BÖLÜM ŞARKISI: Reyko- Your Game
Garaja döndüklerinde Behzat çayları tazeledi ve hepsi onunla ısınmaya çalıştı.
"Arhan'ı buldun mu?" diye sordu Acar, Fulya başını salladı. "Buldum, zor olmadı. Telefon numarası burada." diyerek telefonunu uzattı. Acar ona bakan gözlere açıkladı. "Arhan'a komşu kasabadan kimi davet ettiğini soracağız."
"Parti yangın yeriydi." diye ekledi Fulya. "Umalım da bir şeyler yolunda gitsin ve Arhan bir şey biliyor olsun." diyerek numarayı tuşladı ve hoparlöre aldı. Birkaç çalışta arama yanıtlandığında herkes heyecanlandı.
"Alo?"
"Alo Arhan? Ben Acar."
"Acar?!" Arhan'ın heyecanı sesine yansıdı. "Kardeşim sen nerelerdesin ya? Çok sevindim aradığına, sana bir türlü ulaşamıyordum."
"Evet, ulaşmanızı pek istemedim." Beliz, Acar'ı dürttü. "Arhan, ben sana bir şey sormalıyım. Lütfen, bana yardımcı ol."
Arhan ciddileşti. Sesi kendinden emindi. "Tabi kardeşim ne olursa?"
"Evinde geçen yıl bir parti vermiştin."
"Evet son partimdi."
"Hah o parti." derken ayaklandı Acar. "O partiye komşu kasabadan kimi çağırdığını hatırlaman gerek." Arhan bir süre sessiz kaldı. "Yani ben sadece Anıl'ı çağırdım." dediğinde Bütün bakışlar kesişti. "Anıl kim?" diye sorda Acar.
"Anıl Karadan," Acar bu cevapla Fulya'ya döndü, kız çoktan araştırmaya başlamıştı. Arhan anlatmaya devam ediyordu. "Komşu kasabadaki tek arkadaşım o zaten. Ama o birini getirdi ya da birilerini."
Acar içinden küfrederken Fulya, Anıl'ı bulmuştu.
"Kimler olduğunu bilmiyor musun?" diye sordu bir umut. "Herhangi birini ne tanıyorum ne de yüzünü hatırlıyorum kardeşim. Bilsem söylerdim de sen neden soruyorsun bunları?"
"Duyarsın." dedi Acar. "Ben bu Anıl'ı nereden bulurum?"
"Komşu kasabada bir bar varmış. Retro Bar. Orada çalışıyormuş." Fulya hemen barı araştırmaya başladı. "Lazımsa adresi bulayım." Acar, Fulya'nın ona çevirdiği ekrana baktı. "Gerek yok, ben buldum. Seni sonra ararım." diyerek kapattı telefonu.
"Yarın buraya gidiyoruz." dediğinde Sesil öne atıldı. "Benimle."
"Seninle mi? Komşu kasabaya mı? Asla." dedi Acar yüzünü buruşturarak. "Buklelerine iyi gelmez güzelim." dediğinde ise Sesil göz devirdi. "Bu hafta ben, Fulya, Sesil, Berkay okulu ektik. Yine ekemeyiz." dedi Beliz. "Dikkat çeker." diye de ekledi.
"Ben Acar ile giderim." dedi Behzat. Berkay kaşlarını çattı. "Peki tek parça döner misiniz?"
Behzat ve Acar bir süre birbirlerine bakarak bunu tarttılar. Bu sırada Behzat'ın bakışları Acar'ın arkasındaki motora döndü. "Yalnız benim arabamla gidiyoruz. Bu havada motora falan binilmez."
"Bende aynını söyledim." dedi Fulya.
"Korktun mu?" diye sırıttı Acar. "Kafanın güzel olup olmadığı bile belli değil." diye karşılık verdi Behzat.
"Benim en sarhoş kafam bile senden daha ayık."
Sesil kabanını giyindi. "Bu enerjinizi yola saklayın. Şimdi herkes evine, Dilşad abla ve Nedim amca birazdan döner."
Fulya ayaklandığında Berkay onu kolundan tutup yeniden kanepeye çekti. "Sen nereye? Bir bilgisayar dahisi edasındayken ne kadar güzel göründüğünden bahsedeceğiz daha." Fulya şımarmaya başladığında Acar motoruna atladı. "Ben bu pembe diziyi izleyemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNVAL
Fiksi RemajaBurası sırlar kasabası gibidir. Minval'e herkes cebinde bir sırla girer. Onu iyi sakla çünkü burada kimse sırların ortaya çıkmasını sevmez. Minval'in en büyük ironisidir bu. İnsanlar bir çok şeyi kaybedebilirdi. Çorabının tekini, tel tokalarını, ell...