GÜVEN

42 7 13
                                    


Han Jisung... gerçekten göründüğü gibi hain misin yoksa sebeplerin mi var? Farkında mı değildin yoksa Minho'yu bile kandırabilecek kadar zeki misin?

İyi okumalar :)

___________________________________________




''Beni affettin mi yani? Yaptıklarımdan sonra bile?''

Beynime bir kurşun girmiş gibi durdum. Hayatım boyunca canımın bu kadar yandığını hatırlamıyordum. Biliyorum fiziksel bir acı hissetmiyordum ancak göğüs kafesim dar geliyordu adeta.

Han'a doğru döndüm. Yüzünde şaşkınlıkla birleşmiş bir korku vardı. Sakin bir şekilde ona doğru bir adım attım.

''Ne yaptın sen?''
''Hm?''

Keskin bakışlarımı bir an bile üzerinden çekmedim. Gerçekten bana bunu yapmış mıydı? Ben Han Jisung'a deliler gibi aşıkken bana bunu yapmış mıydı?

''Chan ile gö-''
''Kes. Biliyorum ama ne var biliyor musun? Chan bana söylediğinde ben dedim ki Han bunu bana, bize yapmaz.'' küçük bir kahkaha attım. ''Yapmış ama. Demek ki seni hiç tanıyamamışım Han.''
''Minho yemin ederim açıklaya-''
''KES O SESİNİ!''

Bağırmamla beraber geriye doğru bir adım atmaya yeltendi fakat kapıya dayanmış halde olduğu için başaramadı.

''Hiç mi sevmedim ya beni? Hiç mi değer vermedin? Senin için kendimi öne atıp canımı feda etmek üzere olduğum geceler hiç mi umurunda değildim? Hiç mi?''

Gözlerim dolmuştu. Yanağımdan süzülen bir damla yaşın çeneme indiğini hissettim. Han yanağımı silmek üzere bir adım atmaya kalkıştığında sinirle elimi kaldırıp durmasını sağladım.

''Soruyorum sadece. Hyunjin'i, Felix'i, arkadaşlarını, hiç mi düşünmedin? Ya 'biz'i? Dur bir dakika öyle bir şey yok ki. Oyundu değil mi o? Pardon unutmuşum.''

Sinirle birleşen kırgınlığım psikopatça gülmeme sebebiyet vermişti.

''Gerçekten her şeyin bir nedeni var Minho.''
''O ZAMAN AÇIKLA ANLADIM BİR NEDENİ VARMIŞ. O SİKİK NEDENİ DE SÖYLEMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUN?!''

Benden korktuğunu çok net hissediyordum fakat bu zerre umurumda değildi. Bana bulaşırken ne olabileceğini bilmesi gerekirdi. Ona doğru bir adım daha attım.

''Yıllarca aradığın erkek kardeşin. O Lee Felix.''
''Ne saçmalıyorsun sen be!''

Onca yalandan sonra bir başka yalan mı? Saçmalıktı bu. Lee Felix benim erkek kardeşim olamazdı. Yıllarca aradığım erkek kardeşim yanı başımdaki Felix olamazdı.

''İnan bana Minho.''
''Haha. Komik şaka. Sana mı inanayım? Hem öyle olsa bile bu seni suçsuz yapmaz.''

Elini yavaşça arka cebine götürüp bir kağıt uzattı. Tereddütte kalsam da elindeki kağıdı alıp açtım. Felix'le yapılmış bir DNA testi sonucuydu. %93 ihtimalle kardeş olduğumuz doğruydu. Ellerimin titrediğini hissettim. Hayatım boyunca aradığım küçük kardeşim başından beri yanımda olan Felix miydi? Yıkıldığımı hissettim.

Her ne kadar kendimi bitmiş hissetsem de hala Han'ın geçerli bir nedeni yoktu.

''Yani?''
''Ne yani?''
''Değdi mi bari her şeye. Beni kullanmana.''
''Seni seviyorum Minho. Her şeye yeniden başlayabiliriz.''
''Biliyor musun Han? Bırak bir daha 'biz' olamayız. Bırak bu dünyayı bu evrende bir daha Minho ve Han 'biz' olamaz. İstersen bana deliler gibi aşık ol Han ama sen benim için bittin. Benim için sen bir ölüden farklı değilsin artık. Bu fikri sil aklından. Bir daha 'biz' olmayacağız.''

Start From Scratch/HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin