IŞIĞIN ALEVİ SERİSİ 2. KİTAP
(+18)
"Serinin devamına görkemli bir düğüne,
Şehvetli bir aşka
Txerrea Krallığı'na
Ve yeni ırklara yolcuk edeceksiniz.
Nixavis ve Zonan beklenen düğünün ardından vakit kaybetmeden krallıklarına doğru meşakkatli bir yolc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hay Merlin'in kafası!"
Söylenmekten hiç ama hiç vazgeçmeyen Zera'ya baktım. Gözüne ne zaman kar girse bir şeyler homurdanıyor, çoğunlukla küfrediyordu. Fırtına çıktığını hesaba katarsak ağzının hiç durmadığını söyleyebilirdik.
"İçine edeyim!"
Yine görmezden geldim. Andro Zera'nın homurtularından sıkılıp ona doğru kükremişti. Ama Zera susmak bilmeyince bizi geride bırakıp önden ilerliyordu. Kendini bildi bileli Roiantların komutanlığını yapan savaşçımıza baktım. Fırtına bile onunla yarışmayacak kadar akıllıydı. Andro heybetliydi. Normal bir roaintdan bile uzun, geniş ve kaslıydı. Kabilemizdeki çoğu dişi ona hayrandı. Evlilik dışı ilişkiler kabileye zarar verebileceği için babam tarafından yüz yıllar önce yasaklanmıştı. Ama bir kabilenin dışına çıkamadığınızda seçenekleriniz gün geçtikçe azalmaya başlıyordu. Dişi roiantlarımızın çoğu bekârdı ve hemen hemen hepsi Andro'ya yanıktı. Onunla bir gece geçirmek için bile her şeylerini verirlerdi.
Andro bana hep bir abi ya da baba gibi olduğu için ona o gözle bakmamıştım. Ama Zera'nın da bakmıyor olmasına şaşırıyordum. Komutanımı ve baş muhafızımı evlendirmek benim kararıma düşseydi kesinlikle ikisini evlendirirdim. Elbette bunu Zera'yla paylaşmıştım. Kızarmıştı. O kadar kızarmıştı ki sonunda kırmızı rengin ne olduğunu Zera'nın yüzünden öğrenebilmiştim. Kuzeyde doğup, kuzeyde büyüyüp, kuzeyden hiç ayrılamadığınızda bildiğiniz tek renkler siyah, beyaz ve gri oluyordu.
Ve Zera beni geçiştirmişti. Andro da diğer dişileri geçiştirmişti. Bir ara dişilerden değil de erkek türünden hoşlandığını sanmıştım. Kabilemizde eşcinsellik görülmezdi ama bu olmayacağı anlamına gelmiyordu. Birkaç kitapta aynı cinsten yaratıkların da birbirlerinden hoşlanabileceğini öğrenmiştim. Ama Andro onlardan da değildi.
Ne istiyordu, anlamıyordum? Güçlüydü, yakışıklıydı, o ölene kadar yeri doldurulamayacak bir makamı vardı. Kuzey roiantlarının başkomutanıydı. Savaşçı bir tür için çok iyi bir mevkiiydi. Evlenip varisleri olsun istemiyor muydu? Ya da sadece mutlu olmak, aşkı tatmak?
Andro gibi birine kabilemizdeki en uygun kişi Zera'ydı. Ondan sonra Zera en rütbelilerimizdendi. Neden ikisinin birlikte olmalarına bu kadar taktığımı bilmiyordum ama istiyordum işte? İkisini de seviyordum ve mutlu olabileceklerinin farkındaydım. Eğer bir gün ben... olmazsam... Zera'nın yanında onu sevip kollayabileceği birinin olması beni mutlu ederdi. Belki de sebep buydu.
