Cosa Nostra

Episode 20: Secret Plan

Yarım kalınmışlık hissi her zaman zordur ve bununla başa çıkmak ise daha zor. İstemediğiniz dürtülerin kendi bedeninizi ele geçirmesi ve hakimiyet kurması insanı korkutur. Devamında neler olabilirdi düşüncesi insanı çürütür ve "Neden olamadık?" sorusu akıllarda hep kalır. Fakat Harry'nin asıl sorusu "Neden oldurmadı?" idi. "Neden başkasına gitti?" Veya "Neden yetemedim?"

Uzun zamandır görmediği bu adam tam karşısındayken artık ona karşı hiçbir şey hissetmediğini anladı. Louis'ye olan bağlılığı, yarım kalınmışlık hissini bile örten bir derecedeydi.

Karşısında duran adamın önceden ona yaşattığı durum ve ardından bıraktığı yıkık dökük kendisini tekrar gözünde canlandırdığında içinde bie öfke hissetti. Bu adamın buraya gelmesi demek, huzurunun kaçması demekti. Çünkü onu tanıyordu.

Siz de birazdan anlayacaktınız.

"Selam, Harry. Nasılsın? Seni biraz soluk gördüm."

"Senin ne işin var burada?"

"Beni sen işe aldın?" Dönen dolap kendi planı değilmiş gibi konuşurken Harry sırıttı. "Öyleyse şimdi de çıkışını veriyorum? Bize kattıkların için sağ ol. Çıkabilirsin."

"Oww Harry.. bence baban bu duruma hiç sıcak bakmaz, ha?"

Harry'nin rahat tavırları -en azından ona öyle göstermeye çalışıyordu- babasının konuya dahil olması ile son bulurken bakışları ciddileşmiş, yüzündeki kemikler belirginleşmişti.

Luke bundan faydanlanmak istermişçesine daha da ona yaklaşırken "Sen de beni özledin biliyorum.." diye fısıldadı. Tam elini yüzüne dokunduracaktı ki Harry'nin geri çekilmesi ile bu atılım son buldu.

"Çık dışarı."

Emire karşı hala hiçbir şey yapmazken bu sefer oda Harry'nin sesiyle tekrar inledi.

"DIŞARI ÇIK!"

Luke'un yüzündeki sırıtış hala devam ederken bundan zevk alırmışçasına odadan ayrıldı ve öfkeden delirmiş olan adamı tek başına bıraktı.

Harry onun odadan çıkması ile telefonu eline almış ve babasını aramıştı.

"Luke'u işe almak ne demek, baba! Ne yaptığını zannediyorsun sen?"

"Senin bir geçmişin oldu diye profesyonel bir insanı neden holdingin yararına kullanmayayım, Harry?"

"Sen cidden iğrenç bir herifsin. Ama biliyor musun, Micheal Styles; bu oyunu sen başlattın ve kaybetmeyede mahkumsun."

Ardından telefonu bir şey demesine izin vermeden kapatarak sevgilisini aradı.

"Bebeğim, konuşmamız lazım."

⏳

Harry Louis'nin kucağına yerleşmiş tüm detayları ona anlatırken, yüzü fazlasıyla gergin olan adamın viskisini yudumlamasını izliyordu.

"Onunla önceden neler yaşadığını bilmek istiyorum, Harry."

Gelen isteğin üzerine iç çeken Harry, biraz çekinerek anlatmaya başladı detaylıca. "Kanada'ya ilk gittiğimde arkadaş ortamında tanışmıştık. Sadece sevişiyor ve onun dışında hiçbir şey yapmıyorduk. Sonra ben ondan hoşlanmaya başladım fakat bu ciddi bir şey değildi. İyi ki de değişmiş çünkü beni başkası için bıraktı ve ben öylece kaldım. Sinirli ve kırgındım çünkü beni çok değersiz hissettirmişti fakat sonra umursamadım. Ardından da Zayn geldi zaten ve-"