MİNVAL

BIRAKTIĞINDA SANA DÖNER

BÖLÜM ŞARKISI:

Savoir Adores- Saveges

Ruelle- War Of Hearts

Acı öldürmez ama yaşatmamaya kararlıdır.

Yere düştüğünüz, o dibi karanlığı gördüğünüz onca anı düşünün. En kötüsünü düşünün. Nasılda kırgın, nasılda tıkıyor o nefesler, nasılda acıtıyor yaşamak... Ama hayattasınız acıyı görüyor acıyı duyuyorsunuz. Tırnaklarınız avuçlarınıza batıyor. Zeminde paramparçasınız ama hala yaşıyorsunuz. Bir yanından toparlanıyorsunuz fakat o kırılmada kaybolmuş bazı parçalar. Neredense dolmuyor yeri de. Bir şeye belki birine ihtiyacınız var ve o kaybettiğiniz parça gibi en uzakta. Bazen yakında ama yine de çok uzakta. Öyle uzakta ki aranızda ki uçurumdan atlayacak gibisiniz ama biliyorsunuz kendinizi o boşluğa bıraksanız da ulaşamayacaksınız.

Ağlamalarınız duruyor, gözyaşınız bitiyor, zeminden kalkıyor ve kesik yaranıza bir şeyler bastırıp devam ediyorsunuz.

Minval sakinleri yeni güne erken başladı ve o andan beri herkes hazırlanıyordu. Spalar, cilt bakımları, takımların son provaları. Hafif bir kahvaltı ve makgözler, kuaförler kapıdaydı. Minval sokakları evlerdeki telaşa rağmen sessiz ve ıssız görünüyordu. Fulya an be an yayındayken milyonlarca takipçisi de kasabanın heyecanını paylaşıyordu.

Özel bir günden daha heyecanlı ne olabilirdi? Karında havalanan kelebekler ve en güzeli olmak için gösterilen çaba. En pahalı elbiseler, topuklular, ışıltılı takılar ve disko topları... Bir geceyi güzelleştirmek için yeter miydi?

Sesil'in ara boy beyaz straplez elbisesi siyah tül bir eldivenle taçlanmıştı. Saçları ensesinde bir topuz olurken beyaz tenli boynu açıktaydı. Saçına taktığı minik bir tokanın tülü de yüzünü maskeliyordu. Siyah sivri topukları odasının ahşap zeminini parçalıyordu.

Fulya son rötuşlarını takipçileri karşısında kendisi yaparken siyah mini elbisesini oda eldivenle süsülemeye karar verdi, saten uzun siyah eldiveninin bitimindeki beyaz volanlar elbisesiyle bütün bir görünümdeydi. Küçük maskesini düz fönlü saçlarının arasından geçirerek bağladı.

Beliz beyaz saten elbisesini boynunda bağladı ve göğüs drapelerini düzeltti. Koyu renk saçlarını kendisi dalgalandırmış göz makyajını saklamasından hoşlanmasa da gümüş maskesini bağlamıştı. Eğilip beyaz topuklularının iplerini de bileklerine doladığında hazırdı. Kapıda onu bekleyen uzun bir elbise içindeki annesini ve her zamanki yakışıklılığında babasını görünce birlikte ilk kez bir partiye katılacak olmaktan heyecanlandı. "Zade'ler bir arada ha?!"

Evlerinin kapısını ardından gürültüyle kapatan Ata ailesine baktı. Hepsi özenle hazırlanmıştı ve şıklık içindeydi. Sesil öne uzanıp babasının kabanında fazlalık olan bir tüyü silkeledi. "Hadi gidip bu geceyi bizim yapalım." diye gülümsedi Ata ve şoförün açık tuttuğu kapıdan arabaya doluştular. "İyi misin?" diye sordu Saliha yanın da oturan kızı Asu'ya. Asu bu kaliteli kumaştan elbisenin mücevherlerin içinde daha özgüvenli hissederek başını salladı. "Aşabilirim."

Arabanın tekerleri dönerken birkaç sokak ötede Tezyöner'ler bir aile olmaktan oldukça uzak tavırlarla evden çıktılar. Fulya arabaya binmeden önce takipçilerini son kez bilgilendirdi. "Evet kasabada hava kararmak üzere ve biz mahzenlere gitmek üzere yola çıkıyoruz. Hey yakışıklı babama merhaba deyin!" dediğinde Erdem kadraja girip el salladı. "Evet bu mükemmel hanımefendi benim biricik kızım. Çok şanslıyım." diyerek kızının yanağına küçük bir buse kondurdu. Onlar gülüşürken Şenay bu mutluluk tablosunun bu kadar dışında kaldığına inanamayarak omuzlarını düşürdü ve bindiği arabanın kapısını sertçe çarptı. Dışarda kalan iki gerçek Tezyöner ona göz devirdi.