12.BÖLÜM: MASALSI BİR İZDÜŞÜM

85 15 108
                                    

Başımı yastığa koyduğum anda gördüğüm kâbus bir daha baş gösterdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başımı yastığa koyduğum anda gördüğüm kâbus bir daha baş gösterdi. İrinli bir yara gibi her gecemin en koyu yerinde beni rahatsız edip ürküten bu kâbus üç gecedir yakamdan ellerini bir türlü çekmiyordu. Alaz'ın can barındırmayan soğuk bedeninde, soğuk dudaklarına bıraktığım bir öpücük, ondan ayrıldığım anda beni küle çeviriyordu. Öylesine gerçekçiydi ki, yokluğunun acısı kalbimi deşip kan revan ediyordu. Kabusun düşüncesi bile yüreğime bir kramp gibi sancı veriyordu. Yoğunbakımın önündeki sandalyede uyanmıştım yine, tutulan sırtımı esnetip, kabusun etkisinden kurtulmaya çalıştım.

Alaz'ın Yoğun Bakımda geçirdiği beşinci güne girmiştik. Doktoru her gün daha pozitif söylevler çekip günlük rutini tamamlıyordu. Dünkü konuşmamızda bugün için normal odaya çıkabilme ihtimalinden bahsettiğinde inanılmaz bir sevinç, ellerini boğazıma sarıp, boyumu aşmak istercesine tırmanmıştı.

İnci'yi almam gereken gün de gelip çatmıştı. Fakat Alaz'ı ilk günden nasıl bırakacaktım, İnci'ye söz vermiştim, nasıl yerine getirecektim bilmiyorum. Bir şekilde ikisini de denge içinde halletmem gerekirdi. Alaz'ı bu sürede iki kez görebilmiştim. İkisinde de uyuyordu. Konuşabilseydik bir nebze daha rahat olabilirdim belki...

Nihayet beklediğim saat geldi ve doktoruyla konuşacaktım bir kez daha.

"Merhaba Mesut Bey, Alaz nasıl?" Sabırsızca hemen konuya girişim onu gülümsetmişti. "Onu gerçekten çok seviyorsunuz öyle değil mi? Günlerdir Alaz Bey'den çok size üzülüyorum. Bir kuş gibi çırpınıyorsunuz. Bir saat bile olsa evinize gitmediniz... burada size tahsis ettiğim odayı ise sadece giyinmek için kullandığınızı söyledi hemşireler. Alaz Bey eş konusunda da işinde olduğu kadar başarılı bir seçim yapmış." Sakin bir tebessümle dinleyip başımı hafifçe eğerek güzel sözlerini kabul ettim. Doktor babacan bir tebessümün ardından derince bir nefes alıp devam etti. "Şimdi asıl konuya dönelim. Alaz Bey gayet iyi, uyumasını sağlayan sedatif ilaçları kullanmayı dün itibariyle bıraktık. Sabaha karşı uyandı, yarası giderek iyileşiyor ama zaman gerekli. Tehlikeli süreci de geride bırakmayı başardı. Artık normal bir odada, antibiyotik tedavisi bitip vüducu enfeksiyondan tamamen temizlenene kadar tedavisine devam edeceğiz. Yaklaşık olarak bir hafta diyebilirim. Sonrasında taburcu olması muhtemel."

"Çok teşekkürler doktor bey, çabanız takdire şayan. Alaz'ı kurtardınız resmen..." Mesut Bey tekrar gülümsedi. Aklına bir şey gelmiş gibi bakışlarını tekrar bana çevirdi. "Biz Alaz Bey'i normal odaya alacağız, bu sırada rica etsem hastaneyi işgal eden gazeteciler ordusuna bir açıklama yapıp gitmelerini sağlar mısınız artık? Diğer hastalarımız hayli huzursuzlar bu konuda..."

Günlerdir ısrarla kaçındığım konu daha fazla ertelenemez hâle gelmişti. Her an her dakika daha da kalabalıklaşan muhabirler artık göze fazlaca batıyordu. Doktora tamam manasında başımı sallayıp bana tahsis edilen odaya geçtim. Burak'ı aradım. "Hemen odaya gelebilir misin Burak?" Çoktan merdivenlere yöneldiğinden emindim. "Bir şey mi oldu Firuze Hanım? İyi misiniz?" Yatıştırmak isteyen bir sesle konuştum. "Evet, evet iyiyim. Endişe etmene gerek yok. Geldiğinde konuşuruz."

EKRU: Kan KoyusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin