HyunjinZaman. Hayatımızdaki en değerli olan ancak değerini en az bildiğimiz şeydi. Zamanın nasıl geçip gittiğini anlamıyorduk bile. Herkes her zaman yanımızda olacakmış gibi hissediyorduk.
Anılarımız ise bizi biz yapan şeydi. Hafızamın çoğu hatırlamak istemeyeceğim türden anılarla doluydu. Ama her ne kadar anıları sevmesem de onlar beni oluşturan şeydi. Hayatımda inanılmaz değer verdiğim çok anım vardı. Çoğunda da civcivim.
Lee Felix. Beni ben yapan şey. Hayatta kalmamı sağlayan. Gülümsememin nedeni Lee Felix. Yeşil gözleri içinde kaybolmak isteyeceğiniz türden harika olan Lee Felix. O tatlı halleri aklımdan asla çıkmayan Lee Felix.
Her şeyim. Her şeyimi kaybettim ben. Tekrar. Mutluluk kaynağımı tekrar kaybettim ben. Yorulmuştum. O kadar yorulmuştum ki artık savaşacak gücüm bile kalmamıştı. Chris her seferinde hayatımı çekip alıyordu ellerimden.
Nedenini öğrenemedim hiç. Söylenmedi bana. Ben Felix'e deliler gibi aşıkken neden ben konunun dışındaydım ki.
Changbin. Her şeyimizi bilen nadide bilgisayar uzmanımız. Her şeyi en başından beri Chan'a mı iletiyordu yani? Şimdi de Felix'i mi kaçırmıştı. O kadar istedim ki zaman dursun. O kadar çok istedim ki...
Lee Felix
''Hyunjin-ah''
''Hm?''
''Gözlerini açabilirsin.''Hyunjin gözlerini açtığında elimdeki çikolatalı yaş pastayla gülümsedim. Beni her görünce güldüğü gibi güldü tekrar, o gülüşüne eridiğimi bilmeden belki de. Hayatımın anlamı derler ya sevdiklerine insanlar, Hyunjin benim de hayatımın anlamıydı yalnız bu kelimenin tam anlamıyla böyleydi.
Resmen Hyunjin için hayattaydım ben. Birbirimize bağlıydık biz. Mutluyduk. O benim her şeyimdi. Güneşim, ayım, günüm, gecem, sevgilim, nişanlım...
Dileğini tuttu ve üfledi pastadaki mumları. Ardından elimdeki pastayı alıp kenara koydu. Tekrar bana döndüğünde ince ellerini belimde hissettim.
''Ne diledin?''
''Söylersem bir anlamı kalmaz ki sevgilim.''Gülümseyerek onayladım onu. Kendine çekip sarıldı bana.
''Asla yanımdan ayrılma olur mu Felix?''
''Asla ayrılmam Hyunjin. Asla.''...
Hissettiğim narin öpücükle gözlerimi araladım. Karşımda duran kızıl sevgilimden başkası değildi elbette. Kıkırdadım.
''Minik civcivim uyanmış mı bakalım?''
''I-ıh uyuyorum ben.''
''He o zaman bir tane daha öpsem uyanır mı?''
''Bir tane yetmez bence.''
''Seni fırsatçı.''Belimdeki tike dokunduğunda huylanıp gülmeye başladım. O ise beni gıdıklamaya devam ediyordu.
''Hyunjin-ah yeter tamam yeter.''
Gülmekten zar zor konuşuyordum. Beni bıraktıktan sonra o da gülmeye devam ediyordu. Nefes nefese kalmıştım.
''Tatlı çocuk seni.''
Demek öyle ha Hyunjin. Çevik bir hareketle Hyunjin'in kollarını kenetleyip üstüne çıktığımda öylece kalakaldı. Beklemiyordu.
''Tatlı çocuk ha?''
Yüzüne doğru yaklaştım. Yüzlerimiz arasında üç santim kadar bir mesafe vardı. Nefesini yüzümde hissediyordum.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Start From Scratch/Hyunlix
Fanfic''Sevdiğinin seni unutması ne kadar kötüdür değil mi Hyunjin?'' ''Unutan değil belki ama unutulan çok acı çeker.''