Episode 17: Summery

531 68 311
                                    

Louis yorgun ve hassas bedenin tenini tüy kadar hafif bir şekilde okşarken bir yandan da dalgalı uzun saçlarına öpücük konduruyordu. Teninin kendi kokusu, hiç parfüm olmadan o kadar mükemmel kokuyordu ki tüm nefesi bitene kadar koklayabilirdi.

Artık tamamen onun olduğunu, onun da kendisinin olduğunu bilmesi, içinde uzun süredir hissetmek istediği huzuru vermişti ona. Dünyalar onundu artık. Dünya onundu artık.

Harry yavaşça kıpırdanmaya başladığında her şeyi yeni yeni algılıyordu. Yanağının sıcak ve yumuşak bir zemine dayalı olduğunu hissedince toparlanmaya çalıştı ve karşısında onu izleyen adamla göz göze geldi. Ona gülümsediğini görünce ise gün şimdi aymıştı.

"Günaydın!" dedi uykulu bir sesle ama neşesinde hiçbir azalma yoktu. Dün geceki itiraftan sonra kendini kuş gibi hissediyor ve göklerde özgürce uçtuğunu hayal ediyordu.

"Günaydın, güzel bebeğim." Louis onun dağılmış saçlarını geriye atarken burnundan da bir makas aldı. "Bugün bir plan yapman taraftarı değilim çünkü seni bir yere götüreceğim."

Harry onunla ne yaşarsa yaşasın heyecanlı hissettiği için, şu an onun güzel bebeğim demesine bile kalbi gümbür gümbür atıyordu. Bir de üstüne sürpriz bir yer çıkınca daha iyi ve neşeli bir sabah hayal edemezdi.

"Hm," dedi esnerken. "Holdingde işim yoksa eğer-"
Louis onun sözünü balla böldü. "Sen uyurken Niall'ı aradım ve önemli bir iş olup olmadığını teyit ettim. Sağ olsun ki çok önemli bir şey olmadığını, kendisinin halledebileceğini söyledi."

Harry sırıtırken onun dudağına yaklaştı ve kuru bir öpücük kondurdu. "Süper o zaman! Bugün tamamen seninim." ardından burnunu ona sürttü fakat Louis sahte bir kızgınlıkla geri çekildi.

"Sadece bugün mü?" Louis'nin sahte sitemine karşı odayı kahkahalar sararken "Hayır!!" diye toparladı hemen. "Her gün seninim. Hep seninim. En seninim."

"En seninim ne oluyor peki?" 

"Ooohooof! Sen her şeyi böyle sorgularsan olmaz ki ama. Seninim işte be adam!"

Harry'nin bu şakacı çıkışı Louis'nin tek kaşının kalkmasına sebebiyet verdiğinde, Harry'nin de çığlık atmaya başlaması bir olmuştu. Koca yatakta kıdıklanmaya devam ederken artık nefes alamıyor gibiydi.

"Ahh Lou- hay-" ardından bir kahkaha daha attı. "Ahh hayır ahah ayh Lou dur-" yüzü domatese döndüğünde ise artık Louis onu serbest bırakmış ve kendine çekmişti. "Dersini aldın mı küçük sincap, hm?"

"Yoo."

Harry bu kelimeyi söyleyip ardından hızla yataktan zıpladı ve koşarak banyoya girdi. Kapıyı kilitlemesi ile de dişlerini dudağına geçirdi heyecanla. Cidden kaşınıyordu.

"Benden kurtuluşun yok minik bebeğim fakat şimdilik seni bırakıyorum. Duşa gir ve aşağı kahvaltıya gel!"

Louis'nin odadan çıktığını kapı sesi ile anladığında üstündekileri sırasıyla çıkarmış ve hızla bir duş almıştı. Saçlarını da kuruladıktan sonra sadece beline bağlı olan bornoz ile salona inmişti.

Louis ise sıcak tavayı tutabilmek için bir bez almış ve onunla birlikte tavadaki yumurtayı dökmeden masaya koymaya çalışıyordu. Harry onun bu hallerini ilk kez gördüğü için hem şaşırıyor hem de kahkahalara gömülüyordu.

"Mafya adamını çevirdiğin hale bak." diye yakındı Louis onu belinden tutup kendine çekerken. "Memnun musun?" Karşısında dudağını hevesle dişleyen bir adam olduğunu fark edince ise sırıttı. Kesinlikle memnundu.

Cosa Nostra Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin