YANDERE SANZU HARUCHİYO X READER

<3

EVET ARKADAŞLAR UYUMADAN ÖNCE SON SMUT BÖLÜMÜNÜ ATIP BİR İKİ GÜN KAYBOLUCAM. ŞAKA ŞAKA İSTEK ÜZERİNE BUGÜN ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ZAMAN BULDUKÇA YAZMAYA ÇALIŞIYORUM. SEVİLİYORSUNUZZZ. OYLARINIZ VE ÖZELLİKLE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. ARKADAŞLAR UYARI VAR AİLE İÇİ ŞİDDET VE TETİKLEYİCİ DAVRANIŞLAR İÇERİR. ETKİLENECEKSENİZ LÜTFEN OKUMAYIN VEYA DİREKT SMUT BÖLÜMÜNE GEÇİN.

    Yorgun bir şekilde işten eve dönmüştüm. Aslında eve girmeyi hiç istemiyordum. Sürekli şiddet, hakaret ve kafamda kırılan binlerce bira şişeleri. Yıllar öne babamın borçlandığı yüklü miktarda parayı ödemek için bir barda çalışıyordum ve belirli bir uyku saatim yoktu. Kapıyı açıp eve girdiğimde kafamın yanından sıyıran ve duvara çarparak kırılan bira şişesine baktım. Yıllar önce okulu bırakmıştım ve şu anda benim yaşıtlarımı gördüğümde içimden kıskançlık fışkırıyordu. Gerçekten böyle olmasının nedeni neydi? Babamın iğrenç sesiyle kendime ve gerçek dünyaya döndüm.

- GÖTÜNÜ VERMEDEN GERİ Mİ DÖNDÜN FAHİŞE! 

- Öyle diyorsan evet. Ama bence şu anda kendin için endişelen. Borcunu ödemen için kısa bir süre kaldı.

- NE DEMEYE ÇALIŞIYORSUN? BARDA VERDİKLERİN YETMEDİ BİRDE BEN Mİ AMINI SİKEYİM!

     Dediği şey ile donup kaldım. Tekrar olamaz hayır. Bana doğru yürüdü ve saçımdan tutarak beni yere fırlattı.

- Bence borcumun olduğu adamlara seni vermeliyim çok kullanışlısın. Annende zaten bu yola gitti sen de git. 

     İtici sesiyle kahkaha attı ve üstüme çıkarak yüzümü yumruklamaya başladı. Acıdan bayılma noktasına geldiğimde kapının çalmasıyla daha çok sinirlendi ve birkaç tekme attıktan sonra kapıyı açmaya gitti. Sırtım kapıya dönük olduğu için kimin geldiğini göremiyordum. İyi ki  yüzüm dönük değildi. Babamın o iğrenç sesiyle yalvarması ve zaman istemesinden anlaşılırsa borçlandığı kişiler gelmişti. Babam geri geri giderken bana takılmış ve yere düşmüştü.  Adamlar yaklaştı ve babamı kollarından tutarak dışarı çıkarmaya başladılar. Babam bana baktı ve sırıtarak adamlara döndü. Kim gelmişti ki babamı bu denli korkutmuştu? 

- Beni bırakın ve o kızı alın. Kendisi bir bakire. Elinden de her iş gelir. Gelen adam kıkırdadı ve konuşmaya başladı:

- Evet kızını alacağız zaten bu yüzden geldik ama bu bile senin borcunu kapatmaya yetmez. Evini ve canını da alacağız. Anlaşmamızda bu vardı değil mi?

    Adamın sesi çekici ve derindi. Babam bağırmaya başladığında silah sesinin patlamasıyla düşen beden sesi geldi. Kılımı bile kıpırdatacak gücüm yoktu sadece gözlerim yarı açıktı. Adam nazikçe kolumu tuttu ve omzuna atarak gelin stili beni kucağına aldı.

- Eve doktor gönderin ne olur ne olmaz. Bana lazım bu kız. Boynumda hissettiğim iğne ile yaraların acıları kesilmiş ve aşırı derecede mayışmıştım. Derin bir uykuya dalmadan önce hatırladığım tek şey okyanus mavisi gözleriydi...

    Uyandığımda sanki hiç dayak yememişim gibiydi. Acı veya herhangi bir iz yoktu. Yatakta doğruldum ve oturdum. Yanımda hareketlilik hissetmem ile yatağa geri çekilmem bir olmuştu. 

- Ne kadar güzel bir kadın. Değeri hiç bilinmemiş, güzel bir beden, nazik bir ruh ve bakire bir kadın. O adamı öldürmek yerine adamlarıma vermeliydim değil mi? Üzgünüm tatlı meleğim düşünemedim. 

- Kimsin?

- Akaashi.

    Gözlerimi faltaşı gibi açtım ve yüzünü boynuma gömen adama baktım. Bu olabilir mi?

- Akaashi? Hayır o öldü.

- Buradayım bebeğim tekrar senin kollarındayım. Seni özledim hem de her şeyin ile. Eski günlerdeki gibi olmak için her şeyimi feda edebilirim...

     Yüzüne baktım ve dudaklarına yaklaşarak onu öptüm. Yıllar önce aşık olduğum adamı, her şeye onun için katlandığım adamı. 

- Seni özledim haru.

- Bende seni özledim güzelim. O yüzden yıllardır bu çektiğimiz özlemi giderelim olur mu?

    Kafamı salladım ve dudaklarını öpmeye başladım. Üstüme çıktı ve ne ara giydiğimi hatırlamadığım geceliği çıkarmaya başladı. Dudaklarımdan ayrıldı ve boynumu nazikçe öpmeye başladı. Omuzlarıma, köprücük kemiğime ve sonra göğüslerime. İç çamaşırımı çıkardı ve yataktan aşağı bıraktı. Göğüslerimi öpmeye, ısırmaya ve iz bırakacak şekilde emmeye başladı. 

- Haru-

- Yatağımızda sadece ikimizken ne diyorduk?

- Efendim.

- Aferin güzelime. Her zaman en akıllı kızdın. 

    Karnıma kadar inen öpücükleriyle artık tamamen kendimden geçmiştim. Haru'nun en sevdiğim huyu buydu. Asla acele etmez nazik ve oldukça yumuşaktır tabi başlarda. Sanzu iç uyluklarıma kadar indi ve külotumu çıkardı. Bacaklarımı omzuna attı başını bacak arama soktu.

- Hoşuna gidiyor mu?

- Evet efendim lütfen daha fazla. 

- Bu kadar kibar olduğuna göre sanırım istediğiniz yarın vereceğim. Çünkü daha fazla dayanamıyorum prensesim.

    Son bir dil darbesi vurdu ve kafasını kaldırdı. Altındaki siyah şortu çıkardı ve penisini serbest bıraktı. Tanrım o neden bu kadar büyük?

- Korkma bir tanem canını yakmamaya çalışacağım tamam mı?

- Tamam.

     Bacaklarımı iki yana açtı ve yavaşça içime girmeye başladı. Tamamı içime girdiğinde alışmamı bekledi ve hareket etmeye başladı. Başlarda yavaş olan hareketleri hızlandı ve sertleşmeye başladı. Dizlerimin arkasından tuttu ve göğüslerime bastırdı. Bu pozisyonda daha derine daha sert bir şekilde vuruyordu. 

- Efendim ben geleceğim! Bu çok fazla lütfen.

- Gel bebeğim benim için gel ve her yeri zevk suyunla kapla.

     Daha fazla hızlandı ve bacaklarımı daha çok bastırdı. G noktama vurmaya başladığında gözlerim geri kaydı ve dilim ağzımdan çıktı. Sanzu her hızlandığında yatakta bizimle birlikte sallanıyor ve gıcırdıyordu. Sanzu son kez içime vurduğunda aynı anda boşaldık ve içimden çıktı.

- Sert davrandım meleğim üzgünüm.

- Önemli değil Haru. Tam tersine teşekkür ederim.

- Ne için?

- Her şey. Beni o cehennemden kurtardığın için, şimdi yaptığımız şey için ve daha niceleri. Göğsüne kafamı koydum ve boynunu öptüm. O da bana döndü ve yüzümün her yerine öpücük kondurarak saçlarımı okşadı. Fazla süre geçmeden ikimizde uyuya kalmıştık.

 ARKADAŞLAR KISA OLDU BİLİYORUM AMA UYHUM VAR VE SABAH DERS ÇALIŞMAM GEREKİYOR. İSTEĞİNİZ VARSA YAZMAYI VE VOTELERİNİZİ UNUTMAYIN SEVİLİYORSUNUZ...