21🥊

489 51 26
                                    

Seungmin telefonu kapatıp yanında oturan sevgilisine yanaşmıştı. Dün yaptıkları testten sonra emin olmak için Chan diğer testleri de yapmıştı. Bir saat önce gelen test sonuçları netti. Hamileydi. Sevgilisi kendisine yanaşarak kollarını omuzlarına sarmıştı.

"Aşkım bir tepki ver artık."

Seungmin, Chan'ın eğmiş olduğu başının altına eğilerek yüzüne bakmıştı. Burunlarını birbirine sürterek dudağının kenarından öpmüştü. Chan başını aniden kaldırarak arkasındaki yastığı sevgilisinin omzuna vurmuştu. Seungmin ne olduğunu şaşırır iken karşılık verememişti.

"Artık nasıl soktuysan hamile kalmışım!"

"Pişman olduğunu düşüneceğim artık." Seungmin ciddileşmeye başlarken bu sefer Chan yanlış anladığını düşünüp ona yanaşarak beline sarılmıştı.

"Niye pişman olayım ki aşk böcüşüm? Senden parça taşıyor olmak benim için tarif edilemez bir duygu." Chan, Seungmin'in elini tutarak karnının üzerine yerleştirmişti. Seungmin tebessüm ederken okşamaya başlamıştı.

"Aşkım?"

"Söyle aşk böcüşüm."

"Sen şimdi böyle pofidik, tontiş birşey mi olacaksın?"

"Ne diyorsun ya!? Bu söylediklerin yeni yaptırdığım tırnaklarımın kırılması kadar acıttı." Chan onun ellerini karnından çekerek koltukta uzaklaşmıştı. Bacak bacak üstüne atarak ayağını sallamaya başlamıştı.

"Ama çok tatlı olursuun. Neyse şimdi sen onu bunu boşver de..."

Seungmin sinsi bir sırıtış ile sevgilisinin üzerine gitmeye başlamıştı. Chan, o geldikçe küçük hareketlerle biraz daha arkaya gitmişti. Seungmin elini sevgilisinin göğsüne koyarak aşağı doğru indirmeye başlamıştı.

"Bebeğin tehlikeli olduğu zamanlara girmeden önce biraz yaramazlık mı-"

"Off! İyice azgın dayılara döndün Seungmin ya!" Chan kasıklarına inen eli iterek koltuktan kalkmıştı. Seungmin onun kalkmasıyla kalçasına vurmuştu.

"Terbiyesiz! Bebek var burda." Chan'da sevgilisinin bedenini koltuğa yatırdığın da bedenini ters çevirerek onun kalçasına daha sert vurmuştu. Seungmin gülerek acıdığını söylemişti.

"Sen de vuruyorsun ama." Seungmin itiraz ederek uylukların da oturan eşine dönmeye çalıştı.

"Ben onun babasıyım. Benden birşey olmaz."

"Ben ebesiydim zaten demi?"

"Çok konuşuyorsun sen." Birkez daha kalçasına vurmuştu.

"Sustursana." Chan cık cıklayarak üzerinden kalkmıştı.

"Küçük çikiletam ve ben yemek yemeye gidiyoruz. Sana yok, sen gelme." Chan saçlarını savurarak kazınan midesi ile mutfağa gitmişti. Seungmin'de koşarak yanına gitmişti.

###########

"Baba, ben diyorum ki pikniğe gidelim. Hyunjin'leri ve Chan'ları da çağıralım. Hem Jisung amca ve Hyunjin'de biraz kafa dağıtmış olur."

Jeongin, bulaşık makinesinde ki yeni yıkanmış olan bulaşıkları raflara dizen babasının arkasında kuyruk gibi dolanıyordu. Kahvaltılarının ardından Hyunjin, babasının duş alıp odasına yerleşmesi için kendi dairesine götürmüştü onu.

"Olur oğluşum. Benim için farketmez."

"Baba sen saçını mı boyattın?" Jeongin'in söylemek istediği şey daha farklı iken Felix'in elleri saçlarına gitmişti.

Son Maç // HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin