Dört

356 27 14
                                    

Bu fic, medyadaki klip izlenirken ve sonrasında şarkı sayısız kez dinlenirken oluşmuştur...

Az önce -neredeyse- açıkça ben ukeyim diyen adam, genel geçer tabulardan en saçma olanlardan birini büyük bir zevkle yıkarak yeni tanıştığı ve beğendiği adama ilk adımı atmıştı.

Böyle şeyler hoşuma giderdi. Benim başıma geldiğinde pek hazetmesem de etrafımda istisna olan çiftler görmek hoş bir duyguydu.

Örneğin geldiğinden beri bardaki Yoongi'den gözlerini alamayan Hoseok, hiç beklemediği bir anda kendisine atılan ilk adımla afallamıştı. Ona kalsa beğendiği adamı tüm gece sadece izlerdi büyük ihtimalle.

Seyretmek eğlenceli olsa da onları baş başa bırakmak adına tuvalet bahanesiyle masadan uzaklaşmıştım. Yoongi yaptığımı anlayıp gülümsemiş yine de
"Birazdan performans başlayacak" demeyi eksik etmemişti.

Masadakilere zaman kazandırmak adına yavaş adımlarla gittiğim lavabodaki işlerimi de kasıtlı bir yavaşlıkla halledip çıkmak üzereyken, kapının sertçe açılması ile bakışlarım ister istemez içeri giren bedenlere yönelmişti. Birbirlerinin dudaklarını yercesine öpüşen bir çift... beni gördüklerinde dudakları ayrılsa da, baskın olduğunu anladığım taraf utangaç olanın elini sıkı sıkı tutmaya devam etmişti.

"Pardon, boş olduğunu düşünmüştüm..."

"Önemli değil, işim bitmişti, çıkıyordum zaten."

Gülümseyip kapıya doğru yöneldiğimde arkamda kalan çiftin hareketlendiğini farketmiş ve onlara dönmeden konuşmuştum.

"Yerinizde olsam kapıyı kilitlemeyi unutmazdım."

O anda mekanda çalan müzik:
(Şarkının vokal kısmının daha kısık olduğunu düşünün lütfen)

Dans eden insanların arasında yürürken yüzüm masamıza doğruydu ve Hoseok'un bıraktığım yerde oturduğunu, Yoongi'nin ise ona biraz daha yaklaştığını görmüştüm. Jimin ise bir süredir olduğu gibi hala sevgilisinin kucağındaydı.

Yine de adımlarımın masa yerine diğer barın olduğu tarafa dönmesinin nedeni iki çiftin arasında üçüncü teker olma düşüncesi değildi. Saatlerdir bulunduğum mekanda ilk kez ilgimi çeken birini görmüştü gözlerim.

Az önce yanından geçtiğim kalabalık gruptan ayrılan, benim yaşlarımda bir oğlan diğerlerinin çoşkulu nidaları arasında içki almak üzere bara gidiyordu anladığım kadarıyla.

Hızlı adımlarımla ulaştığım bar taburesinde içkimi sipariş ederken iki barmenden biri güzel oğlanın verdiği kalabalık siparişi hazırlıyordu. Barmen siparişleri kendisinin getirebileceğini söylediğinde itiraz etmişti genç oğlan. Anladığım kadarıyla arkadaş grubunun kendisine verdiği bir cezaydı bu, heyecanlı hali daha da sevimli olmasına neden oluyor ister istemez aklıma kirli düşünceler düşürüyordu.

Genç, sevimli ve heyecanlı...

Saatlerdir yavaş yavaş kanıma karışan alkole bedenimi; gözlerimi kapattığımda beni hiç bilmediğim yerlere pusulasız gönderen şu enteresan müziğe ise ruhumu emanet etmek üzereydim artık. Vücudum salınmak istiyordu, birine temas etmek, notaların yarattığı etkiyi güzel kokulu bir bendenle paylaşmak, sonra tüm bunlarla yetinmeyip biraz hırçınlaşmak...

Kısa bir an göz göze gelmiştik ve ben bu anı iyi değerlendirip kadehimle selamlamıştım biraz ötemde duran oğlanı. Siparişini beklerken, müziğin ritmiyle sallanan bedeninde arsızca gezdirmiştim gözlerimi, gizleme gereği duymadan. Bakışlarım aşağı yukarı turlayıp tekrar gözlerine çıktığında o da bana bakıyordu. Benim aksime oldukça utanmıştı ama yine de sanırım refleksle diliyle dudaklarını ıslatmaktan çekinmemişti. Aşırı masumdu.

Zenne - TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin