5. BÖLÜM: "Evinamın..."

513 36 16
                                    

Ben geldimmm asklar bu aralar bi bölüm yazma askı geldi. Vizelere kadar seri yazarım diye düşünüyorum ama hayırlısı bakalım. Abi okulun kapanmasına iki ay kalmış ünileri açıyorlar gitmiyorum amk neyse yine sinirlendim.

Keyifli okumalar agalar bu bölüm bi tık kısa oldu idare edin artık :)) satır arası yorumlarınızı bekliyorum haydi selametle

Multi: Sarya'nın gelinliğinin bir kısmı gerisi sizin hayal gücünüze kalmış

Sürç-i lisan ettiysek affola.

"İyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta Hasan kızı Sarya'yı eşin olarak kabul ediyor musun?"

Nikah memurunun sorusuyla Zeyd Ali tereddüt etmeksizin gür sesiyle cevap verdi.

"Evet!"

Her şey bitmişti artık bir adamın karısı olmaktan başka vasfım kalmamıştı. Ne işim  ne gücüm kalmıştı.

Yankılanan sesinin ardından salonda kopan alkış eşliğinde imzalamamız için önümüze konan deftere sakinlikle imza attım aynı şekilde Zeyd Ali de attı. Benim şahidim Okan olurken Zeyd Ali'nin şahidi arkadaşı aynı zamanda sağdıcı Resul olmuştu. Şahitlerde imzalarını attıktan sonra nikah memuru evlilik cüzdanını bana verdi ve o can alıcı cümleyi kurdu.

"Gelini öpebilirsiniz."

Zeyd Ali bana doğru dönüp sabahtan beri yüzünden düşürmediği gülümsemesiyle iki yanağımdan incitmekten korkar gibi tuttu. Titrek nefesini hissederken kor gibi sıcak dudaklarını anlıma bastırdığında gözlerimi kapatmadan edemedim. Onca insanın ve kameranın önünde beni öptükten sonra yine bir alkış kopmuştu.

"Şükürler olsun..." diye fısıldadı "Gözümün nuru şükürler olsun.."

Geçtiğimiz iki gün çok yoğun ve yorucu geçmişti. Dün evimizin avlusunda kınam yapılmıştı. Konak dolmuş taşmış kapının önündeki sokak arabalardan kapanmıştı. Hayatım boyunca düğün dernek hayali kurmadığım gibi de kınada ağlama olayını da saçma bulurdum. Belki gerçekten bu şartlarda evlenmeseydim ağlamazdım ancak yıpranan sinirlerimi gelin oldum gidiyorum bahanesiyle ağlayarak boşaltmıştım. Son gecemi de annemin kollarında uyuyarak geçirmiştim. Bu sabah ise saç baş, gelinlik, dış çekim saçmalıkları ve gelin alma derken düğün saatine kadar pertim çıkmıştı. Geleneğimiz olan reyhani oyununu bu sefer Bedirhan ağabeyimle değil  müstakbel kocam Zeyd Ali'yle birlikte oynamıştım. Gelin almada oynadığımız reyhaniden sonra düğün için Zeyd Ali'nin oteline gelmiştik Melike'den öğrendiğime göre düğündeki en küçük şeyle bile Zeyd Ali ilgilenmiş ve gerçekten de her şey fazlasıyla güzel ve organizeydi. Nikaha kadar Zeyd Ali aç kalmamam için hususi ilgilenmiş yorulmamam için her şeyi yapmıştı ancak üzerimdeki gelinliğin ağırlığı ve topuklu ayakkabıların rahatsızlığı yüzünden aşırı yorulmuştum.

Kulağıma çalınan şarkıyla gözlerim direkt yanımdaki Zeyd Ali'yi buldu. Mazhar Alanson'dan Yandım çalıyordu. Çok sevdiğim bir şarkı olması yanı sıra Mazhar Alanson'un en sevdiğim şarkısıydı. Zeyd Ali'nin elimi tutup yönlendirmesiyle şaşkınlığımdan konuşamadım. Dans etmeyiz diye düşünmüştüm ancak yanıldığımı pistin ortasına çekildiğimde anlamış oldum. Gözlerimizin birbirine kenetlendiği saniyelerde şarkının sözleri salonu doldurdu.

Özledim seni, düştüm yollara
Açtım gönlümü rüzgarına
Bir hayaldi sanki, bir macera
Yıkıldım, kelimeler paramparça

Kuyu gibi derin gözlerinin en karanlık yerine çekiliyormuş gibi hissettim, tarifsiz bir heyecan ve korkuyla. Heyecanlıydı çünkü yüksekten düşerken bunu hissederdiniz, korkutucuydu çünkü karanlığın ardında sizi neyin beklediğini bilemezdiniz.

MÜPTELA | ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin