Peter'ın, eve vardığında ilk fark ettiği şey, ne kadar yorgun olduğuydu. Daha içeri girdiği birinci dakika da bacaklarını tutamaz hale gelmiş, onuncu dakikada da zaten derme çatma yatağının üstünde bayılmış gibi yatıyordu.
Birbirine geçmiş iki farklı rüya gördü o gün genç.
İlki, çok üzücü bir şeydi. Bilmediği bir yerde, bilmediği insanlar ağlıyordu ve Peter, sanki bunu yukarıdan izliyor gibiydi.
Fakat sonra görüntü hemen değişti ve o ağır üzücü ortamda ki birisi, kaşlarını çatmış, önünde boş beyaz kağıt olan masa da oturuyordu.
Kendi aklından tartıştığı belli olan kız, bir karar aldığı anlaşılacak şekilde kaşlarını daha sert çattı ve önünde ki büyük beyaz sayfaya sinirle bir şeyler karalamaya başladı.
Görüntü gene değişti.
Bu sefer o kadın, bir ödül tutuyordu. Peter onu duyamasa da, ağzından şu sözlerin çıktığını anlayabildi;
"Bu ablam gibi daha fazla kadının ölmemesi için."
Ekrandan geçişler yaşanırken Peter, bir sürü kadının birisini uyuşturacak kadar voltajı olan elektoroşok tabancasıyla kendini korurken gördü.
Ve rüya bitti.
İkinci rüyanınsa, başı çok güzel başladı.
Peter'ın ölümden kurtardığı kadın, önce ki rüya da olana sarılıyor. Beraber konuşuyor ve gülüyorlar. Tekrar bir geçiş yaşandığında, Peter iki kadın da Peter'ın daha sahip olmadığı kostümün çıkartmaları, posterlerine sahipler. Genç, açıkca bir gurula ikilinin onun için televizyona tezerahutana gülümsedi.
Ta ki bir sürü geçiş tekrar yaşanana kadar.
Tümünün tek bir ortak noktası vardı ve bu Peter'ın rüyadan son gücüyle kalkmak istemesine sebep oluyordu.
Kan.
İnsanlar, onları köşeye sıkıştıranlar tarafından öldürülüyor, kadınlar tecavüz ediliyor. Kendini korumak için hiçbir şeyi olmadıkları için kolay hedef oluyorlardı.
Gözlerinden kanlı sahneler geçen Peter, o ana kadar sessiz olan rüyasından çıkan onlarca çığlığın gücüyle kalktı, zamanın yemyeşil ışığıyla parlayan odasını görmek için.
•°•
Kafa karışıklığı, stres ve de pişmanlık.
Peter'ın, Tony Stark'ın labaratuvarına giderken tek hissettiği, tek düşündüğü buydu. Çünkü bir şekilde geleceği gördüğünü biliyordu. Ayrıca zaman ve uzayı aynı anda kullanmasından dolayı neredeyse stajı kaçıracağını da biliyordu.
Fakat bunlarla ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Geleceği küçük bir şeyle değiştirmişti, ve bu onlarca insanın ölümüne, o insanlardan birisinin ölümüde belki daha büyük bir şeye neden olacaktı. Üstelik Peter, güçlerinin sınırsız olmadığını fark etti. Sadece 15 dakika geriye gittiği için vücudu çok ağrıyordu.
Ve bir günde ki bu kadar bilgi başını ağrıtırken endişelenmiş görünen bir Tony Stark ile uğraşmak zorundaydı.
"Merhaba Pet-" sözünün yarısında ona dönen Tony kaşlarını çattı. "Neden günlerdir uyumamış halime bakıyorum?"
Küçük şakaya biraz sırıtan Peter, Tony'nin biraz daha rahat olduğunu gördüğü için mutlu oldu. Muhabirlerle bir tutulmak cidden sinir bozucu bir süreçti.
"Ah, sadece bir fikir vardı aklımda. O yüzden geç vakitlere kadar uyanık kaldım efendim."
Tony tek kaşını kaldırdı. Anlaşılan projenin ne olduğunu duymak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Saçmalıkları (Düzenlemede)
Fanficİşte tam o anda bir farkındalık ona çarptı. Şu anda kucağında bulunan şey, altı adet sonsuz güce sahip taşla süslenmiş olan eldiven, herşeyi düzeltmesine yardımcı olabilirdi! Tüm ölümler engellenebilirdi! Ve böylece, yazarın öylesine yazdığı bu gari...