Oy sınırı +20
Yorum sınırı +100Harry ağız kuruluğu ile etrafında dönerken gözlerini güç bela açıp kendine gelmeye çalıştı. Zonkalayan başı ayılmaya çalışmasına yardımcı olmasada yanda gördüğü beden ile gözlerini kocaman açtı. Etrafa daha dikkatli bakarken kendi yatak odası olmadığını da fark edince iyice panik yapmıştı. Dün gece nasıl buraya gelmişti asla hatırlamıyordu.
Endişeyle yatakta dört dönerken, Louis'nin sesiyle ona çevirdi gözlerini. "Günaydın." Harry bu kadar sakin davranmasına şaşırırken "Günaydın?" dedi sorarcasına. Sesi tereddütlü çıkmıştı.
Louis yatakta doğrulurken yorgun gözlerini ovuşturdu ve tekrardan yeşil gözlerle buluşturdu. "Saat kaç?" Harry telefonunu yatakta aramaya çalışırken bir anda durdu ve konunun bu olmadığını hatırladı. "Benim senin yatağında ne işim var? Biz-"
"Arabada sızdın ve seni o şekilde eve götürmemin Micheal'ı kızdıracağını düşündüm o yüzden buraya getirdim." diye sözünü keserek açıklamaya yaptı. Harry anladığını belli ederek başını salladı ve "Neden beraber uyuduk?" diye sordu.
"Çok ısrar ettin." dedi Louis sırıtırken. Harry'nin gözleri büyümüş, kaşları havaya kalkmışken daha da gülmeye başladı. "Senin için o rahatsız koltuklarda uyuyacak halim yoktu." diyerek gerçeği söyledi.
"Kocaman ev, oda mı yok?"
"Tek yaşayan biri olarak ikinci bir oda yerine daha farklı şeyler için harcadım diğer odaları." diye açıklama yapınca Harry sadece başını salladı.
"Teşekkür ederim bu arada," dedi dün hakkında. "iyi düşünmüşsün eve götürmeyerek.""Rica ederim. Sen istersen bir duşa gir kendine gel, ben de yiyecek bir şeyler bakayım." Harry başını sallayıp lavaboya adımlarken Louis'de aşağı kata indi.
Dolaba baktığında hiçbir şey bulamamış, o yüzden yukarı çıkıp Harry'e ne sipariş vermesini istediği şeyi sormaya gitti. Lavaboda olduğunu düşündüğü için açık olan kapıdan odaya baktı.
Harry'i arkası dönük, çıplak bir şekilde gördüğünde olduğu yere çakılmıştı. Gözleri ince beline ve ardından dolgun kalçasına indiğinde yutkundu. Gözlerini derhal bu tapılası vücuttan çekmesi gerekiyordu ama kendine engel olamıyor, mavilerini o pürüssüz bedenden ayıramıyordu.
Harry hala onu fark etmemişken, Louis kendini toparladı ve hiç buraya gelmemiş gibi salonda geri döndü. Gördükleri aklında tekrardan canlanırken elini gözünün önüne koyup havaya birkaç kez savurdu gitmeleri için ama o kadar güzeldi ki..
Salonda dört dönerken, Harry duştan çıkmış ve havluyu beline bağlayarak salona Louis'nin yanına inmişti. Karın kaslarının üstündeki su damlaları Louis'nin sabrını sınarken derin bir nefes aldı.
"Evde yiyecek pek bir şey yok, dışarıdan sipariş edelim mi?" Harry yüzündeki ıslaklığı ovuştururken başını iki yana salladı. "Gerek yok zaten birazdan çıkarım ben." Louis hiçbir şey demeyip başını salladı ve gelen aramayla cebindeki telefonu çıkarttı.
"Efendim, baba? Ah tamam, bu gece gideceğim. Görüşürüz."
"Sorun mu var?" diye sordu Harry kaşlarını çatarak. Louis başını iki yana sallarken "Hayır hayır, gece kulübüne gitmem gerek akşam, onun için. Son zamanlarda boşladım da."
"Anladım."
"Niall'ı al gel sende." diye teklif etti Louis. "İşleri bitirebilirsem geliriz." dedi ve üstünü değiştirmek için yukarı çıktı. Dün üstüne olanları gelişi güzel üstüne geçirdi ve aşağı inip çıkacağına dair bilgilendirdi. Louis onu uğurladıktan sonra kendisi de bir güzel duşunu aldı ve dışarı çıkmak için hazırlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cosa Nostra
FanfictionMafya (Larry Stylinson Version) Mafya oğlu olan Harry Styles, yüksek lisans için gittiği Kanada'dan iki yılın ardından döner ve Styles Holding'in başına geçer. Tomlinson ve Styles ailesinin mafya konumunda güçlü yerlerde olması, bu iki ailenin aile...