Onyedi

126 21 11
                                    

Önümden geçip diğer tarafa ilerleyen Tae, mekanın içinden görünmeyecek şekilde yanımdaki boşlukta durup tıpkı benim gibi sırtını yaslayıp yağmuru izlerken ben de hareketsiz bedenime rağmen dönen gözbebeklerimle onu izliyordum.

"Çok yağdı bu sefer..." beni şaşırtıp sessizliği bozan o olmuştu.

"Evet. Metro iptal diyorlar."

"Hadi yaa, çocuklar hasta olmadan evlerine gidebilseler bari."

"Yine arabalarla bırakırız herkesi merak etme."

Sessiz kaldığında ona dönmüştüm, başıyla beni onaylarken hırkasının cebinden çıkardığı elektronik sigarasını yakmaya çalışıyordu. Beni her seferinde daha da şaşırtıyordu Kim Taehyung.

"İçmediğini sanıyordum." Az önce Jackson'ı reddeden o değilmiş gibi inatla elindeki cihazı çalıştırmaya çalışıyordu. (Elektronik sigara nasıl kullanılır bilmiyorum, lütfen arızalandığını ve çalışmadığını düşünün)

"İçiyorum. Sadece parmaklarımın izmarit kokmasını sevmiyorum."

"Anladım. Haklısın." Sanat eseri parmaklarına bakarken ben; o, çalışmayan cihaza söylenip geri cebine koymuştu.

Cebimdeki paketi çıkarıp uzattığımda bir pakete bir bana bakmıştı 'sanki az önceki cümleyi ben kurmamışım gibi' diyordu gözleri. Bugün ne de gevezeydi gözleri yine...

"Bence bu yağmur için değer. Yani izmarit kokusu..."

"Haklısın. Bir istisna yapabilirim sanırım."

Gülümseyip dudakları arasına aldığı dalı yakmak için yanan çakmağı uzattığımda rüzgarın azizliğine uğramıştım. İkinci kez denememe izin vermeden çakmağı alıp kendi yakmış ve hemen geri uzatmıştı.

"Teşekkürler."

Koyu duman dudaklarının arasından özgürce kendi ölümüne giderken mest olmuş gibi izliyordum onu.

Ne kendimde ne partnerimde sigara kokusunu sevmezdim aslında ben, kendim dikkat etsem de karşındakinin benim kadar hassasiyet gösterip göstermediğini bilmediğim için sigara içen insanlar çekici gelmezdi bana.

Ama şimdi karşımda sigara içen adam bende ağzından çıkan dumanı kendi dudaklarımda hapsetme, tütün kokan parmaklarını tek tek lolipop gibi emme isteği uyandırıyordu. Üstelik bunu özel bir şey yapmadan sadece kendisi olduğu için yapıyordu.

Konuşmamıştık daha fazla. Yağmurun sesi yanan sigara kağıtlarımızın sesini bastırırken ikimiz de sadece ıslak havayı gri dumana boyamaya çalışmıştık. Çakan şimşek onun hafifçe yerinde sıçramasına neden olduğunda gayet normal gelmişti bu durum çünkü diyorum ya gök yarılmış gibiydi bu gece.

"Gök gürültüsü geliyor."

"Hı?"

O bana anlamaz gözlerle bakarken ben sigarayı tutan parmaklarımdan birini yukarı işaret etmek için uzatmıştım. Gök gürültüsü olanca şiddetiyle tüm sesleri bastırırken yine hafifçe sirkelenmiş ve tekrar bana bakmıştı.

"Önce ışık sonra ses... ikisi de aynı çarpışmanın sonucu ama işte..."

"Evet... hızları farklı." Bildiği bir şeyi şimdi hatırlamış gibi başını sallarken mırıldanmıştı.

Benim sigaram doğal olarak daha önce bitmişti ve ben üstün bir irade örneğiyle bir tane daha yakmayıp onu orada bırakarak içeri girmiştim.

"Ben içeri giriyorum, sen de üşütme bence..."

Zenne - TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin