benim logom örümcek! Neden onu çıkar miyim ki?" Diyerekten akıllanan Peter (can), aklında gerçekçi bir örümcek hayal etmeye başladı.

'bence büyü bu "sadece hayal et" den daha karmaşık ama dostum! Bu sonsuzluk taşları.'

Oğlan, eline baktı ve konsantrasyonla kaşlarını çattı.

Derin nefes.

Etrafına bakınıp neyi değiştirmek istediğine baktı. Uzakta küçük bir poşet görünce küçük bir gülümseme ile hayal etmeye başladı.

"Poşet, yavaş yavaş beni ısıran örümceğe benzeyen bir örümceğe dönüşür." Diye mırıldandı Peter. Bir süre bekledi ve hiçbir şey olmadı.

Derin nefes.

"Poşet, yavaş yavaş beni ısıran örümceğe benzeyen bir örümceğe dönüşür."

Küçük ama çok küçük bir hışırtı. +Derin bir nefes daha

"Poşet, yavaş yavaş beni ısıran örümceğe benzeyen bir örümceğe dönüşür."

Sesler artmaya başladı.

Peter kaşlarını çattı ve eline küçük bir bakış daha attıktan sonra gözlerini poşete saplayıp elini büyü yapar gibi -ki yapıyor- öne uzattı.

"Poşet, yavaş yavaş beni ısıran örümceğe benzeyen bir örümceğe dönüşür."

Elinde küçük bir ışık parladı.

Eline küçük bir örümcek zıpladı.

Peter, herne kadar örümcekler den biraz korksa da (az daha ölüyordu) elinde sakince duran ve saçma bir şekilde karizmatik görünen örümcekten korkmuyordu.

Çünkü onu o yaratmıştı.

Peter kısa bir, 'acaba Dr. Strange de böyle hissetmişmiydi?' sorusu için duraklamanın ardından tebessümle elini çevirmeye başladı.

Tıpkı düşündüğü gibi örümcekte yukarıda durmak için ters yöne hareket etmeye başladı. Bu garipti. Çünkü orda hissedemiyordu. Bir süre boyunca sana deyen insanların parmak izini hissedebilince bu çok garip olmuştu.

(Şimdi, gerçeklik taşı doku hissiyatı yaratıyor mu bilmiyorum ama şuanda yaratamıyor. Çünkü Peter'ın büyüsü çok güçsüz. Fakat ileride eğer güçlenirse doku hissiyatı da dahil bir çok şey yapabilecek.)

Elindeki örümceğe sempatik bir bakış atıp onu silmeye başladı. "Daha sonra görüşürüz dostum. Belki devriyelerimde bana yardım edersin ha?"

Örümcek, sanki tamam dermiş gibi küçük bir baş sallaması yapıp yok olduğunda geriye sadece boşluk hava bıraktı.

("Hey! Sırf etkileyici birşey yazmak için poşeti yok edemezsin!"    Kim demiş?    "Ee..."    Poşet yok oldu. Çünkü yazar onu yedi.)

Ve böylece de Peter yine tek kaldı. Yine hiç birşey yoktu. Tabi geriye döndüğü için sevinmişti ancak tek başına mı kalıcaktı hep? Yine sevdiği insanlar olmasına izin verliyor muydu? Yoksa şuanda Mj'ye aşık olmak pedofililik mi oluyordu?

Ned ne olacaktı? O olmadan Flash kimlere sataşacaktı? Peki ya May?

Peki ya Ben?

Eli sanki odaklanmasını ister gibi hafif bir sızı gönderince çocuk kaygı krizini durdurdu.Ellerine hafif kaş çatmasıyla baktı ve sonra düşündü.

"Eğer herkesi kurtarabilecek isem, sanırım pek bir önemi yok değil mi?"

Küçük yalandan bir kahkaha attı sebebini bilmeden.

Fakat kafasında şu soru dönüyordu.

Peki ya Ben?



•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Pekala, Ee yakında daha fazlası gelecek ama kimse laf etmeyince çok sinirim bozuluyor o yüzden lütfen yorum atın ya da 3 yıl sonra biri yorum attığında yeni bölüme bakın.

Okuduğunuz için teşekkürler!

Umarım beğenmişsinizdir!


Wanda, yakıyorsun.

691 kelime

(çok cuk oturduğunu düşündüğüm yerlerde bitirme hastalığına sahibim maalesef. O yüzden dişimi sıkıp birşey yazsam bile adam akıllı uzatamıyorum.)

Zaman Saçmalıkları (Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin