29🥊

421 44 20
                                    

Yeminlerinin ardından çoğu kişi piste çıkarak dans etmeye başlamıştı. Jeongin'in elleri Hyunjin'in belinde idi. Hyunjin'in elleride onun omzundaydı. Ağır hareketlerle yerlerinde sallanıyorlardı. Yanlarından gelen sesle oraya baktılar.

"Ya bebişim ayağımı resmen sevdin ya!" Dans ederken sürekli ayağına basan eşiyle isyan etmişti sonunda Seungmin.

"Sende giriyorsun dibime dibime! Bak zaten midem bulanıyor üzerine neyim var neyim yok bırakırım." Chan, Seungmin'in yüzüne kendi yüzünü yaklaştırmıştı. Seungmin yüzünü buruşturarak geri çekmişti başını.

Hyunjin, Jeongin'e kıkırdayarak dönmüştü. "Önceden pravo yapmamız iyi olmuş." Jeongin'de kıkırdayarak yanağını öpmüştü.

Felix ve Jisung sandalyelerinde oturarak oğullarının güzel görüntüsünü izliyorlardı gülümseyerek. Felix'in yüzü buruk bir ifade içerisindeydi. Changbin'in de görmesini istiyordu. Emindi ki oğlunun bu anını gururla ve duygulanarak izleyecekti.

Hatta zor bile verirdi oğlunu. Jeongin'e çok düşkündü Changbin. Kimseyle paylaşmak istemezdi. Antrenmanlardan yorgun argın bir şekilde gelse bile yinede oğluyla vakit geçirirdi.

"Ben bir lavaboya gideceğim dünürüm." Felix, Jisung'un eline hafifçe iki kez vurarak kalkmıştı.

"Geleyim mi yanında? İyi misin?" Jisung'da onunla birlikte kalkmaya hazırlanıyordu ki Felix omuzlarına baskı uygulayarak tekrar oturtmuştu onu.

"Gerek yok dünürüm, iki dakikaya dönerim."

"Sen bilirsin..." Felix son kez ona gülümseyerek lavabonun olduğu kısma doğru yürümeye başlamıştı.

Jisung, dünürünün gitmesiyle anında sıkılmıştı. Sıkkınlıkla etrafa bakarken gözleri ikiliye değmişti. Minho ve Mina gülerek birbirlerine birşeyler anlatıyorlardı. İstemsizce yüzü düşerken bakışlarını onlardan çekerek yeri izlemeye başladı.

Herşeyin daha farklı olmasını isterdi Jisung. Minho onu sevseydi çok daha güzel olabilirdi belki de. Onunla sohbet eder, gülüşürlerdi. Yanında o kadın değil, kendisi olurdu.

"Jisung?" Kendisine seslenilmesi ile daldığı düşüncelerinden ayrılmıştı.

"Daldın gittin, iyi misin?"

"İyiyim Soobin. Sağol."

"Peki. Birşeyin olursa söyle, çekinme." Jisung'un omzunu pat patlamıştı. Eşi Yeonjun'un kucağında oturan oğluna pastasını yedirmeye başlamıştı.

"Hasret kaldın mı bana dünürüm?"

"Kalmaz mıyım dünürüm?" İkili gülüştüğünde Felix onun elinden tutarak ayağa kaldırmıştı.

"Ne oldu?"

"Oğluşlarımızla bir dansımız olmasın mı Jisung'cuğum?"

"Olsun dünürüm olsun." Jisung, Felix'in kendini yönlendirmesine izin verdi.

Babalarının gelmeleri ile ikili ayrılmıştı. Jeongin, Felix babasıyla dans etmeye başlarken Hyunjin'e göz kırpmıştı. Hyunjin'de babasıyla dans etmeye başlamıştı.

Jeongin, babasının durgun duran halini fark etmişti. Yüzüne eğilerek kulağına fısıldamaya başlamıştı. "Ne oldu tontişim?" Felix oğluna karşı dürüst olmaya karar verdi.

"Sadece... Changbin'in de seni böyle görmesini isterdim. O da burada olsaydı keşke."

"Bende çok isterdim..." Jeongin, babasının başından öperek saniyelik bir sarılma vermişti.

Son Maç // HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin