BÖLÜM ŞARKISI : Mavi Gri- Hayatım Leş
Fulya garajın açık kapısına yaklaştıkça, yabancı notalarla merakla doluyordu. Diğer yandan Berkay'ın yüzünü görmese de gözünde canlanacak kadar tanıyor olması onu gülümsetiyordu. Bu tanıma hissi, o yüze aşina olması hoşuna gitmişti. Omzunu garajın kapısına sessizce yaslayıp bu yeni müziği dinlemek istiyordu fakat tasarladığı kadar sessiz olamayıp garajın kapısını sallayınca Berkay'ın dikkatini çekmişti. "Normalde gizli işleri beceremeyen birisi değilimdir..." diye ellerini teslim olurcasına kaldırdı. Berkay gitarını kalktığı koltuğa bırakırken sahte bir kızgınlıkla kaş çattı. "Sen sürprizini mahvetmeye mi çalıştın az önce?" Kıza yaklaşıp kabanın üstünden beline sardı kollarını. Fulya yine şımardı. "Nasıl yani sürprizim?"
Berkay kendi boyuna yakın kızı koklamak için pek de eğilmek zorunda kalmadı. Fulya'nın boynundaki gizli bahçeleri bulunca burnunu sürüttü. Kız hiçbir zaman Berkay'ın kollarında. böyle bir şeker misali eriyeceğini tahmin edemezdi. Tahmin edemediği şeyler ne kadarda tatmin ediciydi. Öyle ki Berkay geriye çekildiğinde neredeyse mızmızlanacaktı kız.
Genç adam önce garajın açık kapısını kapattı. "Çok üşüdün mü?" Daha kız cevap vermeden sonraki adımı ısıtıcının ayarını artırmak oldu. "Minval işte..." diye geçiştirdi Fulya kabanının düğmelerini açarken. "Her zaman soğuk."
"Hakkını yeme," kızdan kabanını aldı. "Temmuz ayında terletir sayılır." Fulya gözlerini devirdiğinde Berkay bu anı yakaladı. "Bak işte bunu özlüyorum, lütfen bu alışkanlığından vazgeçme."
Fulya ısıtıcıyı direk gören kanepeye kendini bırakırken şaşkınlıkla sordu. "Göz devirmeyi mi?"
Berkay yavaş olmayan adımlarla ona yaklaştı, "Hı Hı..." mırıldanırken bir dizini kanepeye yasladı ve kızın yüzünü avuçları arasına alıp ona yukardan baktı. "Gözlerinin güzelliğini hatırlatıyor." Fulya artık erime noktasını da geçmişken ona doğru yaklaşan dudaklara karşılık verdi. Berkay'ında amacı bu muydu bilmiyordu ama öpücük masumiyetten uzaktı. Berkay tekrar kendini geri çektiğinde kız ikinci kez düştüğü yoksunluktan rahatsız oldu. Ama yine de bu gece kontrolu Berkay'a bırakmaya kararlıydı.
O ise gitarını bıraktığı yerden alıp koltuğa yeniden kuruldu. Akor için birkaç vuruş yapıp kıza baktı. "Sürpriz için hazır mısın?" Fulya heyecanla öne doğru kaydı. Dirsekleri dizlerine dayandı. Başını olumlu anlamda sallarken meraklıydı. Bu nasıl bir sürprizdi ki? Berkay her zaman çalar söylerdi. Adam kızdaki isteği de merakı da görebiliyordu. Gülümseyerek açıkladı. "Bu tuvalette kusan güzel bir kıza, 'osurmuyor musun' diye soran bir şapşalın yazdığı şarkı..." Fulya'nın kahkahası bütün garajda yankılanırken Berkay bu şöleni kaçırmadı. "Gerçekten şapşalsın!"
Berkay, Fulya'nın gözlerinin içine bakarken melodiyi tutturdu. Kız gülümsemesi solmadan onu dinlemeye koyuldu.
İtiraf etmem gereken bir şey var ki
O gözlerin beni büyülüyor sanki
Tenin tenime her değdiğinde
Göğsümde can bulan kelebekler sanki.
Böyle olacağını hiç bilemezdim
Şimdi işte kapında kul köleyim
İnkar etsen de bunlar karşılıksız değil
Birbirimiz için yaratılmışız güzelim.
İlk görünce anladım, dedim
Bu kız benim kaderim
Yeniden inandırdı beni birden aşka
Bütün zamanlarımı verirdim elimde olsa
![](https://img.wattpad.com/cover/297584215-288-k152471.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNVAL
Fiksi RemajaBurası sırlar kasabası gibidir. Minval'e herkes cebinde bir sırla girer. Onu iyi sakla çünkü burada kimse sırların ortaya çıkmasını sevmez. Minval'in en büyük ironisidir bu. İnsanlar bir çok şeyi kaybedebilirdi. Çorabının tekini, tel tokalarını, ell...