2. Bölüm

556 72 3
                                    





Merhabaa 🙋🏼‍♀️

Kaosla başlayacağız kitaba biraz 😂

Keyifli okumalar 😘

☘️☘️☘️



2. BÖLÜM




Guardia Talisman.

Koruyan tılsım. Gardiyan olan, kişiyi ufak bir sinek ısırığından dahi koruyan tılsım.

Zonan'a yapmaya yeltendiğim ancak yapamadığım tılsım.

Meki ve yardımcılarım odamdaki perdeleri açıyor, sabah olduğunu hatırlatan güneş ışığının odaya sızmasına izin veriyorlardı. Baş nedimem, tam karşımdaki perdeyi araladığında ışık huzmesi doğruca gözüme hücum etti. Gözlerimi kapatmak ya da kaçırmak yerine irisimi sızlatan ışığa bakmaya devam ettim. O karanlık çölde geçirdiğim dakikaların ardından ışığa muhtaçtım.

Ve muhtaç olduğum tek şey ışık da değildi.

Zonan'a bu tılsımı yapamadığım için kendimden nefret ediyordum.

Her şeyden öte Zonan'ın iyi olmasına muhtaçtım. İyi olmamıza. Birlikte.

Günün birinde bu duruma geleceğimin farkındaydım. Günün birinde ittiğim duyguların kapımı çalacağının, kamçılayıp nefesimi keseceğinin, canımı acıtsa da Zonan'a âşık olduğumu haykırtacağının. Gerçeği sonunda kabulleneceğimi ve sonucunda da bitmeyecek bir acıya ev sahipliği yapacağımı.

Biliyordum.

Bir zamanlar bunları düşünürken, bunların bilincindeyken Zonan'la evlenmek hesapta yoktu. Onu severken, sırf bu sevgiyi inkâr edebilmek için yıllar boyunca kaçtığım adamın yarın kocam olacak olması hiçbir şekilde hesapta yoktu.

Bazen yıllarımı Zonan'dan nefret etmeye çalışarak, sevgimi köreltmeye çalışarak geçirdiğim için kendime kızıyordum. Beş yüz yıl, sağlıklı yaşarsak beni ve müstakbel kocamı bekleyen muhtemel ömür süresiydi. Ve sanki bu bile yeterli gelmiyordu. Önümdeki beş yüz yılı değil de Zonan'dan kaçarak geçirdiğim dört yılı takıntı haline getirmiştim.

Daha da takıntı haline getirdiğim ise Zonan'ın gözlerimin önündeki ölü haliydi. Kanlı gövdesi, inip kalkmayan göğsü, gülümsemeyen dudakları ve şehvetle bakmayan güçlü gözleri.

Onun ölümünü görmüşken Guardia Talisman'ı hangi aklımla yapmadığımı bilmiyordum. Tılsımın Ruhu beni etkilemişti. Bu büyük tılsımı yapmak için yapacağım fedakârlığın tehlikeli olabileceğini söyleyerek aklımı çelmişti. Kaldı ki, tehlikeden korkmuyordum. Sevdiğim insanların canlarının yanmasından başka korktuğum hiçbir şey yoktu.

Ama Zonan... onu korumak için hak ettiğim bedeli öderken o... Dayanamazdı. Ben günün birinde ecelimle ölüp gittiğimde ve Zonan büyü yüzünden ölemediğinde kafayı yerdi.

Kendime değil, bunu Zonan'a yapamazdım. Yapmamıştım da.

"Kahvaltının hemen ardından son gelinlik provanız başlayacak, ekselansları," dedi Meki, başucuma gelerek. "Ardından Pia'yla birlikte düğün için gerekli son düzenlemelerin üzerinden geçeceksiniz. Krallıkların hepsi bu şafak itibariyle düğününüze teşrif etti. Kral Zonan'ın kız kardeşi Kraliçe Antanya da öyle."

İnlememek için dudağımı ısırdım. Omurgalarım ağrıyor, bedenimde tuhaf bir halsizlik geziyordu. Bunu, Guardia Talisman'ın ruhunu çağırmak için kullandığım efora yordum.

"Kraliçe Antanya dün gelmemiş miydi?" Damarlarımda gezinen uyuşukluk kadar zihnim de bulanıktı.

Meki hafifçe gülümseyerek başını sağa sola salladı. "Hayır, prenses. Dün kraliçenin kocası Kral Janus ve birliği geldi. Kraliçenin küçük bir bebeği olduğu için yolculuğu daha ağır tutuyorlardı."

TILSIMIN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin