Onsekiz

113 20 3
                                    

Son provalara gitmemeye kararlıydım. Bir şeyleri riske atıyordum, belki son şansımdı bu ve benim garantici kişiliğime hiç uymuyordu ama garip bir şekilde güvenim tamdı. Artık kadere ve kaderin bizim için hazırladıklarına da inanıyordum.

Bir yol çizilmişti önümde ve dönemeçleri seçmek, nerede soluklanacağıma karar vermek, yolu uzatıp uzatmamak ama sonunda oraya, istediğim yere varmak benim elimdeydi.

Hafta sonunu rutinlerimle geçirdikten sonra, pazartesiye anne ve babamı havaalanından alarak başlamıştım. Cumartesi akşamdı Paris uçağım ve son haftamı beraber geçirmek istemişlerdi.

Benden sonra evi tutacak olan kişi belli olmuştu, şu malum tıp öğrencisi. Ben bir daha muhatap olmayacaktım. Kişisel eşyalarımı ayırdığım evdeki kalan mobilyaların parasını hesabıma geçirmişti bile. Cumartesi evin anahtarını ev sahibine, arabayı ve arabanın anahtarını da babama teslim edip binecektim uçağa.

Son akşam gitmem gereken bir gösteri olduğunu söylediğimde ailem, başta mutsuz olsa da birlikte geçireceğimiz beş günü tamamen onlara adadığımı öğrenince beni affetmişlerdi. O gecenin benim için bir nevi arkadaşlarımla vedalaşma olduğunu söylemeyi ihmal etmemiştim.

Böylece gitmek için saydığım günlerim, ailemle dolu dolu zaman geçirerek geçmiş ve cuma günü gelmişti. Yarın bu saatlerde en rahat kıyafetlerimle havaalanına gidecek olan ben değilmişim gibi özenle hazırlanmıştım.

Bir kaç denemenin sonunda siyah ağırlıklı giyinmeye karar verip saçlarımdaki dalgaları da biraz daha belirginleştirmişim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir kaç denemenin sonunda siyah ağırlıklı giyinmeye karar verip saçlarımdaki dalgaları da biraz daha belirginleştirmişim. Üzerime aldığım yazlık ceketi uzun bir süre sadece elimde tutacağımı bilsem de iç cebi benim için gerekli bir detaydı.

Gösteri sonrası içkili kutlama aklıma gelince arabayı almaktan vazgeçmiş, bizimkilere de geç döneceğimi, beni beklememelerini söyleyip evden çıkıştım.

Taksiye günlerdir cüzdanımda duran Jimin'in verdiği biletteki kültür kongre merkezinin adını söyleyip yolu izlemeye koyulmuştum. Taksi yoğun trafikte tanıdık yollara saptığında şimdi farkediyordum o son akşam Tae'yi bıraktığım caddeden geçtiğimizi.

O konuşmaya istekli ama yine de benden kaçan ikilemdeki hali gözlerimin önüne gelirken bu geceden sonra onu bir süre göremeyeceğimi düşünmüştüm.

Onu Paris'te bulamama korkusu yavaştan içimi kapladığında bir kaç gün önce gideceği okulu araştırmıştım. Tek bir yerleşkesi vardı okulun ve o da Paris'te çok merkezi bir yerdeydi. Gerekirse okulun önünde kamp kurarım diye cesaretlendiriyordum kendimi. Biraz daha ileri gidip okulun yakınlarındaki yurtları bile araştırmıştım. Onun da gitmeden aynı şeyi yaptığını varsayıyordum ve okulda bulamazsam diye alternatif adresleri not bile almıştım.

Tüm bu hazırlıklarımdan bihaber beni son kez göreceğini düşünen Tae'nin benimle nasıl vedalaşacağı ise bu geceye dair asıl merakımdı.

Tanıdık caddeden çok uzaklaşmadan taksi girişi kalabalık merkezin önünde durduğunda yarım saatten fazla olduğunu farkettim gösterinin başlamasına. Ama orada asıl dikkatimi çeken kalabalığın içinde elinde demet demet çiçek tutan insanlardı.

Zenne - TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin