"Seni seviyorum Kook! İyi ki varsın Kook! Sen bitanesin Kook!" Hayatımda daha önce hiç bu kadar sevgi gösterisine maruz kalmamıştım doğrusu.
"Hobi bırak çocuğu nefes alsın!" Jimin Hoseok'un ahtapot misali boynuma dolanan kollarını ve yapışık bedenlerimiz ayırdığında Hoseok bu sefer de ellerimi almıştı avuçları arasına "Dostum cidden teşekkür ederim. Sana borçlandım."
"Zor bir şey değildi Hobi benim için. Lafı olmaz... ama yakında senden bir iyilik isteyebilirim." Göz kırptığımda hemen düşünmeden onaylamıştı beni. "Ne istersen..."
"Hadi yemeğe gidelim. Kurt gibi açım."
"Paketlerin bagajımda bekliyor haberin olsun."
"Araba mı aldın?" İkisi de aynı anda şaşkınlıkla sormuştu.
"Babamın yaa, gidene kadar bende."
Sonrasında çok fazla konuşmadan, önce otoparka sonra da benim arabamla yemek yemeğe gitmiştik. Hoseok 'yemekler benden' dediğinde,
"Bir yemekle kurtulamazsın" demiş ama fazla uzatmayıp asıl konuşmak istediklerimi yemek sonrasına saklamıştım.
Yemekte Minjae'den duyduklarımı onlara da sormuştum. Bay Kim'in işinde iyi olduğunu anladıkları dışında yeni bir şey söylememişlerdi.
"Bay Kim size tanıdık geldi mi?" Ortaya atmıştım soruyu, Hoseok sadece 'yoo' diyerek omuzlarını oynatmış; Jimin ise kısa bir süre düşünüp
"o yüzü bir kere görsem hayatta unutmazdım" demişti.Haklıydı, yüzünü görmemişlerdi o gece.
Sağ tarafımda oturan Hoseok, içkisine uzanacağı sırada bileğine dokunup engellemiştim onu, duyacağı şeyden sonra ağzındakini püskürtmesini istememiştim.
"Sizin şu Bay Kim, benim Tae."
"Ha! Hadi canım! Yok artık. Oha!" Tepkileri komik bir şekilde birbirine karışırken oturduğum yerde geri yaslanıp dolu bardağımı kafama dikmiştim. "Ciddiyim."
Bugün onu trafikte ilk gördüğüm andan, konuşmamıza kadar olan kısmı anlattığımda ikisinin de soru işaretleri silinmişti. Şaşkınlıklarını atlattıktan sonra ilk konuşan Jimin olmuştu.
"Bence tanıdığımızı belli etmeyelim, belli ki gizli bir işti onun için o gece."
"Bence de huzursuz etmeyelim adamı. İşini sevdiği çok belli."
"Ben de sizden bunu isteyecektim aslında. Harikasınız."
"Yoongi'm de öyle demişti ya o gün."
Hoseok'un sevgilisinden bahsederken ne kadar sevimli olduğunu, Yoongi hyungun onun aksine ne kadar haşin olduğunu ve bu ilişkideki alt-üst rollerini düşünmeden edememiştim. Ama kafamı kurcalayan başka meseleler vardı."Evet ama hyung o gün, Tae'nin ona yakında buralardan gideceğini söylediğini de söylemişti."
"Ne düşünüyorsun?" Yüzümdeki belirsiz ifade Jimin'in dikkatini çekmişti.
"Maden gidecek, neden böyle bir projeye başladı ki?" Karşımdaki ikili için önemi büyük olan dans gösterisinden bahsediyordum. "Acaba Yoongi hyunga yalan mı söyledi."
"Yalan olsa yada en azından şüphelense Yoongi hyung sana söylerdi. Gideceğini söylerken kendinden çok emindi. Hem bizim gösteriye sadece bir kaç hafta kaldı, yeni dönemde Bay Lee geri dönecek."
"Geçici bir durum yani?" Jimin beni başıyla onaylarken ben de "anladım." diye yanıtlamıştım.
Kısa süren sessizlikten sonra Hoseok, her zaman şahit olamayacağınız ciddi ses tonuyla konuşmuştu. "Ne düşünüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zenne - TaeKook
FanfictionTeninin üzerinde kayan bir buzdur uzak bakışlarım... Semekook #1 Powerbottom #1