Cosa Nostra

Episode 7: Street Racing

Oy sınırı +30
Yorum sınırı +200

Şakasız siz beni çok kırıyosunuz bu arada. Sizin için 3-4 bin kelimelik bölümler yazıyorum ama siz 3 kelime bir şey yazmayı bana çok görüyosunuz. Kırılıyorum :/

Louis'nin başı zonklarken gözlerini zar zor açtı ve neler olduğunu anlamaya çalıştı. Algıları hala kapalıydı ama en azından deniyordu.

Etrafına baktığında zifiri karanlıktan başka hiçbir şey görmüyor, ellerine baktığında ise arkadan bağlandığını anlamıştı. Sırtını dayadığı biri vardı ve bu da Harry olmalıydı. İkili sırtaları birbirine dayanmış, elleri de arkalardan beraber bağlanılmıştı.

Louis hissettiği soğukla zeminde oturduklarını anlaması zor olmamıştı. "Siktir" diye tıslarken bir yandan da ipleri çözebilmeyi umuyordu ama yaptığı tek şey kalın ipi bileklerine sürtüp orayı tahriş etmekti.

Debelenmesinden ötürü Harry'de yavaş yavaş gözlerini açarken "Louis." diye fısıldadı. "Ne sikim oluyor?" Derin bir iç çekişin ardından "Bilmiyorum.." diyebildi. "Kaçırıldık amına koyayım."

"Hep senin yüzünden başımıza geliyor bunlar." dedi Harry. "Senin ben tuvalet fantezini sikiyim. Louis cümlenin sonunda kahkaha atmaya başlamıştı. Öyle fazla gülüyordu ki Harry'nin de siniri bozulmuştu ve o da ona eşlik etmeye başlamıştı. Gülüşmeler yaklaşık yarım saniye devam ettikten sonra Louis, "Sinirlerim bozuldu." diyerek durumu açıklamıştı ama ardından kapının açılma sesiyle ikili oraya döndü.

"Vay vay vay, keyifler yerinde bakıyorum." David siyah kabanı ilikli bir şekilde sırıtarak içeriye girmiş ve onlara yaklaşmıştı.

Harry dişlerini sıkıp ona nefretle bakarken o ise onun bu halinden zevk alıyormuşçasına izliyordu. Dizlerini büküp Harry'nin mesafesine geldiğinde elini çenesinde gezdirmeye başladı. Harry ne kadar uzaklaşmaya çalışsa da nafileydi.

"Nasılsın, Harry? Seni iyi gördüm."

"Seni öldürünce çok daha iyi olacağım orospu çocuğu."

David bu imkansızmış gibi sırıtırken "Siz iki ibneyi de geberteceğim." diye tısladı. Bunun üstüne Harry, deponun kahkahalarını yankılatmasına izin verdi.

"Gay porno kasedini ne çabuk unutmuşsun... mor ışıklar falan.. anlatsana güzel miydi? İspanya senin için özel olmalı. Ne de olsa götünü siktirtiyordun."

Louis  bir kahkaha patlatmış ve iyice rahatlamıştı. Bu ikilinin rahatlığı David'i oldukça kızdırırken ağır elini Harry'nin yanağına doğru geçirdi.

Harry yüzünü yana bile çevirmemiş ona öylece bakarken hala gülüyordu. Bir yandan da Louis'nin bu tokattan sonra sinirlendiğini belli eden, sıkmış yumruğunu arkadan okşamaya başlamıştı. Bu sorun yok demekti.

"Abi, bir bakar mısın?" David kapıda duran adama baş sallayıp "Sizinle henüz işim bitmedi." diyerek ikilinin yanından geçti ve depodan çıktı.

İkili baş başa kaldıklarında hala karanlığa gömülü bir şekilde bekliyorlardı. Kapı kapanmadan önce etrafı az çok görmüşlerdi ama şimdi tekrardan karanlığa mahkum edilmişlerdi.

"Nasıl çıkacağız buradan?" diye sordu Harry çaresiz sesiyle. Louis hiçbir şey görmüyor olsa da etrafına bakınırken "Sen de bir düğümü açmayı denesene." dedi.

Harry elleriyle ipi sürtüştürürken bir yandan da parmaklarıyla olabildiğince düğmeyi açmaya çalıştı ama bir türlü yapamamıştı. Biraz sağ dönüp deniyordu ki ikili aynı anda sağ tarafa doğru düştüler.