Episode 23: All The Truths

368 56 213
                                    

Bu satiri okuyan herkes buraya bir yorum biraksin,, kimler burada bir bakayim! Kitap yoklamasi alinsin🤍


"Ne oluyor, Louis?"

Zayn duyduğu ses ile sahte bir öksürük çıkarttı boğazından ve ardından ayağa kalkarak müsade istedi. Evden çıktığında ise Harry Louis'nin kucağına yerleşti üstündeki havlu ile.

Saçlarını karıştırırken "Neler oluyor?" diye tekrarladı. Birkaç saniyelik sessizlikte Louis, gerçeği nasıl anlatacağını düşünmeye çalışmıştı fakat üstünde hissettiği yeşiller kendisini tedirgin hissettiriyordu.

"Benim... sana anlatmam gereken bir durum var. Aslında nasıl anlatmam gerektiğini bilmediğim için erteliyordum fakat şimdi.. madem duydun bana da anlatmak kalıyor."

Harry'nin kaşları çatılırken onun sakallarıyla oynamaya başladı. "Anlat, sevgilim."

"Luke'u öldürdüğün gece seni her yerde aradım fakat ardından nereye gittiğini tahmin edip seni biraz yalnız bırakmak istedim. Zaten ben de çok sinirliyim, eğer gelseydim kalbini daha çok kırardım. Ben de o yüzden o içimdeki sinir ile babanı depoya çağırdım..."

Louis ona neler konuştuklarını anlatırken Harry'nin kaşları havalanmıştı. Bunu beklemediği belliydi.

"...Ardından koluna ateş ettim... yani... göz korkutmak amaçlı yaptığım bir şeydi. Çünkü ciddiye almadığı oldukça belliydi. Gözüm dönmüştü ve ben de-"

Louis'nin sözünü Harry'nin dudakları keserken afalladı. Ne olduğunu anlayamazken ilk başta Harry'nin havlusu bedeninden sıyrıldı ve tüm çıplaklığı ile kucağında sürtünmeye başladı.

"H-harry.. ne yapıyorsun? Neden hiçbir şey söylemedin?" 

"Söyleyecek bir şeyim yok. Hiçbir şey düşünmüyorum. Maalesef sinirlenemiyorum, üzülemiyorum.. o adamın.. bak baba bile diyemiyorum artık.. o adamın ölmesi bile beni üzmeyecek raddeye geldim. Sen bir şey yaptıysan bir bildiğin vardır, tamam mı?"

"Harry o senin baban..."

"O sadece bir kelime, Louis. Babalık yapmamış bir insana baba demem. O benim babam falan değil. Ölse mezarıma tükürürü-"

Louis bu sefer onun dudaklarına kapanarak sözünü kesti. Ardından hızla kucağındaki bedeniyle ayağa kalkıp odaya doğru ilerledi. Çıplak bedeni süt gibiydi. O sütten kanaya kanaya içmeye başladığında Harry'nin de inleyişleri başlamıştı.

Terden ıslanmış saçları parmaklarından kayarken sıkıca ona tutundu. İçinde git gel yapan adamın inleyişlerini duyarken daha da zevkten dört köşe oluyordu.

Dudakları tekrar birleşti, ardından ruhları... en sonunda ikisi de göğe çıktığında birbirlerine sıkıca sarıldı. Yorgun ve terli beden yatakta öylece uzanırken Louis'de onun alnına bir öpücük kondurdu.

"Demek o yüzden kolu sargılıydı.. iş kazası olduğunu söylemişti." Harry'nin kafasındaki parçalar yerine otururken tekrardan konuştu. "Ve sen de o yüzden dağ evinde bana bir anda 'Seni üzeni üzerim.' dedin.."

"Tebrikler, Sharlock!"

Louis'nin şakasına kahkaha atarken "Kes sesini ya!" dedi. "Nerden biliyim ben!?"

Harry holdingdeki işlerini bitirdikten sonra eve erken dönmüştü. Louis için öğle yemeği hazırlamış ve ardından evinden getirttiği gitarını alarak bir beste oluşturmaya çalışmıştı.

Uzun süredir ne yazıyor ne de şarkı söylüyordu. Kendi gibi hissettiği tek yönünü de kaybederse artık delirebilirdi o yüzden şarkılara ve sözlere dört elle tutunuyordu.

Cosa Nostra Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin