"Kabul edilemez Erwin! Neyin içine düştüğümün farkında mısın?"
"Mike, sakin ol-"
"Benim Rod Reis e hizmet eden o aptal polislerden ne farkım kaldı?" Mike kaşlarını çattı. Elindeki mektubu hiddetle masaya fırlattı. "Levi Ackerman nın yaşadığını bildiğim yetmiyormuş gibi onunla iş birliği içinde olduğumu bilen insanlar var. Bir kiralık katilin firar etmesine göz yumdum. Her an PPD deki yerimden olabilirim. Belki Ackerman nın saklanmasına göz yumduğum için beni de onunla aynı hücreye tıkarlar."
Erwin sabırla iç çekti. Mike ı anlıyordu, endişelerinde haksız da sayılmazdı. Ancak deli danalar gibi oradan oraya voltalar atması işi kolaylaştırmıyordu. "Hala tam olarak neyin peşinde olduklarını bilmiyoruz. Sakin olmazsan mantıklı düşünemezsin ve daha fazla hata yaparız."
"Hepsi Hange nin suçu." dedi Mike, sinirle burnunun kemerini sıktı. Onun için Levi ın yaşadığını bildiği halde herkesten uzak bir hayat sürmesine izin vermişti. Çünkü güya kimseyi öldürneyecekti. "Kaçmasına asla izin vermemeliydim..."
"Ne Hange yi, ne kendini suçlamanın bir anlamı yok. Olan oldu bir kere." dedi Erwin. Cebinden kendine bir sigara çıkarıp yaktı.
"Burada içmesen iyi edersin, Nanaba hoşlanmıyor." Mike ın evinin bahçesinde oturuyorlardı. PPD de konuşmak fazla riskli olurdu.
"Açık havadayız." Erwin dumanı dışarı üfledi. Mike a da bir tane uzattı. Uzun boylu adam başta tereddüt etse de birkaç küfür mırıldanıp pes etti. "Şuan sinirliyim, herhalde bir şey demez."
Erwin onunkini de yaktı. Etraflarını saran dumanlar açık havaya karışırken bir süre sessizlik içinde oturdular.
"Ne yapmayı planlıyorsun?" Mike dedi en sonunda. "Ackerman a yardım edecek misin?"
"Başka çaremiz yok. Olayın arkasında her kim varsa oldukça kurnaz biri. Levi yı öldürmek istemiyor, zaten onu öldüremeyeceğini biliyordu. Yaşadığını kanıtlamak için istediği kanıtları kolayca topladı. Anlayamadığım tek nokta neden seni hedef alıyor? Ya da Levi ya yardım edeceğini nereden biliyordu? Şu mektubu tekrar gösterir misin?"
Mike buruşturulmuş mektubu ona doğru sürdü. Erwin sigarayı dudaklarına sıkıştırıp kağıdı zarftan çıkardı, dikkatle açtı. Mezar açıldıktan sonra çok geçmeden Mike a bir tehdit mektubu gönderilmişti. Zaten Erwin burada bulunma sebebi o mektuptu. Üzerinde hiç isim yoktu. Ne adres, ne posta damgası. Biri elleriyle Mike ın kapısının önüne bırakmıştı. Erwin kağıtta yazan mesajı sesli okudu.
Susmak da bir çeşit cinayettir.
Katillerle iş birliği yapan da suç ortağı değil midir?
Dostlarını seçmeyi bilmeyen dedektif,
Ya çok saf, ya beceriksizdir.
"Levi ile hiç görüşmedim, emirleri her zaman Eren e verdim." Mike kaşlarını çattı. "Beni bara çağırdığın gün dışında."
"Bizi takip etmiş olamazlar." dedi Erwin kendinden emin bir tonda. "O zaman Levi ya yardım ettiğim için çoktan bana da bir tehdit mektup gönderilirdi. Geriye iki seçenek kalıyor. Ya beni karşısına almak istemiyor ya da-"
"PPD de bir adamı var." dedi Mike ciddiyetle. Erwin başıyla onayladı. Lafı ağzından almıştı.
"Olan biteni Eren den başka bilen kimse yoktu. Bu durumda içeriden biri onunla ne konuştuğunu ve Levi ya gözcülük edeceğini duydu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACKERMANS 2
Fanfiction"Ackermanlar'ı öldüremezsin... Onlar zaten ölü doğarlar." * Bir Attack on Titan Polisiye AU 'dur. ACKERMANS kitabının devam hikayesidir. Keyifli Okumalar...