Selamlar 🙋♀️Sonunda, yüksek ihtimalle bana epey kızacağınız bir bölümle geldim 😅
Fazla bir şey söylemek istemiyorum, keyifli okumalar 😘
☘️☘️☘️
33. BÖLÜM
- VİA -
Kahrolasıca dört gün!
DÖRT KOCA GÜN!
Dört gün. O ses hiç susmadı. Hiç. Kabuğundan sıyrılmayı bekleyen bir wypogran gibiydi. Yumurtanın içindeyken sessiz ve sakin. Çıktıktan sonra ise yetişkin olana kadar çığırtkan bir bebek hayvan.
O sesin benimle iletişime geçmek için Nix'in, Rhi'nin, diğer tüm misafirlerin ve tabii amcamın gitmesini beklediğini düşünüyordum. O şey her ne ise son derece gerçek ve ruhu olan bir varlıktı. Bunu hissedebiliyordum. Ben tavşan burcuydum. Yani deli değildim ya da yalnızlıktan kafayı falan yememiştim.
Ses, herkesin gitmesini, sarayda yalnız kalmamı beklemişti. Rominda teyzeyi ise hesaba katmamış olmalıydı. Bunu ona anlatmamıştım. Burcumdan dolayı bana inanacağını ve baş muhafız olmuşken sarayı didik didik edeceğini biliyordum. Ki olması gereken de buydu. Ama içimden bir ses o şeyi bulmak istemeyeceğimi söylüyordu.
Bulunmak istiyordu.
Bana ihtiyacı vardı.
Ama tehlikeliydi. Fazla tehlikeli. Ve bir şekilde ona bulaşırsam bir daha paçamı kurtaramayacağımdan endişeliydim. Ben Nix kadar güçlü değildim. Zihnime girip beni kontrol etmemesi için bir tılsım çekebilirdim. Ama bu en fazla gücüm tükenene kadar yani birkaç saat sürerdi. Hem onun ne kadar güçlü olduğunu da bilmiyordum. Sesi tiz ve inceydi. Kulak tırmalamıyordu ama güzel de değildi. Ve buradaki odaklanılması gereken nokta güzelliğinden ziyade kadın sesine ait olmasıydı. Belki biraz da canavar. Yani büyü yapma ihtimalini göz önünde bulunduruyordum. Zihnimle oynayabilirdi.
İmparatorluk Şehri kasabalarından birinin valisiyle bu akşam yemekteydik. İlginç bir şekilde Ses benimle yemek boyu konuşmamış ve insanların karşısında gece uyuzu olmuşum gibi görünmekten alıkoymuştu. Çünkü Ses'i her duyduğumda sırtımdan bir ürperti geçiyordu ve bu da beni huylandırıp kaşındırıyordu. Bir nevi gıdıklanıyordum ve bedenim tuhaf açılarla bükülüyordu. Bunu kimsenin görmesine izin veremezdim.
Amcam görünüşe göre Nix'in doğum günü partisi, nişanı ve düğünü derken esas görevini epey bir sallamıştı. O gittiğinden beri inanılmaz bir programla boğuşuyordum. Her gün birilerini kabul ediyor, toplantı yapıyor ve gün sonunda mutlaka birileriyle yemek yiyordum.
Teyzem bir prens ya da kralla evlenmem gerektiğini söylemişti. Ya da günün birinde kendi krallığımın başına geçmemi.
Çok beklerdi.
İyi ki eninde sonunda kral olacak bir adama âşık olmamıştım. Bunu kaldıramazdım.
"Çok inatçısın!"
Odama yürürken Ses'in geri gelmesiyle iki büklüm olup olduğum yerde sıçradım. Şaka falan olmalıydı. Beni görüyor ya da hissediyor muydu? Eğer öyleyse büyüsünü her neredeyse oradan çıkmak için kullanıp beni rahat bırakamaz mıydı?
Son dört gündür yaptığım gibi onu görmezden geldim ve hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam ettim. Ensem gıdıklanmıştı ama arkamdaki muhafızlar yüzünden elime ve koluma rahat durma komutu verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIMIN SESİ
FantasiaIŞIĞIN ALEVİ SERİSİ 2. KİTAP (+18) "Serinin devamına görkemli bir düğüne, Şehvetli bir aşka Txerrea Krallığı'na Ve yeni ırklara yolcuk edeceksiniz. Nixavis ve Zonan beklenen düğünün ardından vakit kaybetmeden krallıklarına doğru meşakkatli bir yolc...