17🥊

476 57 103
                                    

Hyunjin kriz geçirmiş olan bir hastanın serumuna sakinleştirici enjekte etmişti. Gun ile birlikte hastayı kontrol ettikten sonra geçmiş olsun diyerek mola saatleri geldiği için yemekhaneye inmişlerdi.

"Hyunie?"

"Efendim Gun?" Hyunjin'in gözleri kafeteryada arkadaşlarını aramayı son bularak yanındaki Gun'a çevrilmişti.

"Şey, acaba iş çıkışı benimle sinemaya gitmek ister misin?" Çekingen bir biçimde sorduğu soruya karşılık Hyunjin ona ters bir cevap verip kırmamak için kelimelerini dikkatle seçmişti.

"Üzgünüm ama başkasına sözüm var."

"Ne olur bana bir şans versen? Belki denesen sen de beni seversin."

Hyunjin gözlerini sabır dilercesine kapatmıştı. Red ettiği günden beri Gun sürekli peşinde dolanarak benzeri cümleler söylüyor, bir yerlere davet ediyordu.

"Bak Gun seni kırmak istemiyorum. Defalarca kez söyledim, ben başkasını seviyorum. O da beni seviyor, mutluyum onunla. Lütfen işleri daha fazla zorlaştırma."

"Geçen buraya gelen o adam değil mi?" Gun'un yüz ifadesi sertleşmiş, sorguluyormuş gibi sorusunu sormuştu.

"Olsa bile seni ne ilgilendirir?" Hyunjin'in kaşları çatılmıştı.

"İlgilendirir-"

"Ne oluyor burada, Hyunjin?"

Hyunjin arkalarından gelen sesle oraya dönmüştü. Gun'un yüz ifadesi aynı kalırken hâlâ Hyunjin'i inceliyordu. Chan, Hyunjin'in rahatsız olduğunu belli eden yüzüne baktıktan sonra Gun'a  bakmıştı.

"Hayırdır birader? Sen ne ayak?"

"Yok birşey hocam, ben de gidiyordum zaten."

Gun gelen kişiye baktığında kendi kademelerinden daha yüksek bir bölümde olan Chan'ı görmesiyle geri adım atmıştı. Önünde hafifçe eğildikten sonra kendi arkadaşlarının yanına gitmişti.

"İyi ki geldin Chris."

"Seni rahatsız mı ediyordu yoksa aşkotellam?" Chan ciddi halini saniyeler içinde üzerinden atmıştı.

"Hayır, siz neredeydiniz? Görmedim sizi."

"Aşk böcüşüm köşede bir yerde yiyelim dedi. Sanırım çok fazla yemek aldığından."

"Anlayamadım?" Masaya ilerlemeye başlamışlardı.

"Çok acıktım diyerek birsürü şey aldı. Tahminlerime göre insanlar ona garip garip bakmasın diye köşeye oturalım dedi."

"Seungmin? Çok acıkmış? İlginç."

"Değil mi? Normalde kilo alacağım diye ağzına zorla sokuyordum yemekleri. Ama şimdi, birkaç gündür evde de böyle. Sürekli yemek yiyor."

"Anlamlandıramadım."

"Bende aşkotellam, bende."

Kısa bir süre içinde diğer çalışanlardan uzak kalmış olan masalarına geldiklerinde,Hyunjin gördükleri ile arkadaşını onaylamıştı. Bu kadar şeyi Seungmin'in isteyerek almış olması garip gelmişti ona.

"Seungmin?"

"Jinniee, hoş geldin!" Seungmin tost yediği için kirlenmiş olan ellerini ve ağzını peçeteye silerek kollarını uzatmıştı arkadaşına sarılabilmek için.

"Hoşbuldum da... Bu kadar şeyi yiyebilecek misin?" Hyunjin'in sorduğu soruyla Seungmin anında ondan ayrılarak kollarını göğsünde buluşturmuştu.

Son Maç // HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin